Basket Takımının Kaptanı

385 21 1
                                    

Dersler bir bir bitip son ders olan beden eğitimi dersine gelmiştik.
Kızlarla beraber soyunma odasına geldiğimizde kendi sınıfımızın dışından
başka simalarında olduğunu görmüştüm. Laçin'in kulağına eğilerek kısık
sesle sordum.

- Bunlar kim?

Laçin kimi kastettiğimi anlamak için başını kaldırıp işaret ettiğim yöne
baktı.

- Bunlar diğer sınıflardan öğrenciler. Okulun voleybol takımındalar. Okul
takımında olan öğrenciler çoğu dersten muaf olup diğer sınıfların beden
eğitimi dersine katılırlar. Antreman için.

Başımı anladığımı belli ederek aşağı yukarı salladım. Yabancı kızların
içinde bir kız dikkatimi çekmişti. Sarı saçlı yeşil gözlü donuk suratlı bir
kızdı. Dikkatimi çeken fiziksel özellikleri değil bana attığı öldürücü
bakışlarıydı. Gözlerimi kaçırmadan aynı şekilde karşılık verdim. Çünkü
hayat felsefem kendini bir kez ezdirirsen hep ezilirsin üzerine kuruluydu ve
ben bakışlarlada olsa kendimi ezdirmiyecektim.

Bir müddet daha beni izledikten sonra bakışlarını çekti. Bende
bakışlarımı ondan çekip hızla kırmızı eşofmanlarımı giyindim. Saçlarımı at
kuyruğu yaptıktan sonra kızlarla beraber soyunma odasından çıkarak spor
salonuna doğru ilerledik. Spor salonuna geldiğimizde erkeklerin çoktan
salona geldiğini farkettim. Gözlerim tek bir kişiyi aramıştı, Boysan'ı.
Aradığım kişiyi bulduğumda onunda bana baktığını gördüm. Heyecan tüm
vücuduma yayıldığında panikle gözlerimi ondan çekip önüme döndüm ama
arkamda duyduğum ses yönümü çevirmeme neden olmuştu.

- Kırmızı panter. Bende dünden beri seni bir daha nerde görürüm diye
düşünüyordum.

Arkamı döndüğümde karşılaştığım yüz beni epey şaşırtmıştı. Dün
koridorda çarpıştığım kibir abidesi karşımda sırıtarak beni izliyordu.
Şaşkınlığımı hemen atarak ciddi bir yüz ifadesi takındım.

- Ne saçmalıyorsun yine?
- Kırmızı kırmızı ne fena bir şeysin sen öyle diyorum.

Çapkın bir şekilde sırıtarak verdiği cevap sinirlerimin hoplamasına neden
olmuştu. Daha fazla uğraşmak istemeyerek yanından geçip gitmeye karar
verdim ama bir el kolumu tutup beni geri çekti.

- Nereye? Sohbetimiz bitmedi daha.
- Benim için bitti.
- Ben Yalım.

Pişkin tavırlarının bir fayda vermediğini anlamış olmalıki ciddiyetle elini
uzatarak kendini tanıttı. Elini sıkmak istemesemde nezaket gereği karşılık
verdim.

- Belçin.
- Belçin... Hafizamın en değerli köşesine yazdım bu ismi.
- Yalımmm. Hadi oğlum gelsene seni bekliyoruz.

Birkaç kişi elinde topla yüksek sesle Yalım'ı yanlarına çağırmıştı. Sanırım
arkadaşlarıydı.

- Benim gitmem gerek. Görüşürüz kırmızı panter.

Yanağımdan makas alarak hızla yanımdan uzaklaştı. Bu samimiyeti hiç
hoşuma gitmesede sesimi çıkartmadım. Tekrar önümü döndüğümde Boysan'ın
öldürücü bakışlarıyla karşılaştım. Bakışlarında öfke, nefret, kin... her şey
vardı. Hızla yanıma gelip kaba bir şekilde konuşmaya başladı.

- Ne konuştu seninle? Neden o kadar samimiydiniz?

Çıldırmak üzereydim hangi hakla bana hesap sorabilirdiki ama
duygularımı dizginleyip onu çıldırtmaya karar verdim.

- Sanane.

Cevap vermesine firsat vermeden yanından uzaklaşıp kızların yanına
gittim.

- Boysan'a ne dedin? Yüzü kıpkırmızı oldu.

KIZIL KURT_1( Alfa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin