Annem gitmişti. Zaten demezler mi melek diye. O tamamen melek olmuştu şimdi.
Gözlerimden akan yaşları temizledim.
Ya babam o da mı gitmek zorundaydı. İkisi de aynı anda mı birakmak zorundalardı. Ateş daha henüz anneannesini ve dedesini tanımadan mı gideceklerdi.
"Eda. Bana bak" dedi Alp.
Bakmadım. Bakamazdım. Bir şeyler yapmak zorundaydım. Damla doğum yapacaktı... Özlem şu an kim bilir ne oluyordu ona.. Ferhat ne haldeydi.
"Eda. " dedi fısıldayarak. Cevap veremedim. Konuşamıyordum. Her konuştuğum da biri gidiyordu hayatımdan.
"Benimle ne zaman konuşacaksın. Sesini duymuyorum. Şu lanet olası yerde durmanı bile istemiyorum. Gözlerime bakmıyorsun..."
Akan yaşlar hiç durmuyordu gözlerimde. Özlem'in doktoru gelerek.bilgi verdi. Hayati bir tehlikesi yoktu. Onları da kaybedemezdim.
"Eda. Konuş benimle. "
Gözlerinin içije baktım. Günlerdir ilk defa göz teması kuruyordum.
"Bak Eda. Konuş benimle."
Konuşmak istiyordum ama konuşamıylrdum. Sanki dilimde kilit vardı. Haraket edemiyordu. "
"Eda. Ateş için..."
Bir bebek gülüşüyle irkildim.
"Buyrun efendim" dedi hemşire ve Ateş'i Alp'e uzattı.
"A-alp. Karnı t-tokmu o-onun"
Gülümsedi konuşabilmeme şaşmıstım. Annem ve babam bende bir enkaz bırakmıstı.
"D-damla'nın y-anına gitmek i-stiyorum"
"hadi "
Beni sindiğim duvar kenarından çekerek bir odaya çekti.
İçerden bağırış sesleri gekiyordu.
"Emir!. Onu bi daha kaybedemem. Birisini daha kaybedemem. Bu kadar az kalmışken."
"Kaybetmiyceksin Damla. Sakin ol."
İçeri girmeden onları izliyordum. Psikolojim alt üst olmuştu.
İçeri girdiğimde bir sessizlik oldu herkez bana odaklandı. Selin teyze ve Murat amca vardı. Herkesin gözü yaşlıydı. Her gün birimiz sinir krizi geçiriyorduk."Eda'yla bizi yalnız bırakır mısınız?" Dedi Damla.
Herkes odayı boşaltırken konuşmaya başladı.
"Belki 1 yıl oldu. Ben hamileydim ama ilk bebeğimi kaybettim. Şimdi lanet olası bir kaç darbe yüzünden onu kaybedemem."
"Onu kaybetmiyceksin. Merak etme" dedim ellerimi karnına koayarak. "
"Aile çok ayrı bir sey biliyorum. Deniz teyze ve Burak amcanınsa bilmiyorum."
"Ben de bir şey bilmiyorum . Tek bildiğim intikamın muhteşem kokusu."
"Tekme attı"
"Ne!"
"Tekme attı. Eda yaşıyor." Bir an avaz avaz bağırmaya başladı. Pembe renkte giyinen bir kadın içeri girdi ve bebeğin kalp atışlarını dinledi.
"Evet. Çok sağlıklı. Seni bırkacağa benzemiyor."
"E-emir!. Bebeğimiz yaşıyor."
Alp beni alarak odadan çıkardı.
"Eda. Sen hayatımda tanıdığım en güçlü kadınsın. "
"Belki daha az şey hatırladığımdandır."
******
Arkadaşlar 352 kelimelik bölüm devamı oldu.
Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT
RomanceGerçekten cevabı olmayan soruların içinde kaybolduysanız kendinizi sonu gözükmeyen bir yolda bulursunuz.. Bir şizofren gibi olmayan şeyleri görürsünüz... Belki olmasını istediğiniz herhangi bir sahneyi. Sizi hayata bağlayan tek bir unsur vardır..'U...