(Bölüm Şarkısı Var ^^)
Derin bir nefes aldım yapabilirdim oraya gidip ölebilirdim veya korkak olup kaçarım ve ömür boyu babam gibi bir yerlerde hep saklanıyorum.Hangisi?Korkarak,saklanarak yaşamak mı yoksa gidip ölmek mi?Ben,en basit yolu tercih etmeyi seçiyorum neden mi?O zaman ömür boyu saklanmak zorunda kalmam.Artık kararımı vermiştim oraya gidip ya hayatımı sonlandıracaktım ya da katil olup oradan elimi kolumu sallayarak çıkacaktım.Kalbim,yerinden çıkacakmış gibi atarken içeri girdim biraz kötü hissediyordum.Acaba ölürsem canım acır mıydı?Hızlı mıydı?Hissedecek miydim?Bunları kendime sorarken ''Effie,neyin var?'' gelen soru karşısında afallamış gibiydim başımı kaldırıp Louis'e baktım ''Louis,eğer biri ölürse canın acır mı?'' diye sordum o bu sorum karşısında biraz garip olmuştu bembeyaz bir ten,fal taşı gibi açılmış mavi gözler ''B-bilmiyorum bu soru nereden çıktı?'' soruma verdiği ve sonra sorduğu soru karşısından ''Bilmiyorum.'' Diye mırıldandım strese girmiş gibiydim saat ilerliyordu zaman sanki hızla akıp gidiyordu.Lola elinde tepsiyle geldi ''Teşekkürler.'' Diye mırıldanıp bardağı aldım ve kolayı içmeye başladım Harry durmadan bana bakıyordu ''Şe-şey ben gitmeliyim gelmezsem merak etmeyin.' Dedim ve kalktım Lola kolumu tutup ''Nereye gidiyorsun?'' diye sorunca ela gözlerine baktım hemen bir yalan uydurmalıydım ''Gelmeye çalışacağım.'' Dedim ve evden çıktım.Yürüyerek eski deponun oraya gitmeye karar verdim sadece 1 saatim kalmıştı.İçimden bir ses öleceksin diyordu ama belki de yaşardım bilmiyorum.Yarım saat yürüdüm ve büyük eski depoyu uzaktan gördüm orada beni kötü şeyler bekliyordu ama ben oraya gidip bitirmek istiyordum.
Yarım Saat Sonra...
Oturduğum yerden kalktım ve deponun önüne geldim kimse yoktu etrafıma baktığımda biri kolumu tuttu hızla arkamı dönüp o kişi her kimse tekme atmıştım.Adam sinirle yerden kalkarken bana bir kere vurdu yere düştüm adamın pantolonundaki şişliğe doğru tekme atarken başka adamların geldiğini gördüm ve adam yerde yatarken o adamlara baktım kaşım kanıyordu ve dudağım patlamıştı adamlar gelirken ne yapacağımı bilemedim birkaç tanesiyle kavga ederken diğerleri kolumu tutunca devam edememiştim.Adamlar beni deponun içine sürükleyip yere fırlattı ''Size ona zarar vermemenizi söylemiştim!'' diye bağırdı adam o tekme attığım adam ise önünü ilikleyip ''Efendim,kız bize saldırınca bizde....'' Adam sözünü tamamlayamamıştı çünkü o bağıran adam gülüp alkışlamaya başlamıştı ''Hiç değişmemişsin Effie.'' Derken sonunda başımı kaldırıp o adama baktım.Takım elbiseliydi beyaz saçları vardı elinde güzel bir baston.İşte karşımda o vardı Will amca.
''Effie,sen gerçekten büyümüşsün.'' Dedi Will Amca tutman için elini uzatırken reddedip kendim kalktım biraz sendelemiştim ''Hadi öldür!'' diye bağırdım sesim bu eski depoda yankı yapmıştı ''Effie,böyle karşılaşmak istemezdim.'' Dedi sakin bir ses tonuyla benim aksime daha sakindi ve hiçbir şey olmayacakmış gibi davranıyordu ''Eğer Jev ile sevgili olsaydın daha güzel karşılaşacaktık.'' Dedi Jev beni sevmiyordu sırf bu yüzden beni öpmüştü ve beni sevdiğini söylemişti.Her şeyi şimdi daha iyi anlamaya başlamıştım her şey berbat bir oyundan ibaretti.Will,gözlerini gözlerime diktiğinde ''Babanı en son 4 ay önce gördüm.'' Dedi o babamı görmüştü ben babamı en son gördüğümde 15 yaşındaydım ve bir daha asla görmedim ''Seni özlüyor.'' Diye devam etti gözlerimin dolduğunu hissetmiştim ''O-onlar iyi mi?'' diye sorduğumda Wiil gülümseyerek ''İyiler.Ailen iyi o gün babanı öldüremedim.'' Diye fısıldadı gözlerimi bir anlığa kapattım ve gözyaşlarımın yanaklarımdan süzülmesine izin verdim ''Çünkü babana baktığımda seni gördüm Effie.'' Diye devam ederken gözlerimi açtım ''Benim hiç kızım olmadı.Sen benim kızım gibiydin Effie.'' Dedi.Onu dinlerken kalbime bir ağırlık çöktü ''İnsan kızını veya oğlunu öldüremez.'' Diye karşılık verdim Will elini omzuma koyup gülümsemeye devam etti.Gerçekten hiç değişmemişti sadece iki şey değişmiş birincisi o artık iyi biri değildi ikinci saçları beyazlamıştı.Wiil elini omzumdan çekip ''Ben öldürebilirim Effie.'' Diye mırıldandı ve o sıra dizlerimin üzerine düştüm cebindeki silahı başıma tutarken son dua mı ediyor gibiydim.Gözlerimi kapattım ve tetiğe basmasını beklerken ''Effie!'' diye bir ses duyduk dönmek istedim ama yapamadım ''Hey,bırak onu.'' Diye bağırdı aynı ses sonra bir ses duydum büyük bir ses ''Harry..'' diye mırıldandım o buraya gelmiş ve beni takip etmişti güzel benden sonra onu da öldüreceklerdi bir görgü tanıdığı bırakmak onlar için ayıp bir şeydir.Will Amca ''Ölmeye hazır mısın?'' diye sordu gülümseyerek onu onaylarken silahı çekti ''Gerçekten hiç değişmemişsin Effie,seni nasıl öldürebilirim?Sadece cesaretini ölçmek istedim.'' Will Amca gülerken adamların arasından Jev çıkageldi ''Harry'yi bırakın.'' Diye bağırdı aklım allak bullak olmuştu.Wiil beni kaldırdı ve sarıldı ''Baban gibisin Effie.'' Diye fısıldadı bende ona sarılırken karşılık verdim gözyaşlarım yanaklarımdan tekrar süzülürken ayrıldık ve yanaklarımı sildi ''Ağlama tatlı Effie'm seni öldüremem çünkü sen benim minik kızımdın.'' Evet,Will Amca bana hep kızım derdi çünkü onun bir kızı olmamıştı ve o beni onun kızıymışım gibi severdi ta ki abimi öldürene kadar.Harry yanıma gelip kolumdan tuttu ve kendine çekti ''İyi misin?'' diye sordu onu başımla onaylarken hala Will'e bakıyordum ''Şimdi gidebilirsiniz.'' Dedi Harry kolumdan çekiştirirken kolumu elinden kurtardım ''Will Amca..'' dedim sessizce o an bana doğru yavaşça döndü ''Babamı görürsen onu çok özlediğimi söyler misin?'' beni başıyla onaylarken yürümeye devam etti .Adamlar onun peşinden giderken Jev bana el salladı bende ona salladım.Şimdi her şey bitmiş miydi?Ölmemiştim,yanımda aptal bir Styles vardı ve eski deponun ortasındaydık.Harry bana sarılınca ona karşılık verdim ''Aptalsın Effie.'' diye fısıldadı sesi neredeyse ağlayacakmış gibi çıkıyordu ''Asıl sen aptalsın.'' Diye fısıldadım onun güldüğünü anladığımda bende güldüm ve birlikte o eski depodan çıktık.Evet,mesajlar son bulmuştu,her şey çözülmüştü şimdi tek yapmam derslere odaklanmak ve mezuniyet için kıyafet seçmek olacaktı...