Belçin...
Sabah telefonumun alârmına zar zor uyanmıştım. Bir kaç dakika yatakta
kalıp uykumun açılmasını bekledim. Dün gece olanları düşünmek
istemiyordum ama yine de düşünmeden edemiyordum. Boysan'ın söylediği
kelimeler çok kalbimi kırmıştı. Belkide söyledikleri doğru olduğu için canım
bu kadar yanmıştı bilmiyorum. Düşüncelerimden sıyrılıp yorgunlukla ayağa
kalktım. Okul için hazırlanmam gerekiyordu. Bugün gitmek hiç istemiyordum.
Boysan'ı görmek cinnet geçirmeme neden olabilirdi ama okulumda daha
ikinci günüm olduğunu düşünerek gitmeye karar verdim. Ayaklarımı
sürüyerek banyoya gittim. Aynada kendime baktığımda bitik halde
görünüyordum. Gece geldiğim gibi yatmıştım. Makyajımı bile silmemiştim.
Ağlamaktan akan rimel yüzünden rakun gibi görünüyordum. Daha fazla vakit
kaybetmeden duşa girdim. Hızlı bir şekilde işimi hallederek duştan çıktım.
Gardrobu açıp biraz karıştırdım. Kırmızı bir sıfır kol tişört ve siyah dar bir
pantalon seçip giyindim. Ayağımada spor ayakkabı tercih ettim. Saçlarımı
kuruttuktan sonra çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım.Salona geldiğimde Laçin ve Bike'nin mutfakta olduğunu fark ettim.
Çantamı salona bırakıp mutfağa doğru ilerledim. İkiside çoktan
hazırlanmışlardı. Bike masaya oturmuş Laçin'de çayları dolduruyordu.- Günaydın.
Ruhsuz ve mutsuz halimi bir kenara bırakarak neşe ile konuşmuştum.
İkiside kafasını kaldırıp bana baktılar. Bike düne nazaran daha iyi
görünüyordu. Her zamanki gibi sıcak ve sevecen tavrı ile cevap verdi.- Günaydınnn.
- Günaydın.
- Mayda nerde?
- Hazırlanıyor.Bike'nin cevabına anladığımı belli eden bir baş hareketi ile karşılık
verdim. Tam geçip masaya oturacakken zil çaldı. Üçümüzde şaşırarak
birbirimize baktık.- Ben bakarım.
Kapıya en yakın kişi olarak bu görev bana düşmüştü. Koşarak mutfaktan
çıktım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda bir adamla karşılaştım.
Üzerindeki kıyafetlerden bir kargocu olduğunu anlamam uzun sürmedi.- Belçin hanıma bakmıştım.
- Buyrun benim.
- Bu zarf sizin. İyi günler.
- İyi günler.Şaşkınlıkla adamın uzattığı zarfı alıp kapıyı kapattım. Zarfın üzerinde isim
yazmıyordu. Mutfağa doğru ilerleyerek zarfı açmaya koyuldum.- Kimmiş?
Laçin'in sorusuyla başımı kaldırıp ona baktım. İlgiyle bana bakıyordu.
- Kargocu. Bana bir zarf getirmiş.
- Kimden?Bike merakla sormuştu. Ona bilmediğimi anlatmak için alt dudağımı
sarkıtıp omzumu silktim. İkiside merakla elimdeki zarfa bakarken nihayet
zarfı açmayı başardım. Zarfın içinden bir banka kartı çıkmıştı. Kartı elime
alıp şaşkınlıkla inceledikten sonra havaya kaldırıp kızlara gösterdim. Laçin
yanıma gelip zarfa baktıktan sonra konuştu.- Ülgen göndermiş olmalı.
- Ülgen mi? Neden?
- Bu karttan bizde de var. Harcamalarımızı burdan yapıyoruz.Laçin'in anlattıkları beni oldukça şaşırtmıştı. Demek bütün ihtiyaçlarını
Tarkat ve Ülgen karşılıyordu.- İyi ama neden böyle bir şey yapıyorlarki?
- Biz kimsesi kalmayan çocuklarız Belçin. Ailelerimiz ırkımız için öldü.
Tarkat'ta grubun lideri olarak üzerine düşeni yapıyor.Bike'nin açıklaması oldukça mantıklıydı ama ben onlar gibi bir çocuk
değildim. Yani ailem ırkı için ölmemişti. Belkide bu yardımları
hak etmiyordum ama yinede başka çarem yoktu. Hem okuyup hemde
çalışamazdım. Her ne kadar bu durum beni utandırıyor olsada sesimi
çıkartmadım. Mayda'nın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KURT_1( Alfa)
FantasyAşinalar yüzyıllar önce Kam'ın kehanetinde söylediği gibi alfa dişiyi beklemekte fakat alfanın üzerindeki büyüden habersizlerdir. Her şeyden habersiz normâl bir yaşam süren Belçin'in yolu birgün ırkı için varolup ırkı için yaşayan Boysan ile kesişir...