Ben geldim... Sizi şöyle güzel mi güzel, manyak derecede merakta bırakacak bir bölümle geldim hemde... Yorumlarınıza henüz cevap veremedim o yüzden siz bölümü okuyun, yorum yapın bende daha önceki yorumlara bir göz atayım. Geç kaldım ama ne demişler 'Geç olsun güç olmasın...'. Hepinizi dehşet seviyorum. İyi okumalar...
'Hera!' açtığı kapıyı kapatıp içeri doğru seslendiğinde kulağına ilişen kahkahalarla kaşlarını daha da çattı adam. Aklındaki programı yoklasa da misafir olduğunu düşünmüyordu, haberi yoktu en azından. Salon görünmeye başladığındaysa annesinin, Arya'nın ve Ceren'in Hera ile dolu dolu bir sohbete giriştiğini görerek kaşlarını havalandırdı.
'Hoşgeldiniz.'
'Nefesim.' Hera'nın anında ayaklanmasından sonra adama ilerlemesi bir olduğunda Aren sıkıca sarmıştı kadını. Kokusunu tüm ciğerlerine doldurduğunda ise aklına yine mektuplar geldi. Yakılması unutulmuş ama yıkmayı unutmamış satırlar. O cennetten kopma kokuyu tekrar ciğerlerine doldurdu. Eğer imkanı olsa Hera'nın bilinmez alemlere sürükleyen teninin esansını bir şişeye doldurur ve kasasında saklardı doğrusu.
'Asıl sen hoş geldin oğlum. Evlendin daha sık uğrarsın dedik ama biz gelmesek bizim evin yolunu unutacaksınız.' Aren tek kaşını havalandırarak onlara da sarıldığında koltuğa oturup Hera'yı kolunun altına çekmişti.
'Telaş anne telaş. İş, güç malumunuz.'
'Seni görmek isteyen yok zaten. Bari gelinimi gönder.'
'Ha ben olsam da olmasamda dert değil yani.'
'Tabi dert değil, şu surata bak, yine buz kesiyor.' Aren Serra hanımın çıkışı ile şaşkın şaşkın Hera'ya baktığında kızın gülümseyişi ile tekrar annesine dönmüştü. Yanlış mı anlamıştı yoksa Hera'nın hormonları Serra hanımda mı görünüyordu.
'Neyse ne, biz gidelim artık. Zaten Hera'yı görmeye gelmiştik.'
'E yemek yeseydik Serra anne.'
'Daha yeni evlisiniz olmaz öyle, zaman geçtikce hep beraber yeriz.'
'Niye ki, hayatım sen de bir şey söylesene.' Hera mırıldanması ile karışık dirseğini Aren'in karnına geçirdiğinde adam meseleyi yeni anlamıştı.
'Ha. Hera haklı anne. Zaten babam geçmemiştir daha eve, ararız o da buraya gelir. Beraber yiyelim yemeği.' Serra hanımın kaşları çatık olsa da Hera anında avuçlarını birleştirip çenesine parmak uçlarını yaslamıştı.
'Lütfen. Hem gelininiz değil miyim ben sizin. Bırakın da ağırlayım.'
'Gelinimiz değil kızımızsın sen tatlım. Madem öyle kalalım bakalım.' Serra hanımın yanıtı ile Hera anında ayaklanıp Aren'in elini tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)
RomanceKılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...