Saldırılar

241 16 0
                                    

Abçar'ın ne planladığını anlamamıştım. Sanırım Tarkat bile bilmiyordu.
Herkes ilgi ile Abçar'ı izlerken konuşmaya başladı.

- Önce Belçin ve Boysan'ın yaraları ile ilgilenin. Belçin sende hazırlan.
Kendine uzun vade de seni idare edebilecek bir çantada hazırla. Uzun süre
buralarda olmıcaksın.
- Aklında ne var yaşlı kurt?
- Soru sorma velet dediğimi yap.

Abçar her zaman olduğu gibi yine soruma cevap vermemişti. Ülgen beni
yerimden kaldırarak yukarı çıkarttı. Kızlarda bizimle beraber gelmişti. Pars
aşağıda Boysan'ın yaraları ile ilgileniyordu. Ülgen beni kendi odama
çıkartmıştı ama oda harap olmuştu. Kızlar içeri girip ölülere ve banyoya
bakıyorlardı. Laçin pişmanlık ile konuştu.

- Seni yalnız bırakmamamız gerekiyordu.
- Sizin yapabileceğiniz birşey yoktu Laçin. Kendini suçlamayı bırak.

Laçin'de kızlarda halâ kendilerini suçlu hissediyorlardı. Ne desem bu
piskolojiden çıkmıyacak gibi duruyorlardı.

- Tunga ve Burkay'a haber verin cesetleri aşağı taşısınlar.

Ülgen'in komutu ile birlikte Mayda odadan çıkıp aşağı indi. Ülgen beni
yatağa oturttu. Vücudumdaki cam parçalarını çıkartmaya başladı. Canım çok
acıyordu. Kısa bir süre sonra Burkay ve Tunga odaya geldiler. Onlarda odayı
görünce şoka kapıldılar. İkiside bir süre odanın içinde gezip heryeri
incelediler.

- Sanırım burda aşağıdan bağımsız üçüncü dünya savaşı çıkmış.

Tunga hayretle konuşmuştu. Ardından banyoya gidip içerdeki cesedi dışarı
çıkarttı. Burkay bir anda bana dönerek konuşmaya başladı.

- Bunların hepsinimi sen öldürdün?
- Hayır iki tanesini Boysan öldürdü.
- Boysan bizden iki sayı önde kardeşim hemen bizimde itbarak bulup
öldürmemiz lâzım.

Burkay, Tunga'ya dönerek konuşmuştu. Onların bu haline gülmeden
edememiştim. Aralarında yarıştıklarını görünce tekrar konuşmaya başladım.

- Aşağıdakilerden birini daha Boysan öldürdü.
- Olamaz kardeşim. Sıkor git gide artıyor. Biran önce birşeyler yapmamız
lâzım.

Burkay sahte bir endişe ile konuşmuştu. Bu halde bile beni güldürmeyi
başarıyorlardı. Hızlanıp cesetlerin hepsini odadan çıkarttılar. Ülgen'de
vücudumdaki cam parçalarını temizlemişti. Leş gibi kan kokuyordum. Kel
adamın bütün kanı üzerime boşalmıştı.

- Kızlar banyoyu hazırlayın Belçin banyo yapsın.
- Benim odama gidelim orda banyo yapsın Ülgen hanım. Banyo kullanılcak
halde değil.

Ülgen, Laçin'in cevabı ile yerinden kalkıp banyoya gitti. Banyonun halini
gördükten sonra yüzünü buruşturmuştu. Daha fazla beklemeden konuşmaya
başladı.

- Laçin sen benimle gel Belçin'in banyosunu yaptıralım, kızlar sizde Belçin'e
kıyafet ve kişisel bakım ürünleri ayarlayın. Uzun süre idare edebilcek
şekilde olsun.

Mayda, Ülgen'i başı ile onayladıktan sonra Bike ile dolabıma yöneldiler.
Bizde odadan çıkıp Laçin'in banyosuna gittik. Laçin odamdan temiz kıyafetler
alıp yanımıza gelmişti.

- Ben yıkanırım.
- Gir şu banyoya.

Ülgen beni azarlamıştı. Beni yıkamak için banyoya girmiş ve kollarını
sıvamıştı. Ne dersem diyim kabul etmiyecekti bu yüzden sesimi  çıkartmadan onun beni yönlendirmesine izin verdim. Ülgen kıyafetlerimi çıkartmıştı. Çok
utanmıştım ama neyseki iç çamaşırlarıma dokunmamıştı. Beni nazik
hareketler ile yıkamaya başladı. Hareketleri beni duygulandırmıştı. Sanki
küçük bir çocukmuşumda annem beni yıkıyormuş gibi hissediyordum.
Yaralarımdan kanlar sızıyor ve suya karışıyordu. Nihayet banyo bittiğinde
Laçin ve Ülgen yaralarıma pansuman yapıp sardılar. Banyodan çıkıp beni
giyinmem için yalnız bıraktılar. Üstümü hızla giyinip odadan çıktım. Ülgen
saçımı tarayıp kurutmuştu. Saçımı kurutmayı hiç sevmezdim ama sesimi
çıkartmamıştım. İşimiz bittiğinde ayakkabılarımıda giyip salona indim.
Cesetleri sırayla yere dizmişler ve üzerlerinden durum değerlendirmesi
yapıyorlardı. Gözlerim Boysan'ı bulduğunda onunda beni izlediğini gördüm.
Yaraları temizlenmiş ve sarılmıştı. İyi görünüyordu. Abçar'ın sesi ile
yönümü ona döndüm.

KIZIL KURT_1( Alfa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin