8"Yem"

174 28 146
                                    

Bölüm şarkısı : yad vanna rainelle

"Hayır!" diye bağırdım yatağımdan sıçrayarak. Adel korkuyla yatağından yere düştü.

Belini tutarak yerden ayağa kalktı. Yutkundum ve boğazımın acıdığını hissediyordum. Şiddetli rüzgar esintisi içime içime işliyordu sanki.

Bu gördüklerim çok fazlaydı. Öylesine rüya görmezdim ki ben. Bu bir işaret miydi yada tehlikenin farkında olmam için bir uyarıda olabilirdi. Elimi ağrıyan göğsümün üstüne bastırdım. Potter'ın kalbime bıçağı.... Çok gerçekti. Bana bakışları, o Öfkesi.

Gördüğüm rüya bir gelecek miydi yoksa dün korkularımın yaşattığı psikolojiden dolayı beynim bu görüntüleri kafasında mı kurguluyordu? Umarım gelecek değildir. Dizlerimi karnıma çektim.

İki kol beni oturduğum yerden kaldırdı. "Olivia kabus mu gördün?" Adel endişeyle yüzüme bakarken Laura yeni uyanıyordu.

Terden ıslanmış saçlarımı yüzümden çekip komodinin üstünde duran bardaktan bir yudum su aldım. Onları endişelendirmemek adına bu bilgiyi kendime saklamalıydım.

Adel bir bez yardımıyla alnımda ki terleri sildi. "Yüzün bembeyaz olmuş kendini hasta hissediyorsan revire gidebiliriz." dedi samimi bir ses tonuyla.

"Yok canım sadece bir kabustu yüzümü yıkarsam iyi olurum," diye karşılık verdim gülümseyerek.

"Peki canım." Hiç de öyle olduğunu inanmamış gibi bir hali vardı ama sesini çıkarmadı. Donuk gözlerini kısmıştı. Bir iki saniye beni süzdü.

"Olivia," diye seslendi yine yüzümü dikkatle inceleyerek. "Doğum gününe az kaldı değil mi? "

Bunun şuan hiç umrumda olmadığını biliyordu ama yinede sormuştu.

"Evet." dedim bir yudum su daha alırken. Geceliklerimi çıkarıp kahvaltıya inmek için okul kıyafetlerimi çabucak üstüme geçirdim. Saçlarımı at kuyruğu yaptım.

"Neyse hadi kahvaltıya inelim." Adel, Laura ve Kylie hazırlanırken onları bekledim sonra beraber odadan çıktık. Ortak salonun kapısında dün serada karşılaştığımız Aris'in duvara yaslanmış bizi beklediğini görünce şaşkınlıkla kızlara baktım.

"Seninle konuşabilir miyim?" diye sordu Aris ve benim cevap vermeme fırsat bırakmadan yürümeye başladı. Küstah bir tavırdı ama Dory'e yakın olmak istiyorsam bunu değerlendirmeli ve kendi lehime çevirmeliydim.. Laura bundan rahatsız olmuştu. Ama yinede yanlarından ayrılırken bir şey demedi.

Aris'i arkasından takip ederken yeni fark ediyordum boyu uzundu ve fiziği gerçekten iyi ve sağlıklı durumdaydı. Genç bir çocuktan çok bir adama benziyordu ve çok gür bir sesi
vardı.

Boş bir sınıfa girince arkasından onu takip ettim.

"Evet, Dory'e olanları biliyorsun umarım ?" diye sordu küçümseyerek.

"Evet ordaki herkes duydu," dedim. "Neden benimle konuşmak istedin yani özellikle benimle?" Aris, sorumu duymazdan gelerek. Sıraya oturdu. Aynısını yapıp karşısına oturdum..

"O bir şeyler gördü ama ben emin olmak istiyorum." dedi sıcak bir ses tonuyla.

"Soruma cevap vermedin." dedim üsteleyerek. Potter dışında kimseye tahammül seviyem yoktu. Benimle neden özellikle konuştuğunu söylemeden yanında bile durmak istemiyordum.

Bıkkınlıkla iç çekti. "Dory anlamadığım bir nedenden dolayı senin yardım edebileceğini söyledi." dedi beni süzerek. Sanki bende bir şeyler bulmak istiyor ya da en azından arkadaşının beni seçmesinde ki asıl sebebi merak ediyordu. Bunu öyle
kesin bir tavırla söyledi ki konu kapandı.

OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin