(Bölüm Şarkısı ♥)
Effie'nin Ağzından;
Kaçtım,Lola'nın Harry ile konuştuğunu duydum ve zil çaldığında Lola'nın gittiğinden emin olup hızlı adımlarla mutfağa girip arka kapıdan hızla uzaklaştım.Neredeyse 5 dakikadır durmaksızın koşuyordum.Daha fazla dayanamayıp dizlerimin üzerine düştüm ve hissettiğim acı ile inledim.Dizlerim acı dalgalar halinde vücuduma yayılırken uzatılan elle irkildim.Başımı kaldırıp dolmuş gözlerle karşımda duran yakışıklı çocuğa baktığımda ''Elimi tut.'' Diye mırıldandı elini tutup ayağa kalktığımda onun Jev olduğunun daha yeni farkına vardım.O fazlasıyla değişmişti.Jev,beni kollarının arasına çektiğinde göğsüm hızla inip kalkıyordu ''Sen iyi misin?'' diye sordu başımı iki yana salladığımda eliyle yoldan geçen taksiyi durdurdu ''Ateşin var Ef,eve gittiğimizde bana her şeyi anlatacaksın.'' Dedi ona cevap vermedim ve onun yardımıyla taksiye bindim.Jev şoföre adresi söylerken bende onu dinliyordum.Beni kendine çekti ve eliyle dizime dokundu o dokununca yüzümü buruşturdum ''Acıyor mu?'' diye sordu sessizce gözlerim dolmuş bir şekilde onu başımla onaylarken beni iyice kendine çekti. Dudaklarını saçlarıma bastırıp rahatlamamı sağlarken ben iyice kötüleşmiştim.Aklımda dolanan bir sürü soru vardı ve bunlara bir cevap veremiyordum.Aklım fazlasıyla karışıktı.Jev,ellerimi tuttuğunda hissettiğim sıcaklık ile vücuduma iyi bir enerji geldiğini hissettim.Birkaç gün onda kalabilirdim en azından Harry'nin karşısına çıkmaya hazır oluncaya dek.Jev,bahçeye girdiğimizde beni kucağına aldı kollarımı sıkıca boynuna doladım.Ona karşı büyük bir güven duygusu hissediyordum.Kapıyı açıp eve girdiğimizde vücuduma vuran sıcaklık ile gülümsedim.Jev ayağıyla kapıyı kapatıp beni salona götürdü ''Şimdi küçük hanım dizlerine bir baksak iyi olacak.'' Derlen dudaklarımı içeri kıvırıp onu onayladım Jev eşofmanımı dizlerime kadar çekti ve dizlerime baktı kanamışlardı hatta şuan kanıyorlardı ''Şimdi bekle prenses.'' Diyerek mutfağa doğru ilerledi onu beklerken elim boynuma gitti.Kolyem,şuan boynumda yoktu tam dudaklarımı aralamıştım ki ''Şu yaraları temizleyelim.'' Diyen Jev'in sesiyle yeniden kapattım.O dizlerimdeki yaraları temizlerken bende inleyip duruyordum.Canım fazlasıyla acıyordu bunu umursamaya çalışmasam da yapmıyordum.Bu gibi durumlarda yanımda hep sarılacak bir kahramanım oluyordu fakat şimdi işler değişikti kahramanım yaralarımı temizliyordu....
''Jev,koltukta yatamazsın!'' diye bağırarak ona elimdeki yastığı attım Jev yastığı gülerek tutarken saate baktım gece yarsına gelmek üzereydi Jev gülerken ''Telefonunu kullanabilir miyim?'' diye sordum sanırım Lola'yo arayıp iyi olduğumu söylemem en güzelliydi eğer söylemezsem polise bile haber verirler.Jev cebindeki telefonu çıkarıp ''Peki prenses.'' Derken elindeki telefonu hızla alıp numarayı yazmaya başladım.Evet,Lola'nın numarasını ezberlemiştim çünkü o benim ailem gibiydi ona fazlasıyla güveniyordum ve bana asla ihanet etmeyeceğini de çok iyi biliyordum.Telefonu açmasını beklerken ''Ne var?'' diye bağırdı.Sesi fazlasıyla endişeli geliyordu ''Benim Effie.'' Dediğimde birkaç saniye durup ''Hangi cehennemdesin?'' diyerek sesini biraz yükseltti.Yanaklarım şişirip ''Birkaç gün kafa dinleyeceğim ben iyiyim.'' Diyerek telefonu yüzüne kapattım.Jev telefonu elimden aldığı gibi ''Koltuktayım.'' Derken ona sert bir bakış attım Jev bakışlarımdan anlamış olacak ki ellerini teslim oluyormuşçasına yukarı kaldırıp ''Sen kazandın.'' Dedi ona gülümserken yastık ve battaniyeyi oturduğu yere bırakıp beni kucağına aldı.Jev ile odaya girdiğimizde aklıma nedense Harry gelmişti.Acaba şuan ne düşünüyordu?Ne yapıyordu?Bu soruları kendime sorarken Jev beni yavaşça yatağa yatırıp üzerimi örttü.Jev üzerimden geçip diğer tarafa yattı ona dönüp gülen yüzüne baktığımda ''İyi geceler.'' Diye fısıldadı ona ''İyi geceler.'' Dedikten sonra biraz daha yaklaşıp yanağını öptüm.O uykuya dalarken ona sarılıp sessizce ağlamaya başladım.Ağlamamın sebebi belliydi.İçimdeki pişmanlık duygusuydu kendime engel olabilirdim ama yapamamıştım sadece o an bizi düşündüm.İKİMİZİ.Harry ve Effie'yi.
Sabah Jev'in aşağıdan gelen sesiyle uyandım.Hayır,bana seslenmiyordu bağırarak şarkı söylüyordu.Gözlerimi ovuşturup saate baktığımda öğlen olmak üzereydi.Yataktan kalkıp lavaboya girdim ve boynuma bakmaya başladım morluklar hala duruyordu.Köprücük kemiğimdeki izler geçmişti ama yine de kızarıklıklar vardı.Yüzümü yıkayıp aşağı indiğimde Jev başına aşçı şapkası takmış kahvaltı hazırlamaya çalışırken arkasından sarılıp yanağından öptüm ''Günaydın aşçı şirin.'' Diyerek onunla dalga geçerken ''Öğlen oldu uykucu şirin.'' Diyerek benimle dalga geçti.Birlikte kahvaltı yapmaya başladık bir an durup boynuma baktı ''Sana ne oldu?Tanrı aşkına bu morluklar ne?'' sesi birden yükselince ürkmüştüm elimi boynuma götürüp gülümseye çalıştım ''Cidden önemli değil.'' Diyerek geçiştirmeye çalıştım Jev daha fazla üstüme gitmek yerine hemen pes etmesi beni şaşırtmıştı.Jev ile ettiğimiz kahvaltıdan sonra ona geri döneceğimi söyleyerek evden çıktım.Biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı ve bu yüzden o tepeye gittim.Banka oturup üzerimde ki Jev'in hırkasını fermuarını çektim aslında erkek kıyafetleri sevmeyi seviyordum zaten şu önümüzdeki birkaç gün erkek kıyafetiyle dolaşmanın tadını çıkaracaktım.Hırkanın kolları parmaklarıma kadar gelirken geriye doğru yaslanıp gözlerimi sıkıca yumdum.Derin bir nefes aldıktan sonra yavaş yavaş rahatlamaya başladım.Ağlamaya ihtiyacım vardı ama öyle sessizce değil.Sesli bir şekilde ağlayıp rahatlamalıydım.Ve öyle oldu sesli bir şekilde ağlamaya başladım ellerimle yüzümü kapatıp ağlayarak rahatlamaya başladım.Neden böyle olmuştu?Neden hep üzülüp ağlayan ben oluyordum?Neden herkes tarafından ihanete uğruyordum?Neden hayatım doğru düzgün gitmiyordu?Neden ona aşık olmuştum?Neden ondan nefret edemiyordum?Tüm sorulara cevap aramaya başladım ama bulamıyordum.En sonunda ağlamalarım hıçkırıklara dönüştü sanki pamuk şekeri elinden alınmış küçük bir çocuk gibi ağlıyordum.Sadece tek bir el omzumda hissettiğim elle birlikte gözyaşlarımı durdurmaya çalıştım sadece dakikalar sonra ''Buradasın.'' Diye fısıldadı arkamdaki kişi ''Seni buldum.'' Diye ekledi.Ses tonundan anlamıştım bu Harry'ydi.Ellerimi yüzümden geçtiğimde o da ellerini omuzlarımdan çekip önümde belirdi.O önümde yavaşça eğilirken ellerimi tuttu ''Burada olmamalıydık.'' Diye fısıldadı ''Uyandığımda yanımda olmalıydın.'' Diye devam etti.O konuşurken ben iç çekerek onu dinliyor ve yerdeki küçük taşlara bakıyordum.Şuan sadece duyduğum onun sesiydi ve rüzgarın çıkardığı uğultulu ses.Harry titrek sesiyle ''Otelde kollarımda olmalıydın.Neden Effie neden gittin?Uyandığımda neden yanımda değildin?'' ona cevap veremiyordum ellerimi yavaşça çekip alt dudağımı dişledim.Boğazım düğümlenmiş gibiydi sadece ona bakmamaya çalışıyordum.Ayağa kalkmak istediğimde Harry engelledi ''Neden benden kaçıyorsun?Effie bir yanlış bir şey yapmadık.'' Diyerek ayağa kalktı ve beni de kaldırdı vücudum titriyordu özellikle de onun yanında ''Bana bak.'' Diye fısıldadı ama gözlerimi bir saniye olsun taştan çekemiyordum.Elini çeneme koyup on bakmam için başımı çevirdi o da ağlamıştı benim gibi.Belki de o da pişmandı ama bilmiyorum şuan sadece hissettiğim onun dudaklarıydı....
Dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde ellerini yanaklarıma koyup gözyaşlarımı sildi hala iç çekiyordum ''Seni seviyorum.'' Diye fısıldadı ve dudaklarını alnıma bastırıp beni kendine çekti.Başımı göğsüne bastırırken dudaklarım düz çizgi halini aldı iç çekmemeye çalışıyordum ama bunu başaramıyordum.Yavaşça ondan ayrıldım yavaşça hırkanın fermuarını aşağı çekti ''Özür dilerim.'' Diye mırıldandığını duydum ama bir an sonra ''Kolyen nereden?'' diye sordu ne diyeceğimi bilmiyordum.New York da bana verdiği kolyeyi kaybetmiştim boynumdaydı buna eminim ama dün eve geldiğimde yoktu.Harry,cevabını beklerken ben sadece yeşil gözlerine odaklandım.Şimdi ne diyecektim?Çünkü kolye onun ve benim için özellikle onun için fazlasıyla önemliydi...