Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...
Başım ne kadar kalabalık olsa da elimden geldiğince yorumlarınıza cevap verdim. Moralimi biraz daha toparladım, bazı şeyler daha çok yoluna girdi... Kaldı ki benim ilacım gibi oldunuz canlarım... Destekleriniz için hepinize teşekkür ederim. Türlü zorluklarla kendime kuytu köşede yer bulup bilgisayarı açabildim. Medyadaki şarkı bence süper ama sizde bir dinleyin derim. Hepinizi çok seviyorum iyi okumalar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Günün aydınlığı ne kadar içeride belli olmasa da çalan siren sesi Helen ve Hera'nın anında sıçramasını sağlamıştı. Aren kollarındaki kadının bir anda boşluğunu hissedip gözünü araladığında onun panikle kalkmaya çalıştığını fark etti.
'Güzelim ne oldu?'
'Siren sesini duymuyor musun? Başımıza yıkılıyor mekan?' Aren bir anda kahkaha atmaya başladığında Hera'nın kaşları çatılsa da adam anında yatağa tekrar çekti bedenini.
'Alarm o güzelim. Uyandırma alarmı, antrenman için.'
'Lan! Zaten aşağıdayız yıkılıyor mekan!' Helen'in bağrışı duyulduğunda Aren'in kahkahası daha da büyüse de sonunda ayaklanmışlardı. Hera kenardaki geceliği üzerine geçirip onunda üstüne uzun sabahlığını giydiğinde Aren'de eşortman altını geçirdi hemen. Dışarı çıkıp aşağıdaki kıza baktıklarında gözlerini kaşıyarak odadan çıkan Samet şaşkınca ciyaklayan kıza dikkat kesildi.
'Ne bağırıyorsun ya!'
'Ne bağırıyorum mu! Cidden mi! Lan siren çalıyor benim bağırmam mı battı sana.' kesilen sesle Sencar'da odadan çıktığında yavaş yavaş bütün kapılarda açılmaya başlamıştı.
'Sabah alarmı o, ne sireni. Ya şu siren beni uyandırmıyor da şu kız nasıl ciyaklıyorsa yatakdan zıplamamı sağlıyor arkadaş.' Samet'in göz devirmesinden sonra Helen kızgın gözlerini de adama çevirmişti.
'Az önceki ses sabah alarmı mı? Acaba siz manyak mısınız? O kadar sese ne gerek var ya? Deprem meprem oluyor sandım!'
'Bilmem kaç bin metre kare mekan, yüzlerce adam, nasıl uyandıracaktık prenses hazretleri?'
'Bilmiyorum ama böyle olmadığı kesin!'
'Abi ya, sen beni casus olarak göndersene. Bu ortamda kafayı yerim ben.' Samet isyanı ile beraber odasına girdiğinde Aren gülerek aşağıdaki kıza bakmıştı. Helen daha ne olduğunu anlamadan kapılarda açılmaya başladığında şokla spor bir moda bürünmüş adamların ordu gibi girişine baktı.
'Basıldık. Vallahi basıldık, ben boşuna ciyaklamadım.'
'Onların hepsi bizden Helen.' Sencar açıklamasından sonra merdivenlere yönelirken bakışları da Aren ve Hera'yı bulmuştu.
