Hava çok güzel olduğu için yürümeyi tercih etmiştik. Bir müddet
yürüdükten sonra bir tane dondurmacı bulduk. Hepimiz yiyeceğimiz kadar
dondurmayı paket yaptırdıktan sonra göl kenarındaki iskeleye gitmeye karar
verdik. Mayda ve Akay sürekli birbirlerine iğneleyici laflar ediyorlardı.
İkisinin arasındaki mevzuya dair hiçbir fikrim yoktu. Daha fazla
dayanamayarak sordum.- Sizin derdiniz ne? Neden anlaşamıyorsunuz?
Mayda öfkeyle soluyarak cevap verdi.
- Hiç. Hiçbir problem yok. Arkadaş sadece biraz kıt anlayışlı.
Bu seferde Akay öfkeyle hırlayarak cevap verdi.
- Söyleyemezsin tabi sebebini. İhanetini anlatamazsın.
Aralarındaki tartışma yüzünden kafam allak bullak olmuştu. İkiside doğru
düzgün cevap vermiyordu. Medet umarak bakışlarımı Bike'ye çevirdim.
Sebebini anlamış olacakki sakin bir nefes verdikten sonra anlatmaya başladı.- Bundan iki yıl önce bu ikisi çok iyi arkadaşlardı. Akay'ın o zamanlar
hoşlandığı bir çocuk vardı. Çocuk ise Mayda'dan hoşlanıyormuş. Mesele bu.
Böyle salak bir sebep yüzünden iki yıldır konuşmuyorlar.Hayatımda bu kadar saçma bir neden daha duymamıştım. Bike'nin
konuşmasının ardından ikiside utançla yüzlerini yere çevirdiler. Bu ikisi
aralarındaki problemi bugün halletmeliydi. Yoksa çekilir çile değillerdi.- Siz ikiniz. Aranızdaki mevzu her neyse konuşup halledin. Hayatımda bu
kadar saçma bir mevzu daha duymadım.
- Beni dinlemiyorki. Dinleseydi açıklıyacaktım.Mayda büyük bir hayal kırıklığı ile konuştu. Akay ise sanki yaptığından
pişman bir edayla söze girdi.- O zaman çok sinirliydim. Senin bana ihanet ettiğini düşünmüştüm. Sense
o günden sonra benimle hiç konuşmaya çalışmadın. Bende artık
arkadaşlığımızı istemediğini düşünerek bu mevzuyu bir daha açmadım.İkiside ne diyeceğini bilemez bir halde sessizce bekliyorlardı. Akay daha
fazla bekleyemeyerek konuşmaya başladı.- Sencede bu çocukluk mevzusu çok uzamadımı? Hadi gel barışalım.
Akay son cümlesini sırıtarak söylemişti. Sanki hep bu olayın açılmasını
ve barışla sonuçlanmasını istiyormuş gibiydi.- Ben sana hiç küsmedimki.
Mayda'da aynı şekilde karşılık verdi. İki eski dost aralarındaki çocukça
mevzuyu sonunda aşmışlardı. Nihayet göl kenarındaki iskeleye gelmiştik.
Ayaklarımızı iskeleden sarkıtarak yan yana orurduk. Dondurmaları açıp
yemeye başladık. Her ne kadar hepsine çoktan alışmış olsamda onları daha
yakından tanımak istiyordum. Duygularını, düşüncelerini ve içlerinde
verdikleri savaşları bilmek istiyordum. Bir anda duyduğum ses
düşüncelerimden sıyrılmama neden oldu.- Yırtıcı kuşum ben geldim.
Burkay'ın sesiyle hepimiz arkamıza döndüğümüzde Tunga ve Boysan'ın da
geldiğini gördük. Hızlı bir şekilde yanımıza oturdular. Tunga izin bile
istemeden Mayda'nın dondurmasına parmağını daldırmıştı. Mayda sinirle
homurdandı. Tunga'nın her halinden Mayda'yı sinir etmeye çalıştığı belli
oluyordu. Burkay yanında iki poşet abur cuburu göstererek söze başladı.- Hadi daire oluşturarak oturalım ve arkadaşlığımızı sonsuza denk
ölümsüzleştirelim.Burkay tiyatro oyuncusu gibi konuşmuştu. Onun bu sözlerine hepimiz
gülmüştük. Dediği gibi daire şeklinde oturmak için hepimiz yerimizden kalktık. Tekrardan yerleştikten sonra ortamı bir sessizlik kaplamıştı.
Sessizliği bozmak için söze başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KURT_1( Alfa)
FantasyAşinalar yüzyıllar önce Kam'ın kehanetinde söylediği gibi alfa dişiyi beklemekte fakat alfanın üzerindeki büyüden habersizlerdir. Her şeyden habersiz normâl bir yaşam süren Belçin'in yolu birgün ırkı için varolup ırkı için yaşayan Boysan ile kesişir...