Aile Yemeği

603 29 0
                                    

Yabancı arabasını getirmek için yanımdan ayrıldığında içim hiç rahat
değildi. Doğru olanı yapıp yapmadığımı bilmiyordum. Her ne kadar korksam
da içimdeki merak ve bilinmezlik daha baskın geliyordu. Bugün başıma ne
gelirse gelsin o konuşmayı yapacaktım ve yıllardır cevap bulamadığım
sorunların gerçek nedenlerini öğrenecektim.

Önümde duran oldukça lüks siyah bir araba dikkatimin dağılmasına neden
oldu. İlk başta afallasamda direksiyonun başındaki yüzün tanıdık olduğunu
farkettim. Aslına bakarsanız oldukça şaşırmıştım çünkü onu ilk kez ormanda
gördüğümde sokak serserisi olduğunu düşünmüştüm. Bu kadar zengin ve
varlıklı bir aileye mensup olduğunu öğrenmek beni biraz şaşırtmıştı.
Düşüncelerim yüzüme yansımış olmalıki kaba bir sesle kendime geldim.

- Ne bakıyosun bön bön binsene!

Kabalığı karşısında yüzümü buruşturdum ama cevap verip tartışmayı
uzatmak istemediğim için ön koltuğun kapasını açıp oturdum. Benim
binmemle anında arabayı çalıştırıp yola koyuldu. Bir süre ikimizde sessiz
kaldık. Sonra aklıma yabancının adını bile bilmediğim geldi. Evet o gece ben
söylemiştim ismimi ama o cevap vermemişti.

- Sahi senin adın ne?
- Boysan.
- Neyi boyasam???
- Adımmmmm BOY-SANNNN

Sinirlenmiş olmalıki sert bir sesle üstüne basa basa heceleyerek
söylemişti son cümlesini. Kendime yine içimden bir kaç hakaret savurduktan
sonra alıklığıma bir kez daha lanet okudum ama ne yapabilirdimki ilk defa
duymuştum bu ismi. Tepkim bence gayette normâldi. Odun hemen kızmasa
olmuyordu sanki.

- Heee öyle desene yanlış anladım bir an.
- Bende öyle dedim zaten.
- Tamam yaa ne uzattın ismin garip napıyım. İlk defa duyuyorum. Anlamı
ne?
- Uzun boylu, yakışıklı demek.

Tam ona göre bir isimdi. Annesi ve babası nokta atışı yapmışlardı ama
tabikide bu düşüncelerimi ona söylemeyecektim. Kibirli dağ ayısının
egosunu tatmin etmeye hiç gerek yoktu. Bende sessiz kalmayı tercih ederek
karşıya bakmaya başladım. Yüzünü bana döndürdüğünü hissetmiştim.
Heyecan tüm vücudumun kasılmasına neden olsada tepkisiz kalmaya
çalışarak yolu izlemeye devam ettim.

- Senin isminin anlamı ne?
- Benim mi?
- Yok arka koltuktakilere soruyorum.

Bir anda reflekslerime yenik düşerek arka koltuğa bakmış bulundum.
Anında yaptığım salaklığı anlayıp geri döndüm ama artık çok geçti. Rezil
olmuştum bir kere. Yine içimdeki kendimi boğma dürtüsüne aldırış
etmemeye çalışarak geri önüme döndüm.

- Kızım sen saf mısın? Arabada bizden başka birisimi varda dönüp
bakıyosun?
- Bir anlık refleks o. Yoksa bende biliyorum başka kimsenin olmadığını.

Sanki sabrı sınanıyormuş gibi bir hali vardı. Bıkkınlıkla nefes vererek
tekrar sordu.

- Eee soruma cevap yokmu?
- Belçin; damga demek.

Çatık kaşlarla yönünü bana çevirdi sanki anlayamamış gibiydi. Alâka
bulmak ister gibi bir hali vardı.

- Yurt müdiresi beni bulduğunda bir haftalıkmıştım. İsmim bile yokmuştu.
Ailem isim bile vermeden bırakmışlar beni. O da göğsümdeki damgayı
görünce bu ismi vermiş.

Bir anda ani bir frenle az kalsın ön camdan fırlıyordum. Dehşetle
gözlerimi Boysan'a çevirdim. O da şaşkın bir halde bana bakıyordu.

- Ne dedin sen?

Sorduğu soruyla ürkmüştüm. Ziraa sesi oldukça yüksek çıkmıştı. Anında
dediklerimi düşündüm ama yanlış bir şey söylememiştimki neden bu kadar
sinirlenmişti?

KIZIL KURT_1( Alfa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin