33"Beyaz Lady. "

130 22 63
                                    

Bölüm şarkısı : Maroon 5 - Animals

Olivia Tom Riddle'in günlüğünden :"İnsan zeka karşısında saygıyla eğilir, Ama iyi davranış ve şefkatin karşısında diz çöker."

Gece yarısı dudaklarıma serin bir yaz esintisi veren parmakların dokunuşları ile gözlerimi araladım..

Bir çift mavi gözler açılan gözlerimde ki uyku sersemliğine tatlı bir tebessüm bıraktı.

Sıcak parmaklarımı onun buzdan soğuk parmaklarına kenetledim.. Buz gibiydi teni ama ben onun ruhuyla ısınıyor ve o soğukluğu hissetmiyordum. "Saat kaç?"

"Gece yarısı." dedi düşünceli bir ifadeyle.

"Bir sorun mu var?" uyku sersemliğim azaldı.

"Gitmek için uyanmanı bekliyordum." dedi kısık bir sesle.

"Neden gidiyorsun? Yoksa yanlış bir şey mi yaptım? " Sesim istediğimden daha çaresiz çıkmıştı. "Seni fazla mı zorladım? "

"Zorladın evet.. " Elimi tuttu."Ama bundan dolayı seni suçlamıyorum."

"Bizim için yapabileceğimiz bir şey yok mu? Seni öldürmekten alı koymanın bir yolu yokmu?. " Sözler kendi kulaklarıma bile inandırıcı gelmedi. Dudaklarına hüzünlü bir gülümseme ile dokundum. "Bir yolu olmalı."

Bakışlarımdaki üzüntüye dayanamayarak bakışlarını kaçırdı.. Kendimi bir anda buz dağının ortasında hissettim. Üşüyordum. Hatta
Üşümekten de öte.. O giderse donardım.

"Bir gün başlayacaktı" dedi sesi sakindi. "Savaşmaktan bahsediyorum Olivia."

"Ama.." Gözlerimi kapattım ama hemen pişman oldum. Gidene kadar bakmalıydım.. Fırsatım varken buna yüz çeviremezdim. Gözlerim aniden açıldı ve içime yeni bir acı saplandı. Üzüntü ve keskin.. "Birbirimize karşı savaşacağız.. Sen ve ben Potter."

İç çekti ve elimi sıktı. "Bir gün geleceğini biliyordun." dedi.

Kalbim batan bir gemi gibi okyanusun derinliklerine çöktü.. Red ediyor ve kabullenmek istemiyordum ama gelmişti işte...

"İkimizden biri ölmek zorunda kalacak." dedi kaya gibi sert bir sesle.

Omurgamdan aşağı inen kanlı ürpertiyi, kalbimin maraton koşuyor gibi hızla atmaya başlamasını duyacak kadar sessizdik. Çenemi okşayan başparmağının anısıyla gözlerim kapanırken yanaklarımda ayrılmanın verdiği bir sıcaklık ile gerildim.

"Sana zarar vermeyeceğimi biliyorsun.."dedim kısılan sesimle.

Birkaç saniye süren bir duraksama oldu.

" Lütfen durumu ikimiz içinde zorlaştırma! "Potter'ın sesi değişti.. Yapmak zorunda kaldığı şeylerden kaçınmanın bir yolu olmadığını ikimizde biliyorduk.

Bu savaşın bir gün kapımı çalacağını biliyordum.. Sadece hazır değildim.. Gerçi... Hiçbir zamanda bunu kabullenip hazır olmayacaktım. Sevgili nişanlıma karşı savaşmak zorunda olduğum gerçeği..

"Çok kan dökülecek." dedim fısıltıyla. "Masum insanlar ölecek. Büyücüler... Cadılar.."

Sağ elinin avucu yanağıma kapandı.. "Dünya nüfusunu sonlandırmaktan bahsediyorum.. Sadece ben kalana kadar duramayacağım gerçek bir ölüm kalım savaşı cadı.."

"Hayır," dedim ama sesim çatladı.
Dudaklarıma uzanır gibi oldu ama sonra vazgeçip ayağa kalktı.

" Gitmeliyim," dedi kıyafetlerini giyinerek.

OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin