Dövme

263 12 0
                                    

Bulutlu ve sisli bir güne gene merhaba dedim. Yatağımdan kalkmak istemez gibi yerimde kımıldanıyordum ki Alp gille bulusucağımız aklıma geldi ve öcü görmüşcesine gözlerimi pörtletip oturur pozisyona geldim.

Bir pazar gününe göre çok fazla erken kalkmış olabilirim ama... neyse.

Aynanın karşısına geçtiğimle korkmam bir oldu. Yaptığım topuz bozulunca kıvırcık saçlarım dağılmıştı. Bu yeterince iğrenç gözükmemi sağlarken yetmezmiş gibi bir de dudaklarım şişmişti ve kaşlarım havaya kalkmıştı.

Hemen saçlarımı taradım ve açık bıraktım. Yüzümü yıkadım.

Mutfağa indiğimde annemin kesme tahtasında bir şeyler yaptığını gördüm. Babam da buzdolabıyla ilgileniyordu.

"Günaydın"

"Günaydın kızım"

"Bu etler de ne?"

"Kapalı piknik alanına gidiyoruz!"

Onlar bunu mutlu bir şekilde söylemişken ben pek sevinmemiştim. Sonbaharda neyin pikniği bu.

"Anne ama ben ark..."

"Haberimiz var kızım. Biz halanlarla gidicez zaten"

"Anne haberinin olması imk..."

"Alp haber verdi kızım"

Sözlerimi kesmeleri sinirlenmemi körüklerken Alp'in babama haber vermesi daha da sinirlerimi bozmuştu.

O sinirle yukarı çıktım ve telefonu elime alarak Alp'i aradım.

Birincisinde açmadı. Şu an reselmen küplerdeydim. Ve açtı...

"Alp sen neden.."

"Günaydın meleğim"

Meleğim demesiyle ben sustum. Sarhoş dut gibi olmuştum. Uykulu sesiyle meleğim demesi beni baya şaşırtmıştı.
Sinirim bir anda vücüdumu terketmişti.

"Iııı. Şey. Günaydın. "

"Ailene haber verme sebebim merak etmemeleriydi. Merak etme meleğim."

İkinci meleğim lafından sonra kalbimin atışları dahi değişmişti.
Uzun zamandır bana böyle şeyler demiyordu.

Bir duvara odaklanmış öylesine telefonu kulağımda tutuyordum.

"Eda"

Onun sesini bir daha duymamla telefon elimden kaydı.

Anlamasın diye telefonu tekrar elime aldım ama geç kalmış olmalıyım ki karşı taraftan haykırma sesleri geliyordu.

"Yenge sen hazırlan ben almaya gelirim seni"

Can ne zamandan beri bana yenge diyordu?

Hemen yerdeki komik pozisyonumdan kurtulup kendime çeki düzen verdim. Ama telefon çoktan kapanmıştı.

Heryere çarparak dolabıma ulaştığımda siyah pantalon ve mavi tişortümü alıp yatağa fırlattım.

Makyajımı yapamıyordum. Eyeliner ellerimin titremesindrn dolayı bir o yana bir bu yana oynuyordu. En sonunda kendimi avutup eyelinerı çekmiş ve makjajımı tamamlamıştım.

Koşarak aşağı indim . Siyah bot ve kabanımı aldıktan sonra kapıya vurarak kendimi dışarı attım. Önümde Can'ı görmemle gülümsemem bir oldu.

"Aaa Can "

"Yenge sarılırdım ama kesin emir var korkuyorum. "

"Of Can "

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin