Olivia Tom Riddle'in günlüğünden :"Düşmanın düşmana yapamayacağı şeyleri ben sevdiklerimden gördüm."Bu duyduklarım bir rüya olmalıydı. Ama yaşananların bir rüya olmadığını biliyordum. Olamazdı. İnsanlar bu kadar acımasız olamazlardı..
"Seni hiç sevmedim Olivia, Her gün bana sarılıp ağlamanı dinlerken senden nefret ettim. Omzumda ağladığın gecenin sabahı seni öldürmek istedim."
Dizlerimin üstüne düştüm.. "Yeter!" dedim fısıltıyla... "Ben seni sevdim, çok sevdim benim ailemdin."
"Sadece seni öldürmek için yetiştirdim. Bir gün kendi ellerimle öldürmek için benimle yaşadın."
Ellerimi yere koydum ve saçlarımın yüzümü örtmesine izin verdim..
"Kes sesini soysuz!" Potter'ın büyükbabama bir şeyler yaptığını biliyordum.. Ama kafamı kaldırıp bakacak halim yoktu.. Adel yanıma çökmüş benim için ağlıyordu.
"Sen nasıl bir hayvansın piç kurusu, o ağzını siktirmeden önce kes sesini."
Bağırma sesi duydum. Acı seslerini duymak bile kalbimi sızlatıyordu. Ellerimin altından onun sıcak kanı akmaya başlayınca ancak o zaman bakabildim.
Büyükbabamın dilini kesmişti.. Kendi kanında boğuluyordu. Potter üzgün bir ifadeyle önümde diz çöktü ve yüzümü avuçlarının arasına aldı.
"Dinleme!" dedi Yüzümdeki kanları sildi ve elleriyle kulaklarımı kapatıp fısıldadı, "Duymazsan canın acımaz."
Dudaklarım titredi... Kollarına düştüm.. Ruhumun her bir kıvrımı acı çekiyordu. Yüreğimde çok derin yaralar oluşmuştu..
"Ben seni çok seviyordum ya.." dedim ağlayarak.. "Seni çok seviyordum büyükbaba."
Sürünerek elini tuttum.." Gözümün önünde onca hayal kırıklığını söylerken... "
Potter elimi tuttu.. Ondan güç alıyordum.
" Beni büyüten sensin.. Gözlerinde nefreti görecek kadar benden nefret etmemelisin. "hıçkırıklarım salonun her bir taş köşesinde yankılanıyordu.
Tutmak istediğim elimi ittirdi..
" Çok mu yaramazlık yaptım. "dedim yüzüne uzanarak." Bir daha yapmam. Söz veriyorum hiç yaramazlık yapmam. Lütfen beni sev! "
Gözleri bile titremedi. Kalbi sızlamadı.
" Sadece çocuktum. Küçük bir çocuk. "
Bir kez daha uzandım ama Potter durdurdu." Yapma! Kendi canını bilerek yakma."
Omuzlarımı ittirdim. Büyükbabamın bir kez daha elini tuttum." Mükemmel biri değildim. Bazen yaramazlık yaptım. Hatalar yaptım. Seni kızdırmış olabilirim.. Bazen çılgınca şeyler yapıp başını belaya sokmuş olabilirim.. Ama sadece çocuktum.. Seni kendimden bile çok sevdim.. Hala seviyorum.. Ne olur, yalvarıyorum bunların yalan olduğunu söyle. Benden nefret etmediğini söyle. Hayatımın koca bir yalandan ibaret olmadığını söyle. "
O salonda, o büyük salonun ortasında sekiz yaşında ki küçük bir kız çocuğu vardı. Büyükbabasının bacaklarına yapışmış ve onu bırakmaması için yalvarıyordu. Bir kez daha bırakmaması için yalvarıyordu.
Büyükbabam omuzlarımdan tuttu, başını iki yana sallayarak beni Potter'ın kucağına attı.
Kesik diline rağmen sesi boğuk çıksada anlaşılıyordu. "Seni sevmiyorum.. Senden nefret ediyorum. Lütfen bana dokunarak işkence yapmayı bırak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI
FantasyBu kitap ikinci seridir. Hogwarts artık yeni bir kötülüğün esiri olmuşken, Karanlık Lordun kızı Ölülerin çağrısına kulak veriyor.