Kalp Kırıklıkları

384 22 4
                                    

Ben daha ne olup bittiğini anlamadan Burkay ve Tunga adamları biraz daha
yumruklayıp bırakmışlardı. Adamlar kendilerini zar zor toparlayıp koşarak
kaçtılar. Bike halâ ağlıyorken Mayda onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Gözlerimi her ne kadar Boysan'a bakmamaları için uyarsamda beni
dinlemiyorlardı. Adeta kendi bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Gözlerim
Boysan'a ulaştığında öldürücü bakışlarının altında kendimi ezilmiş hissettim.
Yüzünde oldukça sert bir ifade vardı. Kendimi ondan uzaklaştırmak isteyerek
birkaç adım geri attım. Neyseki Burkay dikkatimi dağıttı.

- Yırtıcı kuşum nasılsın? İyimisin? Bir yerinde bir şey yok değilmi?

Oldukça ilgili bir şekilde Laçin'in yanına gidip kolunu omzuna attı.
Bıkkınlıkla nefes veren Laçin kolunu omzundan indirerek ters bir bakış atıp
önüne döndü.

- Siz ikiniz diğerlerini bırakın. Bende Belçin'i bırakıcam.

Boysan'ın cümlesine hayretle baktım. Kızlarda şaşırmışlardı. Tunga hafif bir
baş hareketi ile onaylayarak karşılık verdi.

- Bir dakika yaa ben niye seninle geliyormuşum? Bende kızlarla gidicem.

Korku ve heyecanla karışık verdiğim tepki ortalığı sessizliğe boğmuştu.
Herkes Boysan'ın cevabını bekliyor gibiydi. Boysan sinirle nefes verdikten
sonra cevap verdi.

- Çünkü ben öyle istiyorum.
- Ama ben öyle istemiyorum.

Vermiş olduğum cevap herkesi biraz daha hayrete düşürürken Boysan'ı epey
kızdırmış ve de şaşırtmıştı. Sanırım benden böyle bir tepki beklemiyordu.
Gözleri tehditkâr bir şekilde kısıldı. Uzun süre beni izledikten sonra karşılık verdi.

- Ben istiyorum. Nokta. Hadi yürü.
- O zaman Bike'de bizimle gelsin.
- Hah?

Korkuyla öne attığım fikir Bike'nin hoşuna gitmemiş olacak ki doğru düzgün
cevap bile verememişti. Boysan sabrının sonuna geldiğini belli eden bir
yüzle uzun uzun bana baktı.

- Sana öneride bulunabileceğini kim söyledi?
- Ben söyledim.
- Senin fikirlerinin bir önemi yok. Ben ne dersem o olur.

Söylediği cümle içimdeki öfkenin fitilini ateşlemişti. Sinirden yüzüm
yanmaya başlamıştı. Daha fazla bu tavrına dayanamayarak son noktayı
koymaya karar verdim.

- İyiii izlede gör o zaman. Laçin arabanın anahtarlarını ver.

Laçin gergin bir tavırla bir müddet duraksadıktan sonra yavaş hareketlerle
cebinden anahtarları çıkardı. Tam bana uzatacaktıki bir el beni sert bir
şekilde kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Bunun Boysan olduğunu
anlamamak mümkün değildi. Sanırım sabrı tükenmişti. Eh arkadaşlarının
yanında otoritesini zedelemiştim. Napabilirim o da biraz nazik olsaydı.

Beni bırakmasını söylesemde beni dinlemedi. Elinden kurtulmak icin
çabaladım ama fayda etmedi. Arabanın ön kapısını açıp beni içeri firlattı.
Ardından kapıyı sert bir şekilde çarparak kapattı. Sinirli olsamda korkum
bunun önüne geçiyordu. Nafile bir şekilde oturup kaderime rağzı oldum.
Şoför koltuğunun kapısını açıp oturdu. Hiç zaman kaybetmeden arabayı
çalıştırdı. Bir müddet sessiz kaldık. Sinirli olduğunu hissedebiliyordum.
Konuşmakla konuşmamak arasında kararsız kaldıktan sonra konuşmaya karar
verdim.

- Ben de kızlarla gidebi-
- Kes sesini!

Bağırarak söylediği cümle dehşete kapılmama neden olmuştu. Ne bağırması
bildiğiniz kükremişti. Bağırması yüzünden kalbim kırılsada belli etmeyerek devam ettim.

- Haddini bil. Kendine gel. Sen bana bağıramazsın.
- Neden? Kimsin sen? Ya da şöyle soruyum kendini ne sanıyorsun?
- Anlamadım?
- Sana orda burda gezip sokak serserileriyle it dalaşına girebileceğini kim
söyledi. Ya sana orda bir şey yapsalardı. Hiç mi beynin yok kızım senin? Akıl
edemiyormusun bunları? Ben senin arkanı toplamak zorunda değilim.

KIZIL KURT_1( Alfa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin