Cunda

194 11 2
                                    

-Alp'in ağzından-

Balıkesir'in sabahları bile farklı oluyordu. Bu yazlığı alırken babamda öyle demişti.

Önünde olduğum dev camdan aşağı bakarken arkamı döndüm ve hala uyuyan meleğimi süzdüm. O kadar tatlı uyuyordu ki...

Aşağıdan kırılma sesleri geliyordu. O zaman anladım ki Ferhat kahvaltı hazırlıyor.

Tüm dikkatimi verdiğim meleğimin yanına geldim ve alnından öptüm.

"Ya Alp. Uyuycam ben"

Uykulu çıkan sesi beni güldürmeye yetmişti. .

"Hadi kalk miniğim. "

Hemen gözlerini açtı. O kadar komik gözüküyordu ki...

-Ferhat'ın ağzından-

Özlem çoktan uyanmıştı. Bugün tekne turundan sonra benim eve dönmem gerekliydi. Bavulumu toplamalıyım. Gece yarısı uçağım var.
Ondan ayrılmak zor olacak tek bildiğim bu. Bende mutfakta kahvaltı hazırlıyordum.

"Hayatım ya. Ne giycem ben"

"Sana ne giysen yakışır aşkım"

Birden geldi ve boynuma atladı.

"Aramız bozulacak diye korkuyorum. "

"Bizi sadece Allah ayırır hatunum. "

Daha fazla sokuldu. Onu korumak... her bir hücreme kadar onu koruyacağım.

(Eda'nın ağzından)

Uyandırdı namussuz.

"Daha giyeceklerin hazır değil."

Doğru söylüyordu. Kıyafetlerim hazır değildi. Birden ayağa kalkmamla gülmeye basladı.

"Açık saçık bir şeyler alma."

"Tamam odun."

Dolabın önüne geldim ve lacivert bikinilerimi aldım. Banyoya ilerledim. Bikinilerin üzerine de bol ve ince plaj kıyafetimi giydim.

"Nasıl olmuş bay odun."

"Bu ne lan böyle"

Oturduğu yerden birden kalkmıştım. Oysa ben gülerek sormuştum. Öylece yüzüne bakıyordum.
Yüzündeki ifade herşeye değerdi.

"Eda bu ne böyle."

"Alp adaya neyle gidicem başka."

"Sen bikiniyle mi geziceksin teknede."

"Alp neyle yüzüyim."

"Eda bunları giyemezsin!"

"Neden?"

"Sana uygun değil."

Emir almaktan nefret ederdim. Aşağılanmaktanda...

"Vücudum mükemmel olmayabilir ama..."

Gözyaşlarım kontrolümden çıkmıştı. Hadi ama... onun karşısında ağlamamalıydım.

"E-eda bak öyle demek istemediğimi biliyorsun."

"Bir Barbara Palvin değilim. Olamam da zaten. Haklısın."

"H-hayır ed-"

Koşarak banyoya girdim ve kapımı kitledim. Alp bir kaç kez kapımı yumrukladı ama ilgilenmedim.

-Özlem'in ağzından-

"Hayatım. Hadi şunları çağır. Kahvaltı hazır."

Ferhat bile kahvaltıyı hazırlamıştı bunlar bir inememişti. Damla'yla Emir'in odasına girdim önce. Hala uyuyorlardı. Elime aldığım surahiyi ikisininde suratlarında gezdirdim. Gayet rahat bir şekilde uyumaya devam ettiler. Ne kadar uykuculardı böyle.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin