Bölüm 47 - Sencar ve Samet

85.4K 3.3K 105
                                    


'Patlatsın şerefsizin evini. Karısı, çocuğu yok nasılsa, gebersin tuğlaların içinde.' adam usulca başını salladığında koşar adımla dışarı çıkarak aramıştı Samet'i. Aren ise derin bir nefes alıp Engin ve Tufan'a bakmıştı.

'Abi sorması ayıp ama yenge nerde?' Engin'in sesi ile Aren gözlerini belerterek merdivenlerin altındaki kilere ilerlemişti.

'Kızı aşağıda bıraktım sizinle muhabbet ediyorum.' diyerek kilerin içindeki gizli kapıyı açıp üç basamağı hızlıca indikten sonra şifreyi girmişti ki açılan kapının ardından voltalarını sıralayan kadınla buluştu gözleri.

'Bir şeyin var mı? İyi misin?' kadının meraklı gözleri adamı kontrol ederken Aren hızlıca yaklaşıp gülümseyerek alnına dudaklarını bastı.

'İyiyim güzelim. Bir tek Engin yaralandı, o da fazla bir şey değil. Hadi çıkalım' kadın usulca başını salladığında Aren geldiği kapıya yönlendirip çıktıkdan sonra şifreyi girip tekrar kilitlenmesini sağlanmıştı. Hera'nın gözleri bir anda aydınlanan evle kendine geldiğinde çevresine bakarak Engin'in kolunu sıkıştırmasını izledi.

'Engin ne yapıyor?'

'Kanını yavaşlatıyor. Hastane sınırları içine nadir girer o.'

'E ben dikiş atıyım, öyle durmasın.'

'Sen, dikiş?' kadın usulca başını salladığında Aren derin bir nefes alıp içeri giren Sencar'a baktı.

'Sencar dikiş için bir şeyler var mı?'

'Hayırdır abi bir yer mi yırtık?'

'Lan saçma saçma konuşma, Engin'in kolu için.' Sencar'ın kaşları havalanıp bakışları Engin'e döndüğünde onun şokla Aren'e bakışını görmüştü.

'Abim şey, ben böyle iyiyim ya. Senin attığın dikiş genelde ağıza oluyor ya hani. Acaba hiç uğraşıp yormasan mı kendini.' Engin'in cümlesi ile Aren başını sağa sola sallayarak derin bir nefes almıştı.

'Ben değil. Var mı yok mu onu söyleyin!'

'Var, getiriyim ben'

'Hala duruyor musun Sencar. Sende otur şuraya.' Aren adama koltuğu gösterdiğinde bakışları da Tufan ve elindeki bilgisayarı bulmuştu. Hera Sencar'ın getirdiği dikiş kiti ile Engin'in kolundaki sıyrığı dikip üzerini kapatmış daha sonra da pür dikkat bilgisayar ekranını izleyen Aren'e bakmıştı.

'Nefesim.' adam çatık kaşları ile Hera'ya bile dönmeden başını sağa sola sallamıştı.

'Buyur güzelim.'

'Neye bakıyorsun öyle?'

'Evi basan kim onu bulmaya çalışıyorum.' Hera'nın da gözleri bilgisayara döndüğünde neredeyse otuz kameranın ana caddeye kadar izlediğini görerek kaşlarını havalandırıp caddeden toprak yola giren arabalarla Aren anında kayıtı durdurmuştu.

'Lan sadece sürücülerin yüzü açık. Valla ben kafayı yersem bu yüzden olur. Mertlikle ibneliği niye birbirine karıştırıyor bunlar?' Aren hırsla bilgisayarın kapağını kapatmak için harekete geçtiğinde elinin üzerindeki sıcaklık engellemişti adamı. Hera ise çatık kaşlarla gördüğü yüzün gerçekliğini algılamaya çalışıyordu.

'Ne oldu güzelim?'

'E-ekranı yakınlaştırabilir misin? Ya da netleştirebilir misin?' Aren kaşlarını havalandırdığında otuz ayrı ekrana bakmıştı.

'Hangisini?'

'Üçüncü, üçüncü ekranı' kadının işaret ettiği ekranı büyüttüğünde derinden bir nefes almıştı ki Hera'nı n kaşları daha da çatıldı.

Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin