(Bölüm Parçasığ Varr :D)
Effie'nin Ağzından;
Harry ve babam dışarıda konuşuyorlardı aslında ne konuştuklarını gerçekten merak ediyordum çünkü Harry sinirli gibiydi.Bir an göz göze geldiğimizde gözlerinin dolu olduğunu fark ettim sanki ağlayacaktı.Ona bakarken ''Effie,biz gitsek iyi olur.'' Sesiyle irkildim arkamı döndüğümde çocuklar montlarını giymiş bana bakıyorlardı ''Pekala çocuklar siz bilirsiniz.'' Dediğimde içeri babam girdi ''Ah,gidiyor musunuz?'' diye sorunca ''Evet,efendim iyi geceler.'' Diye cevap verdiler.Onları geçirirken Niall ''Effie,ilaçlarını almayı unutma.'' Diye uyardı ''Unutmam.'' Diye cevap verdim ardından yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve çocukların hala dışarıda bekleyen Harry'nin yanına gidişlerini izledim.Onlar Harry ile konuşmaya başladıklarında kapıyı kapatıp salona ilerledim babamın kucağında Elizabeth var ''Uyumuş mu?'' diye sorunca başıyla onayladı ardından ''Bende yatıyorum meleğim iyi geceler.'' Dedi ve yukarı çıktı.Bende onların arkasından gittim fakat çatıya çıkıp üzerime bir battaniye aldım.Bu gece de gökyüzünde bir sürü yıldız vardı.Yıldızlar,gerçekten benim ilgilimi çekiyordu küçüklüğümden beri ilgimi çeken parlak yıldızlara bir kere dokunmak isterdim.Bunu imkansız olduğunu biliyorum çünkü kimi yıldız dünyadan bile büyükmüş.Gökyüzünde milyarlarca yıldız var ve bu yıldızların bekliye binlercesi her akşam kayıyordu.Aslında gördüklerimiz yıldız değil.Gökyüzünden kayanlar meteor parçaları bunu öğrendiğimde nedense içten içe üzülmüştüm.Tekrar yıldızlara baktığımda ''Bende eşlik edebilir miyim?'' sesiyle arkamı döndüm Harry ellerini cebine koymuş bana bakıyordu ''Gel buraya.'' Dedim gülerek ve o da yanıma geldi battaniyelerden birini ona verdim ve birlikte yan yana oturup yıldızların güzelliğini izlemeye başladık ''Babamla ne konuştun?'' diye sorduğumda bana biraz daha yaklaşıp ''Bana bir söz vermeni istiyorum.'' Diye fısıldadı kulağıma doğru.Bu soğuk havada hissettiğim sıcaklık yavaş bir şekilde vücudumun derinliklerine işlerken ''Ne olursa olsun Londra'dan gitmeyeceksin,bizi bırakmayacaksın.'' Diye devamını getirdi Harry bunu neden istediğini henüz çözememişken dudaklarımdan şu sözler çıktı ''Bırakmam ne olursa olsun buradan ayrılmam çünkü sizi bırakamam.'' Gamzelerini göstererek şekilde gülümserken gözlerinde oluşan mutluluğa yeniden görmeye sahip olmuştum.Harry bana biraz daha yaklaştı ve sarıldı ''Söz verdin ne olursa olsun gitmeyeceksin.'' Dedi ama ona cevap vermek yerine sadece gözlerimi kapatıp uykuya daldım.
2 Gün Sonra..
Tüm vücudum ağrıyordu nedenini bilmediğim bir ağırlık vardı üzerimde ve bir türlü atamıyordum.Vücudumdaki ağrı ile gözlerimi açtığımda babam kırmızı küçük bavula tişörtleri koyuyordu ''Baba ne oluyor?'' diye sordum uykulu sesimle.Arkasını dönmeden önce bir şey yapıp bana döndü ne yaptığını anlamıştım gözyaşlarını silmişti ''Baba nereye gidiyorsun?'' diye sordum yatağımdan kalkmaya çalışırken ama o kalkmamı engellemişti ''Şşt,kalkma bebeğim.'' Diye fısıldadı ve yatağa oturup elimi tuttu ''Seni buradan götür----'' derken hızla sözünü kestim ''Hayır,ben gitmiyorum!'' diye bağırdım şimdi anlamıştım Harry 2 gün önce o yüzden söz vermemi istemişti ve babamla bunu konuşmuştu ''Sakin ol meleğim.'' Dedi babam beni sakinleştirmeye çalışarak ''Gitmiyoruz daha doğrusu sen gitmiyorsun.'' Dediğinde zorla yutkundum ''Sen gidiyorsun yani siz gidiyor musunuz?'' cevap vermeden gözlerime baktı ''Meleğim...'' diye fısıldadı sadece 'meleğim.' Diyebildi.Yataktan tüm ağrılarımı umursamadan hızla kalktım ve odadan çıktım Elizabeth çocuklarla vedalaşıyordu eğer uyanmasaydım uyandığımda burada olmayacaklardı ''Harry nerede?'' diye sordum Niall ''Yukarıda.'' Diye cevap verdi hızla merdivenlerden çıkıp odasına girdiğimde uyuyordu.Aniden içimi kaplayan huzur ile titredim birden sakinleşmiştim odadan çıkıp tekrar aşağı indim babamda inmiş Elizabeth'i giydiriyordu ''Bu kadardı değil mi?'' diye sordum babam Elizabeth'in montunun fermuarını çekti ve kalkıp önümde dikildi ''Ben hep yanında olacağım.'' Diye fısıldadı bana sarılmak isterken onu engelledim ''Git,hatta bir daha geri gelme.'' Diye bağırdım Jack'ın gözyaşları yanağından süzülürken ''Bir daha karşıma çıkmayın.'' Diye ekledim onun duyguları,ne düşündüğü umurumda değildi ''Hatta Londra'ya bir daha gelme baba..'' sesim cılız bir şekilde çıkarken ''Çünkü seni bir daha görmek istemiyorum.'' Diye ekledim devam edecekken ''Effie,yapma.'' Dedi Liam başımı olumsuzca sallayıp ''Vazgeçmek bu kadar basit.Ben sen, güçlü bilirdim baba.'' Ben konuştukça o ağlıyordu ve çocuklar susmamı söylüyordu ''Effie,yeter artık.'' Diye uyardı Niall ''Ama içinde korkak bir çocuk var.'' Sonuna doğru sesim sessizleşirken parmağımla kapıyı işaret ettim ''Şimdi git.'' Diye fısıldadım mavi gözleriyle gözlerime bir kez bakıp ''Seni seviyorum me-meleğim.'' Dedi ve arkasını döndü ''Senden nefret ediyorum.'' Diyip merdivenlere yöneldim artık ağlayabilirdim saatlerce ağlayıp rahatlayabilirdim.
Odama girerken ''Onu üzdüğünün farkında mısın Effie?'' diye bir ses geldi başımı çevirdiğimde Zayn'ın ela gözleriyle karşılaştım ''Ne hissettiğimi bilmiyorsun.'' Diye çemkirdim Zayn üç adımda yanıma gelip karşımda durdu ''Bilmiyorum ama onu üzmeye hakkında yoktu Ef.O senin baban.'' Diye ağırdı onunla kavga etmek istemiyordum ''Baban sana böyle yapsa ne hissedersin Zayn?Yıllar sonra karşına çıksa seni götüreceğini söylese sonra vazgeçip kendi gitse ne hissedersin?'' diye sorduğumda...
Susmuştu...
Sadece susup ela gözleriyle gözlerime baktı kimse hissettiğim acıyı hissedemezdi ''İşte Zayn sustun.'' Diye fısıldadım.Ardından kulağına doğru yaklaşıp ''Bunu anlayamazsın Zayn çünkü ailen yanında hayallerini yaşıyorsun.Mutlusun..'' diye fısıldadım hala bir şey demiyordu ''İşte bu yüzden anlayamazsın.'' Diye eklediğimde Harry'nin odasının kapısının açılmasıyla kapıya baktım ve Harry'nin sorgulayıcı gözleriyle karşı karşıya geldim...