Gizli Hisler

295 18 0
                                    

Sabah daha güneş doğmadan uyanmıştık. Yolculuğa erken çıkmak benim
için daha iyi olacaktı. Ne kadar hızlı hareket edersek göle o kadar çabuk
ulaşırdım. Kahvaltıyı yaptıktan sonra herkes eşyalarını toparladı. Liderler
Adalan ile son bir konuşma yaptıktan sonra hepimiz yola çıktık. Tepeyi
aştıktan sonra çadırlar gözden yok olmuştu. Herkes oldukça sessizdi. Sanırım
daha tam uyanamamışlardı. Uzun bir süre yol aldık. Güneş artık tepeye
çıkmıştı. Saatlerdir yürüyor olmaktan çok yorulmuştum. Ne zaman mola
verecektik bilmiyordum. Nihayet Avar mola emrini vermişti. Kendimi
yorgunlukla yere bıraktım. Kızlarda gelip yanıma oturdular. Bir müddet sonra
Burkay, Tunga ve Boysan'da yanımıza geldi. Yalım ve arkadaşları biraz
ileride bir arada oturuyorlardı. Pars ise tek başına oturuyordu. Burkay bir
anda Pars'a bakarak konuşmaya başladı.

- Çakmak göz! Bu Pars denen çocuk ne arıyormuş burda?
- Kam'ın görevlendirmesi ile habercilik yapıyormuş.
- Saçmalık. O kadar soylu insan varken bu grupsuzamı vermiş görevi?

Burkay'ın cümlesi sinirlenmeme neden olmuştu. İnsanları böyle
aşağılaması hiç hoşuma gitmemişti. Cevap vermek için dudaklarımı
aralamıştımki Laçin benden önce davrandı.

- Asıl senin dediğin saçmalık. Çocuk zaten bu görev yüzünden grupsuz
kalmış. Yoksa bir grubu varmıştı.
- Öyle ya da böyle grupsuzmu? grupsuz. Bu tarz önemli görevler için
yeterli değil.

Boysan, Laçin'e sert bir şekilde cevap vermişti. Onunda böyle bir
düşüncede olduğunu bilmek canımı iyice sıkmıştı.

- Bende iki hafta öncesine kadar grupsuzdum. O zaman bende alfa olmak
için yetersizim. Benim yüzüme neden bunları söylemiyorsunuz?

Cümlem bittikten sonra Boysan şaşkın bir şekilde beni izlemeye başladı.
Cevap vermesini bekliyordum ama o cevap bile vermiyordu.

- Sen onunla bir değilsin kızıl cadı. Bir aşina olduğunu daha önceden
bilseydin eminim grupsuz olmazdın.
- Eğer Kam o çocuğa bu görevi vermiş olmasaydı o çocukta grupsuz
olmazdı.

Mayda benden önce davranıp Tunga'ya cevap vermişti. Şaşırma sırası bu
seferde Tunga'ya geçmişti. Afallayarak karşılık bile verememişti. Bike kısık
ve çekingen bir şekilde konuşmaya dahil oldu.

- Mayda haklı. Bir görev yüzünden tüm hayatı altüst olmuş. Bence onu
yanımıza çağırıp yakınlık kurmalıyız.
- Yok artık o kadar da değil. Tamam söylediklerinizde haklısınız ama
neticede o bir grupsuz aramızda yeri yok.
- Tamam. Bende Pars gibi olduğuma göre benimde aranızda yerim yok
sayılır.

Burkay'ın cümlesi artık beni sinirden kudurtmuştu. Haklıydım eğer böyle
düşünüyorlarsa arkadaşlık yapmamızın hiçbir anlamı yoktu. Yerimden bir
hışımla kalkarak yanlarından uzaklaştım ve biraz ileri geçip tek başıma
oturdum.

- Bu sığ zihniyetleriniz biraz önce bir kızın kalbini kırdı. Aferin hepinize.

Mayda benim peşimden kalkarak yanıma gelmişti. Onu Laçin ve Bike takip
etti.

- Boşver onları. Üzülme.

Bike omzumu okşayarak beni teselli etmeye çalışıyordu. Çok kırılmıştım.
Belki amaçları beni üzmek değildi ama üzmüşlerdi. Daha fazla düşünmek
istemeyerek konuyu kapattım. Bir süre daha oturduktan sonra mola bitti ve
tekrar yola koyulduk. Burkay ve Tunga birkaç kez yanımıza gelmişlerdi ama
ben konuşmadan hızlanıp onları atlatmıştım. Uzun bir süre daha yol gittikten
sonra bugünlük yolculuğumuzu sonlandırdık. Bugün biraz erken bitirmiştik.
Aslında iyide olmuştu yorgundum ve hiç yürümek istemiyordum. Yine her zaman yaptığımız gibi biz çadırları kurarken diğerleri ateş yakıyordu. Herkes
işini bitirdiğinde ateşin başına oturup vakit geçirdik. Burkay ve Tunga bana
lâf atsalarda hiçbirine cevap vermedim. Boysan ise sabahtan beri benimle
hiç konuşmamıştı. Bu durum canımı daha çok sıkıyordu. Odun herif insan bir
özür diler telafi ederdi ama o umursamıyordu bile.

KIZIL KURT_1( Alfa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin