13"Zihinbendar USTASI. "

124 23 155
                                    


Bölüm şarkısı : Him and I - G - eazy / Halsey

"Korkma," dedi tekrar bana yaklaşırken. Hiç acele etmeden etrafımda dönmeye başladı.. Yüzlerimiz birbirine
dönüktü, aramızda sadece bir adım vardı. Gözlerini benden ayırmıyordu.

Gözlerini kısıp gömleğinin içinden bir hançer çıkardı. "Ya da Kork!" dedi tehditkar ama kadifemsi sesiyle. Bir bıçakla ne yapacaktı? Canımı bu şekilde yakar mıydı?

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan, "Benim zihnimle oyun oynuyorsun. " dedim ciddi bir şekilde. "Peki ya kalede o zamanda mı zihnimle oynuyordun?"

İfadesiz bir bakışla "O Gerçekti." dedi.

Sesimin titremesine ve soluğumun kesilmesine rağmen acı bir ifadeyle gülümsedim. Gözlerinde ki mavilik kısa bir an koyulaştı.

Resmen bakışlarının altında soluğum kesiliyordu. "Gözlerin." dedim fısıldayarak. Elimi yüzüne doğru uzattım. Öyle güzeldi ki ona dokunma arzum dahada şiddetlendi. Kelimeler boğazımda düğümlenmişti.

O bana ölümden bahsediyordu, beni öldürmekten ben ise o yakıcı gözlerine dokunmak için şansımı zorlayan bir cadı olduğumu kanıtlıyordum.

Kararsızlık içinde elimi kaldırdım, gözlerinde aniden beliren ateşten iki parçayı görünce  bu dokunuşun her şeyi
daha beter hale getireceğini o ateş saçan gözlerinin parlamasıyla anladım ve vazgeçtim. Aslında korkmalıydım ama korkmuyordum.

"Sakın!" dedi dişlerini sıkarak.

Yavaş ve dikkatlice elimi geri çektim. Önce soğuk ve yumuşak ellerine baktım. Tutmak için can attığım güçlü parmaklarına indirdim bakışlarımı. Sonra da yüzüne hüzün dolu bir ifadeyle baktım.

"Evrene çok büyük bir kötülük yapmış olmalıyım." dedim titreyen ve kısılan sesimle. "Yoksa beni seninle cezalandıracak kadar ağır bir yükü neden omzuma yüklüyorlar?"

Gözlerinden nefret okunuyordu. Geri çekildi. Benden uzak durmak için aramıza santimler koydu. Bana yakın olmak istemiyordu.

Gözlerinin içine bakmayı kesemiyordum. Uzun zamandır hasret kalmıştım.. Hiçbir güç bunu benden alamazdı. Gözlerinde ki maviyi takip etmeye devam ettim.

"Bana böyle bakmayı kes!" dedi öfkeyle. Gözleri adeta ölümle eş değer bir kötülükle parladı.

"Nasıl?" dedim mırıldanarak. "Sana nasıl bakıyorum?"

Pürüzsüz yüzünde gergin bir ifade vardı. Onu geriyordum. Ruhu yanımdan bir an önce ayrılmak için çabalıyor gibiydi.

Saniyeler geçti. Belkide dakikalar. O bir çift göz sadece öfkeyle bakıyordu. Neden bu kadar öfkeliydi?

"Cevap vermeyecek misin?" diye sordum tekrar. Gözlerinin içine baktım, ona ait her şeyi beynime bir kez daha kazımak istiyordum. 

"Senin korkularını görebiliyorum." dedi sert bir sesle. Bakışları kalbime doğru indi. "Benim seninle birlikte olmamı
istemen, Asıl korkman gereken bu.. Acı, kaos ve kandan besleniyorum. Bir kadının ölürken attığı çığlık bana zevk veriyor. Bir adamın kalbini yerinden sökerken bana yalvarması iştahımı kabartıyor
Her gün kafamın içinde dinmek bilmeyen sesler var.. Onlar öldürmemi söylüyor. ."dedi bağırarak.

Yerimde sıçramıştım. Kalbim bunları kaldıramayacaktı. Kim kaldırırdı?

" Söylesene. "diye bağırdı bir kez daha. Sırlar odasının duvarları bu öfke dolu bağırışla sallanmıştı. Benimde içimde tuttuğum ne varsa sallanmaya va savrulmaya başladı.

OLİVİA TOM RİDDLE : ÖLÜLERİN DANSI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin