'Evleniyorum da ne demek! Bana o kızla evlendiğini söyleme sakın!'
'Sevgilimden başka kiminle evlenebilirim sayın Serra Rollas?'
'Daha uygun bir gelin adayı ile mesela.' Aren gözlerini devirerek kırmızı dosyayı eline aldığı gibi kadıncağıza da lafını anında yutturmuştu.
'Senin uygun gelin adayı çerçeven o kokoş kokteyllerde topuklu ayakkabı üzerinde yürümekten aciz olan kızlarsa almayım. Belki ilginç ama kız arkadaşım hem topuklu ayakkabı üzerinde yürüyebiliyor hem de zeki. Ve senin burunları havada arkadaşlarının kızlarının hiç birinde bu ikisi aynı anda yok.'
'Aslı'da hepsi var Aren, üstelik o yanındaki kızdan daha çekici.' Aren'in kaşları yvaşca çatıldığında derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Beynindeki canavar onu öldürmeye yetmemişti ama belli ki annesi her durumda o canavarın yerini alabilirdi.
'Aslı benim çocuklukdan beri arkadaşım anne. Ona o gözle hiç bakmadım, ayrıca dünya üzerindeki hiç bir kadın benim için Hera'dan daha çekici değil. Şu telefonu kapatırsan dinleneceğim, akşam yemeğinde devam ederiz tartışmaya.'
'Bu akşam senin için hiç iyi olmayacak Aren Rollas.'
'Hangisi oldu ki' adam son cümleyi de söyleyerek konuşmayı sonlandırdığında bakışları merdivenlerde onu izleyen kardeşine dönmüştü. Çatık kaşlarını düzeltip yüzüne gülümseme eklediğinde ise Arya'da gülümseyip son basamağı da çıktı.
'Annem hala aynı değil mi?' düşmüş omuzları ile masanın önündeki koltuğa bedenini bıraktığında Aren bellirsiz bir baş sallama ile karşılık vermişti.
'İstediği kadar aynı olsun ben kararımı verdim. O da en az senin kadar iyi biliyor ki verdiğim karardan beni ancak ölüm döndürebilir.'
'Eğer Hera'yı üzersen sana çok kızarım, hatta küserim. O, nasıl desem farklı bir kız ama ikiniz yanyana iken bütün imkansızlıkların olabilitesi yükseliyor gibi.'
'Nesi farklı çiçi?'
'Ya garip işte, çok konuşmuyor ama karşısında sen dahi olsan gerektiği yerde içinden geleni söylüyor. Gözlerinde korkusuzluk var, bu zamana kadar ne Ceren ne de ben o kadar korkusuz olmadık ama o sanki hiç bir şeyden korkmuyor. Tıpkı senin gibi. Hislerini sadece samimi olduğu ortamda gün yüzüne çıkarıyor.' Aren kaşlarını havalandırıp kardeşine baktığında Arya omuz silkip oturduğu koltukdan kalkmıştı.
'Ben aşağı inip akşamki mükemmel yemeği haber vereyim, sende eğer kardeş sözü dinlemek istersen yat dinlen biraz.'
'O zaman bana Hera'yı göndermen lazım.' Aren'in cümlesi ile kızın yüzünde piçimsi bir gülümseme olduğunda tek kaşını da havalandırmıştı.
'Yiğen yapcaz diyorsun yani, o da bir dinlenme- Abi!' kız cümlesini bitirmemişti ki Aren'in fırlattığı kalemden zıplayarak kaçıp hızlıca merdivenleri indi. Gülüşleri Aren'in kulağına kadar yankı bulurken adam içten gülüşünü arkasından gönderip önündeki dosyayı tekrar aldı parmakları arasına. Onun sevdiği kadına zarar vermek kendi ölüm fermanlarını okumakla eş değerdi, o yüzden herkes yaptıklarının bedelini ödemeli ve Hera'nın Aren Rollas himayesinde olduğunu anlamalılardı.
Dosyadaki önemli noktalara dikkatle göz atmış, Sencar'ın özellikle takip etmesini istediği yerleri işaretlemiş ardından çekmecesine kilitlemişti. O çekmece çoğu insanın kanlı infazına şahit olmuşken yine olacaktı. Hem de durdurak bilmeden Aren'in acımasız işkencelerine davetiye getirerek. Oturduğu koltukdan kalkıp merdivenleri indiğinde salondaki boşluk dikkatini çekse de gözleri anında yemek masasını hazırlayan çalışanları buldu. Nereye kaybolmuşlardı bunlar bir kaç dakika içinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)
RomanceKılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...