62.Bölüm (If You Walk Away, Everyday Will Rain....)

4.1K 97 2
                                    

(Bölüm Parçası Var)

Niall eliyle kapıyı kapatırken hala şaşkın gözlerle hem bana hem de Harry'ye bakıyordu.Her an patlayacakmış gibiydi sanki her an aniden saldıracakmış gibi gözüküyordu.Niall kapıyı tamamen kapatıp ''Sen ona vurdun mu?'' diye sordu.Harry'nin dili tutulmuş gibiydi ne yapacağımızı bilmiyorduk ''Niall?'' dediğimde elini kaldırdı susmamı söylermiş gibiydi ''Sen ona vurdun mu?'' diye biraz daha sesini yükseltti.Onu ilk defa bu kadar şaşkın,bu kadar öfkeli görüyordum.Niall adımlarını yavaşlatıp duraksadı ''Sana bir soru sordum!'' diye bağırdı ayaklarımdan başlayarak vücudumu hem kötü bir his hem de titreme sarmıştı.Kalkamıyordum çünkü ameliyat olmuştum ''Ni-niall?'' buz mavisini gözlerini hızla bana çevirdi gözlerindeki öfkeyi anlatmak zor geliyordu.Buz mavisi gözlerini bir tür öfke kaplamış sanki patlamaya hazır bir volkan gibi duruyordu ''Niall dinle.'' Dedi Harry titrek sesiyle.Niall Harry'ye yaklaştı vuracak sanmıştım ki baş parmağını sertçe Harry'nin göğsüne vurdu ''Sen onu dövdün!'' diye bağırdı ''Niall bildiğin gib---'' bu sefer elleriyle yakasından tutup boş olan duvara sertçe ittirdi ''Niall-'' dinlemiyordu gözlerini yeniden bana çevirdi ''Sana vurdu.'' Diyerek yeniden Harry'ye döndüğünde Harry'nin yüzündeki korku git gide artmıştı.Niall'ın elini tuttuğunda Niall yavaşça elini aşağı indirdi.Şuan sadece Harry'nin tam önündeydi ve yüzü çok fazla yakındı.Burnundan soluyordu yüzü kıpkırmızıydı.Ben sessizce ağlarken gözüm Niall'ın eline kaymıştı.Eli yumruk halini almıştı tam kaldırmış vuracak sanarken Harry'nin sol yanından duvara bir yumruk geçirdi.Harry nefes nefeseydi ''Ona bir daha zarar vermene izin vermeyeceğim!'' diye mırıldandığını duyduğumda gözyaşlarını sildim ''Niall bizi dinler misin?'' diye sorduğumda buz mavisi gözlerini Harry'nin zümrüt yeşili gözlerinden alıp bana dönmüştü.Hala eli yumruk halinde duvara yaslamış bir şekilde duruyordu ''Sana zarar veriyor ve onu koruyorsun.'' Diyerek elini çekti ve odadan çıktı.Kapıyı öyle sert kapatmıştı ki kalbimin hızı biraz daha artmıştı.Harry gözlerini sıkıca kapatıp derin derin nefes alıp vermeye başladı.Daha sonra bana baktı gözlerindeki korkunun yerini biraz olsun huzur kaplamış gibiydi.Yanıma gelerek yanaklarımı kuruladı ''Ağlama,onunla konuşacağım sadece sinirlendi bu normal.'' Dedi gözlerindeki korku yok olsa da sesindeki titremeden dolayı hala korktuğunu anlıyordum.Yavaşça yüzünü bana yaklaştırdı ''Korkma tamam mı?'' dediğinde ''Korkmuyorum.'' Diye cevap verdim.Harry gülümserken ''Yarın halledeceğim.'' Diye mırıldanıp dudaklarını alnıma bastırdı ''Şimdi bu olanları unut ve uyu tamam mı?'' dediğinde dudaklarımı içeri kıvırıp başımla onayladım ve yattım.Kolum biraz acımıştı onu umursamadan Harry'ye baktım.Üzerimi ince pikeyle biraz daha örttü ''Hadi uyu.'' Dediğinde ise sadece gözlerimi kapatmıştım.Şuan aklımda tek Niall vardı.Acaba nereye gitmişti?Ne yapıyordu?Çok fazla merak ediyorum çünkü ben yıllardır Niall'ı böyle görmemiştim onu ilk defa bu kadar sinirli görmüştüm ve bu gerçekten fazlasıyla ürkütücüydü.İnsanlar haklı her zaman sessizler daha çok sinirlidir sadece onlar sabrediyordur.Sanırım Niall bu grubun arasında yer alıyordu.Aslında Harry her ne kadar uyuyordum sanıyorsa sadece gözlerimi kapatmış ve sesleri dinlemeye başlamıştım.Kaldığımız oda özel bir odadaydı ve gerçekten fazlasıyla büyüktü.Daha önce birçok kez özel hastanede kaldım ama burası farklıydı.Harry kız kardeşi ve annesine gitmelerini söylüyordu en sonunda Louis'in ''Siz gidin ben ve Zayn burada dururuz.'' Dediğini duydum.Ardından biri elini yanağıma koyup ''Sonunda aramızdasın prenses.'' Diyerek alnımı öptü kokusundan ve ses tonundan tahmin etmiştim bu Zayn'den başkası olamazdı.Her ne kadar gülmek istesem de hepsi uyuduğumu sanıyordu ama daha fazla dayanamayıp gerçekten kendimi uykunun kollarına bıraktım en iyisi buydu.

1 HAFTA SONRA...

Koskoca bir hafta geçti ayağımı yeniden alçıya almışlardı.Bir ay böyle kalacaktı ve her hafta yani her haftadan kastım birkaç hafta hastaneye kontrole gelmek zorundaydım.Harry dediğini halledememişti.Niall 1 haftadır gelmiyordu.Daha doğrusu geliyordu ama biz uyurken geliyormuş.Louis öyle diyordu zaten geceleri hastaneye Louis sayesinde girebiliyormuş gece ben uyurken saçlarımı okşayıp ellerimi tutuyormuş birkaç saat durup gidiyormuş.Ve bu gün hastaneden çıkıyorduk ve o gelmemişti.Demi dün gitmişti daha doğrusu gitmek zorunda kalmıştı.Geleceğine dair söz vermişti ama bilmiyorum belki de gelemez ünlü olmak zor.Konserler,programlar,imza günleri ve özel davetler bunların arasından nasıl gelebilir ki?Belki de şuan bende onun yanında olurdum aslında düğün olup biterdi bende Los Angeles'a dönmüş konser yapıyor olabilirdim.Simon sadece bir telefonla yönetimimi değiştirmişti ne de olsa onları tanıyordu ve eminim yüklü bir miktarda para vermiştir.Eleanor Ve Danielle üzerimi değiştirmemde yardımcı olmuşlardı.Yatağa oturmuş alçıma bakarken Eleanor gelip ''Hadi buradan çıkalım.'' Diyerek tüm dikkatimi dağıtmıştı onu başımda onayladım ve ayağa kalkmaya çalıştım Danielle'nin de yardımıyla kalkabilmiştim ve birlikte kapıya ilerledik.Biraz yavaş yürüyordum aslında sekiyordum demek daha iyi.Kızlar olmasaydı ne yapardım bilmiyorum.Sıkıcı hastane odasından çıktığımızda Liam ve Louis ile karşılaştım.Sanırım Harry arabadaydı Louis yanıma gelip ''Seni bur dertten kurtaracağım.'' Diye mırıldanıp dikkatli bir şekilde kucağına alınca kollarımı boynuna sıkıca sardım.Ameliyat olduğum yer fazlasıyla acıyordu ayrıca kaşınıyordu ve bu beni deli ediyordu.Ne zaman kaşımak istesem orada dikiş olduğu aklıma geliyor ve durmak zorunda kalıyorum.Liam,Danielle ve Eleanor arkadan gelirken Louis ve ben önden gidiyorduk.Hastanenin önünde kameramanlar,muhabirler ve onların bizi çekmelerini engellemekle uğraşan korumalar vardı.Bir sürü soru ve bağırmaların arasından güçlükle geçerken Louis beni sıkıca kavramıştı.Arabaya binerken bir küfü savurdu bunu onlar değil sadece ben duymuştum.Araba gerçekten büyüktü hepimiz sığabilirdik.Louis beni Niall'ın yanına oturtmuştu.Düşündüğüm gibi değildi o gelmişti sadece arabada Zayn ve Harry'nin yanında bizi bekliyordu ona bir şey demeden öylece oturdum.Liam arabayı sürmeye başladığında rahatsızca kımıldandım Niall'ın karşısında Harry benim karşımda Danielle Louis'in karşısında da Eleanor vardı.Liam arabayı kullanıyordu ve öndeki koltukta Zayn oturuyordu.Niall ''İyi misin?'' diye sorduğunda ona cevap vermek yerine Louis'in telefonuyla uğraşmaya devam ettim.Niall'ın buz mavisi gözleri Harry'yi süzmeye başladığında ''İyi misin?'' diye üsteledi ona yeniden cevap vermedim Niall sinirle telefonu elimden çekerken ''Ver şunu!'' diye çıkıştım ''Sana bir soru sordum!'' diye sesini yükseltti şuan herkes bizi dinliyordu ve izliyordu.Cevap vermedim Niall da üstelemedi.Harry ile göz göze geldiğimizde ''Effie seni çok özledik.'' Sesiyle irkildim ve ön koltuktan bana seslenen Zayn'e baktım gülümseyip ''Bende.'' Diye karşılık verdim.Harry ile yeniden göz göze geldiğimiz de gülümsedi bende gülümseyip arkaya yaslandım Danielle ''Effie sinirli gözüküyorsun.'' Dediğinde gözlerimi devirip ''Sadece BAZI insanlar ile konuşmak istemiyorum.'' Diyerek gözlerimle onu süzdüm.BAZI kelimesinin üzerinde fazla durmuştum ki Niall onu kastettiğimi anlamıştı...

--AKŞAM

Odamda dinleniyordum herkes aşağıdaydı ve saatlerdir Lola hariç kimse yanıma gelmemişti.Yatakta dönmeye çalışırken dikkat ediyordum hem ameliyat olduğum yer hem de alçıda olan ayağım yüzünden.Tam dönmüştüm ki Niall'ın buz mavisi gözleriyle karşılaşmam bir olmuştu.Yataktan kalkıp sırtımı yatağın başlığına dayadım ve onun gözlerine bakmaya devam ettim ''Git.'' Dedim sessizce ama o gitmek yerine bana bakıyordu ''Odadan çıkar mısın?'' diyerek kapıyı işaret ettim Niall odadan çıkmamak için inat ederken sonunda dudaklarını araladı ''Benimle neden konuşmuyorsun?'' diye sordu bıkkınlıkla ''Senden nefret ediyorum.'' Dedim bu lafım onu üzmüşe benziyordu.Duvara yaslanmayı bırakıp bana yaklaşmaya başladı ''Neden?'' diye fısıldadı ''Çü-çünkü se-sen..'' bir şey bulamıyordum çünkü o nefret edilecek bir insan değildi ''Defol.'' Diye bitirdim Niall'ın dudakları titremeye başladı ''Artık seninle arkadaş olmak istemiyorum.Çünkü seni sevmiyorum.'' Diyerek başımı öne eğdim ''Yalan söylüyorsun.'' Dediğinde başımı kaldırdım ve buz mavisi gözlerine bakarak ''Sadece git.'' Diye mırıldandım ''E-effie o gün---'' kulaklarımı ellerimle kapattım ''Sen dinlemedin Niall.Sen 1 hafta boyunca yanımda olmadın!Sen hep kaçtın!'' diye bağırdığımda Niall çoktan gözyaşlarını serbest ''Şimdi de yaptığını yapıp git.'' Dediğimde çıkışını izledim aslında canım yanıyordu çünkü ben onu çok seviyordum.Niall gittiğinde kalbime karanlık inmiş gibi hissettim sadece ağlamaya başladım.Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken kapı açıldı ama bakmadım sadece bir an duyduğum kilit sesiyle başımı kaldırıp kapıya baktım.İçeri Harry girmişti anahtarı çalışma masasının üzerine koyup yanıma geldi.Yatağa oturduğunda ''Ağlıyor musun?'' diye sordu cevap vermek yerine ona sarıldım yaramın acısını önemsemeden sarıldım.Bana sarıldığında ''Ha-harry öl-ölmek istiyorum.'' Diye ağlamama devam ettim Harry saçlarımı okşayıp ''Şşşt,sakin ol.Ben buradayım.'' Ama bu çare değildi Niall'ın kalbini paramparça etmiştim tıpkı bir zamanlar Harry'nin kalbimi paramparça ettiği gibi...

Bad Romance (Harry Styles Fan Fiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin