35"Ölüler Alemi"

115 24 94
                                    

Olivia'nın gözünden.

Yoğun bir gri dumanla ölüler alemine girmiştim.. Olduğumdan daha güçlü ve korkusuzdum.. Buraya ilk geldiğinde korkan o küçük kız yoktu.

Kaçmak isteyen ve buradan çıkmak için koşan o küçük cadı artık büyümüştü. Olayları lehime çevirmenin zamanı gelmişti..

Yine aynı uçurum ve yine ölümün kokusu.. Herşey hem gerçek gibiydi hemde gerçek olamayacak kadar cansızdı..

Fısıltılar, ağır nefes kokuları, her bir yerden kulaklarıma ve ciğerlerime hücum etti.

Yerden Ölülerin çıkmasını bekledim ama onun yerine hiç tanımadığım ve daha önce görmediğim genç bir adam yaklaştı. Kanlı canlı gibiydi. Bir yüzü vardı ve o sıcak ve cılız enerjisini hissedince şaşırmıştım..

Hafif kıvırcık saçları ve soğuk bakan yüzüyle bile yakışıklı olduğunu söyleyebilirdim. Kimdi bu genç adam? Neden ölüler aleminde etten kemiktendi?

Büyükbabam benim bir parçam olduğu için bir bedeni vardı Peki ya bu genç adam? Ağır adımlarla bana yaklaşırken gözlerini bir an benden ayırmadı. O gözlerde bir şey vardı. Asillik. Kesinlikle gördüğüm buydu.

"Sizde kimsiniz?" yaklaşmasına izin verdim.. Merak doluydum.. Bana yaklaşırken o keskin bakışları daha çok meraklanmama sebep oluyordu.

"Gözlerin taleplerle dolu ölümün efendisi," dedi genç adam.

"Öğrenmek istediklerim için buradayım."

"Biliyorum, her birimiz biliyor.."dedi. Sesi ne çok sert, ne çok inceydi. İkisinin arasında bir sesti..

"Ölüler nerede? Neden yalnızsınız?,"dedim sabırsızca.

Aramızda iki metre kala durdu. Ellerini önünde birleştirdi ve parmaklarını birbirine geçirdi. Bakışlarından bir şey bildiği ortadaydı.

" Yalnız ölümün efendisi çağırırsa gelirler."dedi yüzümü inceleyerek.

" Bunu nasıl yaparım? "

" İstemeniz yeterli. "dedi fısıldayarak. Rüzgar sesini alıp bana getirmiş gibi yankı yapmıştı. Tüylerim diken diken olmuştu.

" Peki siz kimsiniz? Neden diğer ölüler gibi kemikten değilsiniz? "diye sordum kelimeleri isteksiz bir şekilde
sıralayarak.

" Benim yaşamım yarım kalanlar arasında en kötü olanıydı.. Bu yüzden ölüler aleminde kendi suretimdeyim. "dedi nazik bir sesle.

" Peki isminiz nedir? "soruyu bir defa daha sorunca bir an çok ısrarcı olduğum için bana kızacağını düşünmüştüm. Ya da çok meraklı olmamla yakınabilirdi.

Ama sadece dudağının köşesi yukarı kıvrıldı." Ben Regulus Arcturus Black"dedi gülümseyerek.

(Sevgili okurlarım, kalbinizin sesini duyar gibiyim. Kızlar regulus black ile konuşuyoruz şunun tatlılığına bakın. Sürprizim kesinlikle buydu."

Bu ismi bir yerde duymuştum ama nerede duyduğumu hatırlamıyordum..

"Peki Mr. Regulus Black, bana yardımcı olacak bilgileriniz var mı?"

Hareketsizce dururken derin bir sessiz­lik oldu. Yolda bana yardım etmek için ona bir şey mi vermem gerekiyordu? Neden olmasın isteyebilirdi. Ama sessizlik ona başka bir yanılgıyla birlikte gelmişti.

OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin