40 "Ten"

106 18 44
                                    

Bir sürpriz yapıp erken atıyorum bugün bölümü. 😍İyi okumalar.

Odadan çıktım ve beni bekleyen arkadaşlarımın ve Potter'ın yanına salona geçtim. Koltukta oturmuş sessizce bekliyorlardı.

Rory hala duyduklarının ve gördüklerinin etkisindeydi.

"Nasıl hissediyorsun Liv?" diye umutla sordu.

"Daha iyi." dedim ve Bundan kesinlikle emindim. "Ne derler bilirsin aile meselesi her zaman karışık olmuştur."

Bir elini ensesine koydu ve kaşıdı. "Neden dayınla konuşmuyorsun?" diye önerdi.

"Benim için benden daha çok üzülecektir," dedim alayla.

" Bahse girerim bunları duysaydı, büyükbabanla ölmeden önce yüzleşmek isterdi."

Cevap vermedim. Muhtemelen haklıydı ve büyükbabam aklıma gelince bu benim dişlerimi sıkmama neden olmuştu.

Konuyu değiştirerek, " Sen ve Adel?" diye keyifle sordum, Rory afallamış bir ifadeyle durdu ve gözlerinde şaşırmış bir ifadeyle bana baktı.

" Söylemeyi düşünüyorduk ama son olaylardan fırsatımız olmadı." dedi Rory gülümseyerek.

"Bize kızmadın değilmi?" diye sordu Adel ve başka yöne bakmaya başladı..

"Neden kızmam gerekiyor?" diye merakla sordum.

Adel uzaklara daldı, "Laura'yı ve Brendon'u özlüyorum.. Kendimi Laura'ya ihanet etmiş gibi hissediyorum." dedi üzüntü dolu bir sesle.

Sessizce bir süre bekledik.. Onlar ile görüştüğümü onlara anlatmalıydım.

"Cennet mi?" dedi Adel. Bir süre ikilemde kaldı, sanki nasıl söyleyeceğini bilemiyor gibiydi. Sonunda derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı, "Artık onlar cennette mi?"

"Evet ikiside son derece mutluydu. İkiniz için mutluluklar dilediler."

Potter kaşlarını çattı ve dönüp bana baktı. Konuşmadan gözlerimin içerisine o kadar derin bakıyordu ki alnı kırışmıştı.

"Bir sorun mu var" diye sordum, utandığımı hissediyordum.

"Duş aldığını söyleyerek bana yalan mı söyledin?" diye sorunca yanaklarımın içini ısırmıştım.

Sessizce gözlerine bakmaya başladım. Planlamıyormuş gibi eline uzanıp
ve buna itiraz edip edemeyeceğini merak ediyordum. "Aslında karanlık Lord ile görüşmeye gittim ama olaylar istediğim gibi gelişmedi."

Kaşları yay gibi gerilince gürültülü bir şekilde yutkundum. Elini tuttuğum kol damarları şişmişti.

"Karanlık Lord ile görüşeceğini umarak gittin ve onunla görüştün sonra Laura ve o çocuk mu istemediğin olaylar oluyor?"

Kahretsin.. Fena yakalanmıştım. Çok iyi bir soru sorup beni köşeye sıkıştırmıştı. Her defasında bunu nasıl başarıyor anlamıyorum? Hayır bir yöntemi varsa bende bilmek istiyorum.

" Ne söylememi bekliyorsun? "diye sordum, devam edecek
gibi görünmüyordu." Neden açıkca sormuyorsun? "

" O aptal kendilerine kadim diyen bir avuç yaşlı bunaklarla mı görüştün?"diye açık açık sorunca bir an sustum.

Kadimlere aptal ve yaşlı bunak mı dedi az önce o? Adel ve Rory şaşkınlıktan soru sormaya bile cesaret edemediler.

" Peki o zaman bunu biliyorsan sorun ne?"diye sordum çenemi kaldırıp başımı dik tutmaya çalışarak.

OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin