Alarmımın sesiyle hızla yatağımdan doğrulurken gece cam açık uyuduğumu farkettim. Kalktığım hızla belimi tuttum. Bunu farketmek için fazla geç kalmıştım.
Yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim. Kahvaltı hazır olmadığına göre kesin annem daha uyuyodur diye düşündüm. Kendime sandviç yapıp yemeye başladım. Tabiki karışık meyve suyuyla beraber...
Kahvaltımı yaptıktan sonra annemi uyandırmak üzere yukarı çıktım. Odalarına yöneldim. Zaten kapıları açıktı. Annemin yanına yaklaşarak seslendim. Seslenmemle uyanması bir oldu. "Annecim ben üstümü giyinmeye gidiyorum. Hadi kalk artık sende işe geç kalacaksın" dedim. Annem yavaşça doğrulurken elimden tutarken kendine doğru çekti. Çekmesiyle acıyla inledim.
"Anne napıyosun yaa"
"Kızım iyimisin sen?"
"Anne belim tutulmuş"dedim tekrar yavaş yavaş doğrularak. Annemse buna güldü ve "cadı kızımın belimi tutulmuş" dedi alayla. Annemin yastığını alıp annemin yüzüne fırlattım. Kapıdan çıkarken annemin kahkahalarını duydum. Biraz daha bağarırsa babam uyanıcak...
Dolabımın önüne gelerek sadece baktım. Neden kıyafet seçmekte bu kadar zorlanıyorum. En iyisi siyah bir pantalon siyah salaş tişört ve turkuaz polarımı alarak çıktım. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Siyah botlarımı giyip siyah çantamı alarak evden çıktım.
Durağa doğru geldiğim de Alp'i gördüm. Karşıda bir büfe vardı. İnsanları izlerken gözüm gene Alp'e kaydı. Siyah dar pantalon giymişti. Damla nerde acaba. Otobüs geldiğinde acaba Damla'yı mı beklesen diye düşünmedim değil. Basamaklardan dikkatlice yukarı çıktım. Sadece bir boş yer vardı. Ancak Alp oturmamıştı. Sanırım bana bırakmıştı. Ama tabiki ben oturmuycam. Arkaya doğru ilerlerken otobüsün haraket etmesiyle Alp'in çantasına yapıştım.!!!!
Bu kadar salak olmayı nasıl beceriyorum anlamıyorum. Alp bana bakarken bir elim hala Alp'in çantasındaydı. Hala olayın şokundaydım. Bizim okulun popüleri Alp'in çantasına yapışmıştım. Elimi çekerken gene düşecektim ki son anda bir direkten tuttum. İnsan bi kolumdan felan tutar demi. Öküz. Bu yolculuk olduğundan daha uzun olacak...
Ortalama yarım saat sonra okula vardık. Otobüsten Alp'in arkasından indim. İndiğimle şaşırmam bir oldu. Çünkü karşımda bana koşan bir Damla vardı. Damla yanıma nefes nefese gelirken bakışlarımı üzerine sabitledim ve "canım ne oluyor?" Diye gerekli bir soru sordum.
Damla bana bakarken;
"1.si bugün annem bıraktı. O yüzden erkenden geldim. 2.si Emir bana günaydın dedi ve 3.sü ben Emir den hoşlanıyorum."Şaşkınlıkla Damla'ya bakarken
"Bizim sınıftaki Emir mi ?" Dedim."Eda evet. Eda geliyor. Eda buraya bakıyor..."
"Damla sakin ol"
Emir'in arkasından çalan zille okula ilerlemeye başladık. Ben Emiri kesen Damla'ya diktim gözlerimi. Söyle bi düşündümde Emir'le Damla fazla yakışıyor. Ben bunları düşünürken yanımdan biri bildiğin omzuma savaş açarak yanımdan geçti. Sarışın yelloz. Aklıma kazıdım kızım seni.
Bugün zaten kitapları verip göndericekler. Bu yüzden eve daha erken gidicem.
Sınıfa girdiğimizde Emir'in bizim çapraz sıraya geçtiğini gördüm. Biz Damla'yla sıramıza geçerken arkamızdan Ayşenur hoca girdi.
"Kitaplar dağıtıldıktan sonra kitapları eksik olanlar kantinde beklesin. Hakan hoca size bilgi verecek" dedi ve sınıftan çıktı. Kitap dağıtımıyla ilgili hoca sınıfa girerken kitaplar gelmeye başladı. Sonunda dağıtım bittikten sonra kitaplarımın eksik olduğunu farkettim. Damla'nın sadece biyoloji kitabı eksikti. Kantine inerken gördüğüm manzara karşısında şaşırdım. Kantin neredeyse boştu. Bir masada Alp sarışın yelloz Can ve Mert vardı. Yellozun ne işi var erkeklerin arasında be. Neyse ikinci bir masada bir kız kitap okuyordu. Bir de Damla'yla ben. Adımızı şansız takım koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT
RomansaGerçekten cevabı olmayan soruların içinde kaybolduysanız kendinizi sonu gözükmeyen bir yolda bulursunuz.. Bir şizofren gibi olmayan şeyleri görürsünüz... Belki olmasını istediğiniz herhangi bir sahneyi. Sizi hayata bağlayan tek bir unsur vardır..'U...