Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...
Selam millet... Bu gün Kimse Sağ Çıkmaz günü... Biraz nostajik şarkılarla dolu bir bölüm oldu. Finale artık iyice yaklaşmışken benim shop olayına alışmam resmen derinden sarstı beni. 86 bölümdür yaptığım en iyi fotoğraftır aşağıdaki daha ben size ne diyeyim. Delicesine içime sindi. Neyse gel gelelim ki finale yaklaşıyoruz, yaklaştıkça bana bir hüzün çöküyor. Şafak Sökerken bana o kadar güzel dostlar edindirdi ki ben bir daha böyle olamayacağını düşünürken Kimse Sağ Çıkmaz'da da sırf destekleyici değil arkadaşlar buldum. Bana abla diyenler veya benim abla dediklerim... İnan anlatılabilecek bir yanı yok. Desteklerinizi hikaye bitse dahi her zaman hissedeceğim...
Bu arada karadenizkiziyum Karadenizlimin önerisi ile Karanlığın Şafağı'nda haftada iki bölüm yayınlamayı düşünüyorum ama iki hafta boyunca ilk önce Mersin daha sonra İzmir seyahatim olacak. Bu nedenle henüz haftada iki bölüm garantisi veremiyorum. Kastamonu'ya yerleşene kadar aynı düzende devam edeceğiz gibime geliyor...
Dip Not: Whatsapp grubuna katılmak isteyenler bana BiCeruVar adlı Instagram hesabımdan ya da Wattpad DM'den ulaşabilirler...
Daha da Dip Not: Cansınız, çok çok çok seviliyorsunuz....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Honore burada!'
'Kıvanç burada!' iki adam da aynı anda bağırmış iki kız aynı şaşkınlıkla adamları süzmüştü ki yine ikisinin birden bağırmasıyla kızlar kaşlarını havalandırmıştı.
'Ne halt yiyor o!'
'Gerçekten ikizlermiş.' Helen mırıldanarak Arya'ya baktığında kızın usul usul başını sallayışını izlemişti.
'Çıldıracağım!' iki adam yeniden aynı anda bağırınca bu kez ağaçların üzerindeki kuşlar dahi göç etmek için havalanmışlardı. Hoş hayvanların kaçması için iki adamın gür sesleri yeterde artardı ama iki kız için bunun ufacık bir kıpranmaya bile neden olmadığı açıktı çünkü Helen ve Arya kollarını göğüslerinde iki adama bakıyorlardı.
'Gündem çok hızlı.' bu kez Arya sesini çıkarmıştı ama adamların yine sinirden fark etmediklerini görerek sıkkın nefeslerini bıraktılar havaya.
'Hono çarptı.'
'Kaza mı yoksa aptal gibi özellikle mi yaptı.'
'Ben yolun ortasında frene abanmış olabilirim.' Samet'in açıklamasıyla Sencar başını sağa sola sallayarak Arya'ya ilerlemiş kızı kolunun altına çektiği gibi evin açık bıraktıkları kapısına ilerlemeye başlamışlardı.
