Ev Hali 2 -Yıkılış

177 12 0
                                    

-Eda'nın ağzından-

Alarmın rahatsız edici sesinden uyanmıştım. Ancak Alp ortalıkta yoktu. Bende süper tavşanlı pandiflerimi giyerek evi turlamak üzere yola çıktım.

Ne mutfakta ne de salondaydı. Odama geri çıktığım da balkona bakmayı unuttuğumu farkettim.

Bugün yaz okulundan Ekin'i alacaktık. Sanırım bu kadar yeterliydi onun için. Yatılı olduğu için bizi özlediğini hissedebiliyordum.

Fatma teyzenin de izni bitiyordu. Geri dönüyordu. En azından Alp işe gittiği zamanlar da evde yalnız kalmazdık.

Balkona girdiğim de Alp'in sigara içtiğini gördüm. Bu kulaklarımdan alev çıkmasını sağlamıstı.

"Sen sözünü hiç tutmazmısın?".. dedim elimden geldiğince sinirli bir şekilde. "

"Eda sana söylemem gereken bir şey var"

"Dinliyorum. "

"Gece Haluk Amca mesaj attı. Ferhat televizyonlara çıkmış."

"Bende kötü bir şey söylüyeceksin sanmıştım. "

"Zaten kötü bir şekilde çıkmış.".

"Nasıl yani"

"Sude'nin hamile olduğuna dair bir şeyler. Ama Ferhat'ın öyle bir şey yapmıycağını biliyordum. Özlem gene de televizyonlardan uzak dursun."

"Özlem Antalya 'da Alp..."

"Biliyorum. Ferhat'ın yanındaymış. Ferhat da çabalıyor ama sürekli televizyonu açmaya çalışıyormuş."

"Anlamıyorum ki.."

Elindekini atmış ve içeri girmişti. Bende arkasından ilerledim.

(Damla'nın ağzından)

"Emir uyansana artık ya. Bak Alp'le Eda kahvaltıyı hazırladı bizi bekliyorlar."

"Emir çabuk ya.!!!"

Ortalama yarım saattir Emir'i uyandırmaya çalışıyordum.

En sonunda sinirlerimin tepeme geldigini hissedince tek çarenin whatsapp olduğu düşündüm.

****whatsapp****

-Of . Emir uyanmiyo gencler. Yukari gelin.

-lan alp yumurta yapiyi belki ben gelirim

-ya lutfen gelin.

Eda odadan içeri girdiğinde elinde bir surahi su olduğunu farkettim.

"Emir uyan yoksa sonun Alp'in ki gibi olur."

Uyanmıyordu. Eda da bunu hissedince surahideki suyu yavaş yavaş Emir'in üstüne dökmeye başladı. .

"Oh be yaz yaz da iyi geldi."

"Ne diyon gerizekalı. Hadi aşağı in istediğin jambondan aldık.".

Emir bir çırpıda kalktığında Eda 'nın gerçekten bu konularda iyi olduğunu anladım.

-)((Özlem'in ağzından)

"Ya Ferhat sıkıldım ben televizyon açıcam. "

"Olmaz olmaz."

"Neden olmuyor ya."

"Bak ben kahvaltılarımızı almak için aşağı iniyorum. Oda servisi yokmuş bugün."

"Of tamam yalnız bırak hep beni zaten."

"Hadi ama çocukluk yapma Özlem."

"Tamam tamam."

Ferhat gittikten sonra bende televizyonu açtım. Tabiki sözümde durmayacaktım.

Kanalları teker teker geziyordum. Bi kanalda Ferhat deyince bir geri geldim .

'Sude Karagöl hamile mi?'

'Acaba babası Ferhat Uçar mı?'

'Ünlü holding sahibi Alp Demir'in arkadaşı Ferhat Uçar çapkınlık peşinde'

Daha fazla dayanamayıp elimdeki kumandayı televizyona fırlattım. Hemen boşalttığım kıyafetlerimi geri bavuluma doldurdum.

Daha sonra kapının açılma sesi. Kalbimde kırıklar sanki birer birer batıyordu.

Gözlerimdeki sıcak sıvıyı silemeyecek gibi hızlı ve aceleci.bir şekilde kapıya ilerledim. .

"Ö-özlem nereye?"

"Sıkıldım ben burdan. Ama sen sıkılmazsın değil mi?"

"Özlem her şeyi yalnış anlamışsın dinle bi beni"

"Ne anlatıcaksın ya. Ne sacmalıycaksın gene"

"Abuk subuk bir televizyon haberi yüzünden bitiricek misin?"

"Senin o abuk subuk dediğin şey bir bebek"

"Ama benim olmayan bir bebek."

Asansörün önüne gelmiştim. Biraz ko§arak asansöre bindim ve onun gelmesini beklemeden kapısını kapattım.

"Özlem!"

Sadece burdan gitmek istiyordum. Her şeyden uzak bir yerlere. Kafamı dinlemek ve herseyi düsünmek istiyordum.

Daha sonra telefonumun çalma sesi geldi. Ancak telefonumu çantamdan çıkaramıyacak kadar sinirli ve kırgındım.

(Damla'nın ağzından)

Kahvaltı bittikten sonra Ekin'i almak üzere yola çıktık. Alp'in arabasına doluştuktan sonra bir yaz okulunun önüne geldik. Burası okuldan çok bir villayı andırıyordu . Bir süre sonra abisine koşarak sarılan bir Ekin belirdi kapıda. Daha sonra Eda ve bana da sarıldı.

Emir'den ayrılırken yanaklarına dokunması ve yumu§aklığını hissederek mıncıklaması gülmemize sebep olmuştu.

(Eda'nın ağzından)

Ekin elimi tuttu ve beni çekmeye başladı.

"Abi bi gelmeyin ya. Özel konuşucaz."

Beni biraz daha çektikten sonra biraz ona doğru eğildim.

"Eda abla ya. Sana hoşlandığım çocuk var demiştim ya "

Bu gülümsememe sebep olmuştu.

"Eee"

"O da burdaydı. "

"Vayyy"

"Ayyysss çok tatlıydı. Hiç sıkılmadım."

"Bence artık onların yanına gitmeliyiz. "

"ee o zaman bir lunapark yapıyor muyuz?"

"e olur madem..."

Alp lunaparka doğru sürmeye başlamıştı bile.

Telefonumun çalmasıyla ağzına kadar dolu çantamın fermuarını zorlayarak açtım.

Özlem'in aradığını görünce hızlıca açtım.

"Alo. efendim kuzi."

"Eda ben çok kötüyüm. Sude hamileymiş."

"Lütfen yemedim de. Lütfen yemedimde bana Özlem."

"Bilmiyorum Eda. Ne olur eve gel. Çok kötüyüm."

Telefonumu kapattım ve Alp'i dürtmeye başladım.

"Alp . Ben burda iniyim. Hemen bir taksiiye binip eve gitmem lazım."

"Özlem'di değil mi? Ben dedim ama"

"Alp hadi benim inmem lazım artık. "

"Özlem'i de alıp öyle gidelim. Hem biraz morali düzelmiş olur."

"Özlem'e ne olmuş ya ?"

"Çok uzun hikaye Damla. Eve gidince kendisinden dinlersin."

****************************


Evet arkadaşlar. 694 kelimelik kısa bir bölüm oldu.

Teşekkürler...


UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin