Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Çıkmadı mı da-' ameliyathanenin açılan kapısı ile iki kadının bakışları da doktora döndü. Adam ise sanki hiç bir şey yokmuş gibi yanlarına yaklaşıp derin bir nefes almıştı.
'Bana düşünceli doktor ayaklarını kes ve Aren nasıl onu söyle.' Ceren'in sert çıkışı ile Hera şaşırsa da doktor neye uğradığını şaşırmıştı.
'Şu an için hastanın durumu iyi, yoğun bakıma alacağız ve 48 saat göz-'
'Gözlem altında tutacaksınız. Ancak uyandığında verdiğiniz hasarı anlayabilirsiniz. Kullandığı ilaçlar yüzünden kanaması çok oldu ve bu problem yarattı ancak hastanız gayet iyi diyeceksin demi?' Ceren tekrar ve tekrar adamın şoka girmesini sağlarken Hera kızı durdurmak istercesine koluna dokunmuştu ama Ceren bir an olsun doktorun üzerinden can alırcasına olan bakışlarını çekmemişti.
'Bana bak doktor bozuntusu. Yaptığın büyük hatanın bedelini ağır ödeyeceksin. Hastanın henüz bu ameliyata hazır olmadığını bilerek sakinleştirmek yerine onu kalkamayacağı bir masaya yatırdığın için bırak bu hastaneyi seni bütün ülkeden sürdüreceğim ve emin ol nereye gidersen git peşini bırakmayacağım. Aren'i sırf daha çok para gelmesi için kullanmanın bedelini ağır ödeteceğim bunu sakın unutma.' Ceren'in sakin ama bir o kadar da derine işleyen sözleri doktorun dilinin kilitlenmesini sağlamış, hatta adamın kaçar gibi yanından gitmesine sebep olmuştu. Hera ise şaşkınca Ceren'e bakmaya devam ediyordu.
'Ameliyatını biliyordu, ya ona ihtiyaç olursa?'
'Ben uluslararası bir doktorum Hera ve az önce söylediklerimin hepsini gerçekleştireceğim. Ayrıca Aren'in bütün komplikasyonlarını bana bildirmek zorunda yoksa anlattıklarımdan daha fazlasını yaşatırım ona.' kızın keskin bakışları Hera'nın gözleri ile buluştuğunda yüzündeki vazgeçmeyeceğini anlatan ifade bile güç vermişti. Ceren ise derin bir nefes alarak yanından geçen hemşirenin kolunu tutup durmasını sağladı.
'Ceren Rollas. Baş hekim ile görüşmek istediğimi ilet.'
'Pe-ki' hemşireyi de serbest bıraktığında tekrar Hera'ya bakıp başı ile koridoru işaret etti Ceren. O yoğun bakımda yatan baygın adam Aren Rollas bile olsa kızın güçlü ve sağlam ayak basışları kendini belli ediyordu.
'Aren'e bu kadar benzediğini fark etmemiştim.'
'İnan bana onun içindeki merhametin yarısı bile bende yok Hera. Kardeşlerime karşı yapılan hiç bir hatayı merhametle karşılamam ben. Ama onun haricinde sakinim.' çatık kaşlarla girdiği konuşmanın son cümlesini gülereken tamamlamış ve her yoğun bakımın şirfelerinin olası olduğunu bildiği için yazarak açılan kapıdan geçmişti. Karşısına çıkan güvenlikle duraksayıp kimliği gösterdikten sonra adamın tek kelime söylemeden işaret ettiği yön ile devam etti kadın. Bakışları ilerlediği koridorda her camın arkasını süzerken esmer ten ile anında durmuştu. O güçlü ve inatcı adamın burada yatıyor olması bile aslında Ceren'in çıldırması için yeterli bir nedendi.
