Hayal Kırıklığı 2

271 18 0
                                    

Sabah çok erken uyandım. Yedide kalkmam yeterli olacakken ben saat dörtde kalktım. Yaşadıklarımı hatırladıkça daha da bir nefret kaplıyor içimi...

Damla'yı uyandırmamaya dikkat ederek aşağı indim. Mutfaktan kendime maden suyu ve limon aldım. Depresyona girince hep böyle yaparım.

Salona geçip flim izlemeye karar verdim. Mesela 'kocan kadar konuş' güzel bir flim gibi geliyor.

+++++++++

Flim başladığında bile ben hemen gülmeye başlamıştım. Gerçekten başarılı bir flim olmuş. Birden miğdemin sancısıyla yerimden kıpırdandım. E tabi aç karnına maden suyu ve limon yerseniz olacağı bu...

Saat henüz 05:00-05:30 gibi birşeydi. Canımın yanmasını istiyordum. Bu yüzden yemek yemiyeceğim.

Flimi bitirip hemen Damla'yı uyandırmaya yukarı çıktım. Uyanır uyanmaz gözlerini ovuşturarak bana baktı.

"Senin gözlerinin altı neden mosmor?"

"Dörtde kalktım."

"İymisin! Neden beni de uyandırmadın ve neden bir daha uyumaya çalışmadın?"

Birden tekrar midemin sancısıyla ellerim karnıma gitti

"Eda ilaç felan mı içtin doğruyu söyle!!"

"Damla saçmalama ya flim izledimde acıkmışım galiba biraz."

"Tamam o zaman hadi mutfağa"

Mutfağa indiğimiz de Damla salonu gördü.

"Eda inanmıyorum sabah sabah maden suyu mu içtin birde"

"En azından kilo aldırmıyor."

"Yemek ye bak miden yanar bütün gün."

"İştahım yok"

"Of Eda ne yapıcam ben seninle"

Bende Damla'nın birkaç saniyelik boşluğundan yararlanıp odama doğru koşar adım çıktım.

Midem aslına bakarsanız o kadar aşırı bir şekilde ağrımıyor ancak ağzıma gelen asit gerçekten can sıkıcı.

Bir süre sonra Damla elinde kahvaltı tepsisiyle bana doğru geldi.

"Edam bak hadi ye bir kaç lokma bir şey"

"okulda yerim"

"O zaman 3 tane zeytin bir parça da peynir ye şu kadarcık da ekmek. Vallaha başka zorlamayacağım."

"Tamam"

Tepsiyi elinden alıp dediklerini yedim.Midem birazcık da olsa rahatlamıştı.

İkimiz de formalarımızı giyindikten sonra evden çıktık.

Bugün yürüyecek havamda olmadığım için durağa ilerledik. Durak da Can ve Alp...

"Damla lütfen gitmeyelim yanlarına"

vee ağlamaya başladım.

"Hadi planları uygulayalım o zaman"

"Can gelsene bi!!!"

Can bir süre sonra yanımıza geldi.

"Ben sana güvenmiştim Can. Herşeyi duydum.!"

"Ben o da seni seviyor sandım."

" Sevmiyormuş işte rahatladın herhalde"

"Eda lütfen böyle deme"

Ben ağlarken sesim kısılmıştı. Bu yüzden Damla devam etti.

"Can ne yaptığını sanıyorsun?"

"Damla lütfen böyle yapmak istemediğimi sende çok iyi biliyorsun."

"Şimdi git o itinin yanına"

"D-daml..."

"GİT!"

Alp kendi halindeydi. E tabi o popiler. Ben neden onun umrunda olayım ki. Hızla Alp'in yanından sinirle geçerek okula doğru yürümeye başladım.

*************

Okula birazcık geç kalmıştık.

Yarım gün yok yazılmaktan bir şey olmaz.

Sınıfa geçip elime stres topumu aldım ve hunharca mıncıklamaya başladım.

Tenefüs zili çalmıştı ama onun yüzünü görmek istemiyordum. Bu yüzden hiç sınıftan çıkmadım.

Ne hali varsa görsün. İçimden de beddua ediyordum. Nasıl olur da bir kızın duygularıyla.bu kadar belirgin bir şekilde oynanır anlamıyorum. Keşke beni sevseydin. Şimdi de mutlu ol istiyorum ama keşke sende beni sevseydin de beraber mutlu olsaydık...

Evet arkadaşlar çok kısa bir bölüm oldu. Ancak bu bölümü bundan önceki bölümün devamı olarak yazdım. Bu yüzden. *467 kelime*

Teşekkürler...

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin