Seviyor musun sevmiyor musun?

311 15 0
                                    

Sabah uyanır uyanmaz tavana bakmaya başladım. Gördüğüm rüyanın etkisinde kalmış olmam lazım ki henüz rüyada gibi hissediyordum. Rüyayı tam olarak hatırlamasam da Alp'i hatırlıyordum.

Acaba gerçekten seviyor muydu? Ben bir umut ona koşarken o sadece bana acıdığı için mi yanımdaydı çözümleyemiyordum. Sevgi güven ister ancak ben ne kadar istesem de Alp'in içindeki merhamete güvenemiyordum. Onu düşünürken bile mutlu oluyordum.

Tüm bunları düşünmemi engelleyen şey ise Dela'nın yüzümü yalayışıydı. Alp çok geç olmadan beni eve bırakmıştı. Annem artık bizi biliyordu. Ancak annem ne ara babama söylemişti bilmiyorum. Annem Alp'i eve davet etmişti ancak eve gitmesi gerektiğini söyleyerek geçiştirmişti. Annemin Dela'dan da haberi varmış. İşin garip tarafı tam olarak da bu. Annem nasıl oldu da evde bir evcil hayvana izin verdi bilmiyorum.

Okula geç kalma korkusuyla hemen yataktan fırladım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Üstümü giyindim.

Dela üstüme atlayıp atlayıp duruyordu. Güçlü olmasından kaynaklı olsa gerek dengemi sık sık kaybediyordum.

Acıktığını farkedip hemen mamasını verip bende mutfağa indim.

Sandviç yapıp bir bardak vişne suyuyla beraber yedim.

Okula gitmek için evden çıktığım da karşımda bir adet Meriç beklemiyordum...

"Günaydın"

"Günaydın Meriç"

"Yürümiycek misin?"

Meriç karşımda dikilirken Alp'e söyliyeceğim yalanları düşünüyordum.

"Tamam hadi yürüyelim"

Şu an Alp'i arayıp yanımda Meriç olduğunu söylemek isterdim ama korkuyordum. Gerçekten Meriç'le konuşmamı istemiyordu.

"Meriç evimi nerden buldun?"

"Eski okuldan arkadaşımsın Eda. Bilmem anormal değil. Alp'le aranda olanları biliyorum. Bu yüzden merak etme."

Eskiden Meriç'i seviyor olmam bir şeyi değiştirmezdi. Artık Alp vardı ve bundan bir gram dahi şikayetçi değildim.

"Sen Alp' beni nerd..."

"Bütün okul sizi konuşuyor. "

"Ama nas..."

"Eda bu konu hakkında konuşmak istemediğimi biliyorsun. Zorlama"

Adımlarımız çok hızlıydı. Damla'yla uzun bir süre yürüyorken Meriç'le kısa sürede okulda olmuştuk.

Ancak gene sıra vardı. Ve Alp beni görmüştü. Sanırım ölmeliyim.
Alp öyle bakışlar atmıştı ki birden hücrelerimi teker teker hissettim.
Sinirlendiğini biliyordum. Ancak benin düşündüğümün aksine sakince yanımıza geldi.

"Meriç Eda'yı bıraktığın için teşekkür ederim. Bundan sonra Eda'yı evden ben alacağım. Yani boşu boşuna yorulma."

Alp'in dedikleriyle ilk önce şaşırma belirirken birden kalbimin kırıldığını hissettim. İşte o buydu. Onca kemiğim varken o kalbimi kırıyordu.

"Alp hayırdır. Bana yumruk atmanı beklerdim."

"Eşkiyamıyım ben. Benim sevgilim bir arkadaşıyla okula gelmiş. Bizde birbirimizi deli gibi sevdiğimize göre bunda bir sorun yok."

İşte buna bomba derim. Meriç yüzünü ekşilterek yanımızdan ayrıldı. Alp yapma gülüşünü bir kenara bırakıp bana sinirli bir şekilde bakmaya başladı.

"Eda Meriç'le konuşmanı istemediğimi söylemiştim."

"Evimin önüne gelmiş"

"Ve bunu bana şimdi söylüyorsun"

"Alp lütfen bak söz veriyorum konuşmuycam"

"Kıskançlıktan kendimi sıktım. Her tarafım ağrıyor şimdi."

Konuşmamızı bölen bizim Mehmet hoca olmuştu.

"Çocuklar hadi artık sıranıza geçin."
....

Sırada Alp yüzüme bile bakmıyordu. İçeri girerken aklıma onun gönlünü almak için bişey geldi.

"Alp bütün okul bizi konuşuyormuş"

"Nasıl ya"

"Basbaya yani bütün okul bizi konuşuyor"

"Sevgili olduğumuzu herkes biliyor yani"

"Evet"

Ama o mutlu olmamış daha çok yüzü asılmış ve sinirlenmişti.

Hızlı hızlı yürüdüğünde ona ulaşmak için fazlaca efor harcadım.

"Alp ne oldu gene"

Ama o cevap vermiyordu. Sınıfa girdiğimizde yanıma bile oturmadı. Neden herkesin bizi bilmesinden bu kadar çekiniyordu ki...

Ne ben onun yanına gittim ne de o benim yanıma geldi. ..

Dersleri dinleyemeden okul bitmişti. Alp gene beklememiş aksine hızlı adımlarla durağa ilerliyordu.

Bende yürüyerek eve gitmeye karar verdim ancak Meriç bana seslenerek durmamı bekledi.

"Ne oldu Meriç"

"İşin yoksa eve kadar eşlik ediyim mi?"

Alp'in Meriç'e attığı bakışların haddi hesabı yoktu. Alp yanıma gel lütfen...

"Meriç...şey."

"Tamam neyse. Ben yürüyorum o zaman görüşürüz"

Meriç gözden kaybolmuştu ki Alp'in bana bakmadığını görünce gözlerimden akan yaşlara sahip çıkamadım. Tam da düşündüğüm gibi sevmiyordu. Bütün okulunda öğrenmesi bu yüzden onu rahatsız etmişti.

Saf eda.

Otobüste dahi yüzüme bakmamıştı. Konuşmamıştı.

Eve geldiğimde evin boşluğundan faydalanarak deli gibi ağlamaya başladım. Hayallerim yıkılmıştı. Bu kadardı işte...

Ya bir daha bakmazsa yüzüme ne yaparım. Hani seviyordun deyip yüzüne yumrukları indiresim var ancak olmuyor.

Annem geldiğinde herşeyi anlattım. O bana hak verdi ve tüm sinirimi aldı. O annemdi. Belki bana en yakın kişi. Gözlerim şiştiği için babamın önüne çıkmak istemedim .

"Annem ben yatmaya gidiyorum. Başım ağrıyor"

"Tamam bir tanem dediklerimi düşün tamam mı?

Odama girdim ve kendimi yorganın altına gömdüm. Tamamen yaşamıyordum. Hayatımda herşey eksik gibiydi.

Uyandığımda başımın ağrısı artmıştı ve ağzım kurumuştu. Banyoda işlerimi hallettikten sonra mutfağa inip yemeğimi yedim ve en az 6-7 bardak su içtim.

Alp aramamış ve mesaj atmamıştı. Dela'nın mamasını verdikten sonra İstemeye istemeye üstümü giyindim ve evden çıktım. Ders çalışmıyordum. Gerçekten şu an ne yaptığımı bile bilmiyorum. Ancak belki bana siniri geçmiştir diyerek kendimi avutuyordum.

Okula geç kalmıştım. Herkes içeri girmişti bile...

Sınıfa girdiğimde Alp yoktu....

O olmadan tüm dersler sıkıcı ve dayanılmaz geçmişti. Sanki o olunca herşey mükemmeldim

Eve geldiğimde ise direk dersime oturdum.

Alp'in son görülmelerine baktığımda dünden beri hiç girmemisti.

****5 gün sonra****

Haberi öğrendiğimde yıkılmıştım. Alp koleje geçmişti... Artık yanımda olmuycaktı. Bu kadardı...

Arkadaşlar 808 kelimelik bir bölüm oldu. Bir sonraki bölümde 11. Sınıf olarak devam edeceğim. Bu bölümü nasıl bağlayacağımı bilemediğim için bazı yerlerde hızlı geçiş yapmış olabilirim. Lütfen hor görün.

TEŞEKKÜRLER...

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin