(Bölüm Parçası Var.Elbise Hikayede Geçiyor)
Acı içinde alnımı tutarken ''Üzgünüm.'' Sesiyle başımı kaldırdığımda zümrüt yeşili gözler ile karşı karşıya gelmem bir olmuştu...
Geri çekilip alnımı ovuşturdum karşımda kahverengi kıvırcık saçlı ve yeşil gözlere sahip olan çocuğu süzdüm ''Önemli değil.'' Diyerek derin bir nefes aldım çocuk kediyi okşarken onu bırakıp gitmesine izin verdi yan yana durup annesinin yanına giden yavru kediyi izlemeye başladık ''Ben Justin.'' Dediğinde ona dönüp uzattığı elini tuttum ''Effie.'' Diyerek karşılık verdim.Çocuk elimi bıraktıktan sonra salık bıraktığım saçlarımı arkaya alıp kulaklığının birini kulağıma taktı.Çok fazla yakındı..çok yakın,çok fazla yakın.Kulağıma gelen müziğin sesiyle gözlerimi kapattım ''Sen duygusal şarkılarıyla ünlenen kızsın.'' Dediğinde gözlerimi açtım ve zümrüt yeşili gözlerine bakıp onayladım.Kulağımdaki kulaklığı çıkarıp gülümseyince gamzelerini fark ettim Harry'nin gamzeleri gibi değildi ama yine de çok güzeldi ''Nereye gidiyorsun?'' diye sorduğunda bir anlık kararla fikrimi değiştirip ''Otele gitmeliyim.Aslında eve gidecektim fakat otel en iyisi.'' Dediğimde bavulumu eline alıp ''Eşlik etmemi ister misin?'' diye sorduğunda başımla onayladım.Birlikte kaldırımda ilerlerken bana kendini anlatıyordu.Birlikte uzun bir yürüyüş yaptıktan sonra ''Sıra sende.'' Dediğinde ona baktım doğruya o kendini anlatmıştı ve sıra bana gelmişti dudaklarımı biraz aralayıp ne diyeceğim düşündüm bir an sonra dudaklarımdan ''Geçmişte aşk acısı çeken şimdi ise mutluluğu yakalamış standart birey.'' Diyerek kısa ve net bir şekilde kendimi anlatmıştım.Gamzelerini göstererek gülerken ''Gerçekten mutluluğu yakaladığına emin misin?'' diye sorduğumda dudağımı ısırıp utangaç bir şekilde ''Şuan yanımda.'' Dedim adımlarım hızlanırken o arkamda kalmıştı ''Se-sen ne dedin?'' diye sorduğunda durup ona döndüm aramızda neredeyse 4 adımlık bir mesafe vardı ''Uzun zaman sonra beni güldürmeyi başaran ilk -erkek- sensin.'' Diyerek erkek kelimesi üstüne basa basa söylemiş olmam onu güldürmüştü ''Buna sevindim.'' Dediğinde yanıma geldi ve yine yürümeye başladık.Ona Los Angeles'i anlatıyordum oraya gitmediğini öğrendiğim için ona oranın nasıl bir yer olduğunu anlatmaya başlamıştım.Heyecanla beni dinlerken otelin önüne gelmiştik birlikte otele girip lobide bir koltuğa oturduk ''Teşekkürler eşlik ettiğin için.'' Dedim ve mavi gözlerimi onun zümrüt yeşili gözlerine diktim bileğindeki bilekliklerden birini çıkarıp bileğime taktı ''Hayranı olduğum kıza hayranından bir hediye.'' Diyerek gülümsedi ve kalktı ondan sonra bende kalktım ve bana yaklaşıp yanağımdan öptü ''Umarım bir gün yine karşılaşırız.'' Diyerek otelden çıktı ''Umarım..'' diye fısıldayıp bavulumu aldım ve resepsiyona ilerledim.2545 numaralı odanın kartını verdiler ve bir görevli gelip bavulumu aldı bana odayı gösterip gitti.İçeri girdiğimde etrafımda döndüm siyah ve beyaz renklerin hakim olduğu bu odayı gerçekten fazla sevmiştim.Bavulumu bir köşeye bırakıp kendimi büyük yatağa attım.Çok rahat ve büyük bir yataktı kendimi içinde kaybolmuş gibi hissederken sadece düğün gününü düşündüm.O gün her şey daha farklı olacak buna eminim...
4 Gün Sonra Düğün Günü...
Yataktan çalam telefonumu almak için kalktım telefonu kulağıma götürüp ''Efendim?'' dedim ama sadece çalan müziği duydum telefonu kulağımdan çekip açarak ''Efendim?'' dediğimde Lola'nın sesini duydum ''Londra mısın?'' diye sorduğunda ''Ah,üzgünüm Lola gelemiyorum.'' Dediğim zaman uzun süre bir şey demedi ''Ben geleceğini sanıyordum.'' Sesi kısılmıştı ve titrek çıkıyordu ''Üzgünüm.'' Diyerek telefonu yüzüne kapattım.Yataktan kalkıp düğün için getirttiğim pembe elbiseye baktım.Gerçekten fazla şık ve güzeldi.Onu bakmayı bırakıp banyoya girdim güzel bir banyo ve hazırlıklar başlasın.Tüm gün yaptığım hazırlıklar sonrasında elbiseyi üzerime geçirdim.(Elbise Fotoğraftaki)