Fazla bekletmeden telefonu açtım. Niyetim takip eden adamı söylemekti ama
gecenin bir vakti onu endişelendirmek istemiyordum. Sabah söylemenin daha
uygun olacağını düşünüp söylemekten vazgeçtim.- Nasılsın?
- Ben iyiyim asıl sen nasılsın?
- İyiyim bende. Uyku tutmadı da onun için yazdım.
- Eminmisin? Bir şey yok demi?
- Eminim.Boysan pek inanmasada sesini çıkartmadı. Bir süre daha sohbet ettikten
sonra telefonu kapattım. Telefonla konuşmak iyi gelmişti. Korkum ve
endişem biraz olsun hafiflemişti. Pencereden dışarı bakıp tekrar kontrol ettim
ama neyseki kimse yoktu. Her gece açık bıraktığım penceremi sıkı sıkı
kapattıktan sonra derin bir uykuya daldım.***
Sabah yine her zamanki saatte uyandım. Her gün yatakta dakikalarca
oyalanırdım. Bu sefer gözlerimi açar açmaz pencerenin önüne koştum.
Başımı dışarı çıkartıp heryeri kolaçan ettim. Adamın olmadığını görünce
rahatlayarak banyoya gittim. Hızlı bir şekilde hazırlanıp salona indim.
Kızların hepsi kahvaltı yapıyordu. Kısa bir selamlaşmanın ardından hızlı bir
şekilde kalhvaltıyı yapıp evden ayrıldık. Dışarı çıktığımızda etrafta göz
gezdirdim ama görünürde kimse yoktu. Fazla oyalanmadan arabaya bindim.
Okulun önüne geldiğimizde Boysan kapının önünde bekliyordu. Kızlar içeri
girerken bende Boysan'ın yanına gittim.- Dökül bakalım.
- Neyi?
- Belçin! İki gündür birşey var sende. Anlat hadi.Anlatmak istiyordum ama bugün adamı hiç görmemiştim. Belkide boşu
boşuna kafamda kurmuştum. Boştan yere Boysan'ı da telaşlandırmak
istemiyordum.- Bir şeyim yok.
- Belçin! Hiç yalan söyliyemiyorsun.Daha fazla dayanamayarak anlatmaya karar verdim.
- Bizi birisi takip ediyor.
- Nasıl? İkimizi mi?
- Hayır beni ve kızları.
- Doğru düzgün en başından anlat.Boysan'ın isteği üzerine herşeyi baştan sona anlattım. Adamın fiziksel
özelliklerini de tarif ettim. Boysan'ın kafası karışmış görünüyordu.- İtbaraklardan başka düşmanımız varmı?
- Hayır yok. Onlar da buraya gelemez. Bir kaç gün daha gözlem yap eğer
devam ederse bu konuyu kızlarla konuşalım. Belki içlerinden birinin bir
düşmanı vardır.Anladığımı belli eden bir baş hareketi ile karşılık verdim. Daha fazla
oyalanmadan içeri girdik. Gün boyu beni tedirgin eden hiç birşey olmamıştı.
Boş olan bir derste Boysan ile ödevi yapmıştık. Gün bittiğinde hepimiz
okuldan ayrılıp eve gittik. Gün boyu kel adamı hiç görmemiştim. Sanırım
herhangi birisiydi ben biraz fazla abartmıştım. Akşam yemeğini yedikten
sonra çöp atmak için dışarı çıktığımda kel adamı yine caddenin karşısında
dikilirken görmüştüm. Yine dik dik bana bakıyordu. Uzun bir bakışmanın
ardından sinsi bir şekilde gülümsedi. Bu durum beni daha çok korkutmuştu.
Onun derdi kızlar değildi bendim. Günlerce beni takip etmişti. Kalbim
patlıyacakmış gibi atarken daha fazla beklemeden çöpü atıp içeri girdim.
Koşarak odama çıktım.- Belçinnn! Ne oldu?
Bike arkamdan bağırmıştı ama ona bile cevap verememiştim. Hızla telefonu
alıp Boysan'ı aradım. Titreyen ellerim işimi zorlaştırmıştı. Uzun bir süre çaldıktan sonra telefon açıldı. Aynı anda kızların üçü birden endişe ile odaya
girmişlerdi.- Alo!
- Boysan! O burda.
- Kim orda?
- O adam.
- Sakin ol geliyorum hemen.Boysan konuşma bittikten sonra telefonu kapattı. Halâ zangır zangır
titriyordum. Kızlar panik ile yanıma geldiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KURT_1( Alfa)
FantasyAşinalar yüzyıllar önce Kam'ın kehanetinde söylediği gibi alfa dişiyi beklemekte fakat alfanın üzerindeki büyüden habersizlerdir. Her şeyden habersiz normâl bir yaşam süren Belçin'in yolu birgün ırkı için varolup ırkı için yaşayan Boysan ile kesişir...