'Belki yıllarca yoğun bakımda kalabilir, üstelik o bile kurtarmaya yetmeyebilir.' az önce duyduğu sesler yerini sıkıntılı nefes bırakmalara dönüştürdüğünde ona inat açılmayan göz kapaklarının arasından da sonunda ışık sızmıştı adamın. Ciğerine gitmeyen oksijeni soluduğunda aklı yeni yeni başına gelirken son olanları hatırladı. Hera, kızı, onlar neredeydi.
'Hera' hızlıca yattığı yerden doğrulduğunda Ceren bir anda sıçrasa da Aren kendine zincir vurmadan ayaklanmaya kalktı.
'Kızım, kızım nerede? Hera nerede?'
'Sakin ol abi.'
'Liam neredeler!' adamın bağrışı ve sinirini avaz avaz bağıran bakışlarıyla Liam sonunda pes eder gibi derin bir nefes almıştı.
'Ufaklık yoğun bakımda, Hera'da odasında hala narkozdan çıkmadı.' Aren anında ayakkabılarını giyip hızla odadan çıkmıştı. Kendi hastanesinin elbette yoğun bakımını biliyordu. Koşar adım ilerleyerek buzlu kapının yanındaki yere şifre girdiği gibi içeri daldı adam. Bakışları bir bir odaların camlarını dolansada adı gibi emindi burada olmadığından. Koridoru döndüğünde bir odanın önünde bekleyen Engin ve Sencar'ı gördüğünde kalbinin etini delip geçme çabasını önemsemeden adımlarını daha da hızlandırdı.
'Abi' Sencar'ın ona döndüğünü gördüğünde tek kelime etmeden nöbet tuttukları kapının önüne gelmişti. Sertçe yutkunarak bakışlarını camdan içeri çevirdiğinde kıpırdamadan üzerindeki onlarca kabloyla koca odanın ortasında nokta gibi kalmış bedene baktı. Sırf göğsü inip kalkıyordu ki adam için bu bile yeterdi. Kırmızı derisi, kibrit gibi ince parmakları, maksimum dolma kalem kadar olan bacakları ve kollarıyla öylece gözü kapalıydı. Islattığı dudaklarına rağmen ağzını açamadığında Sencar'ın ve Engin'in adamdan bir tepki beklediklerini gördüler.
'Buldunuz mu?'
'Son anda kaçtı abi ama aldığımız habere göre Haliç geliyor. Yengenin odasının önünde çocuklar bekliyorlar. Aynı zamanda hastanenin önünde de bizimkiler var.'
'Ne kızıma, ne de karıma. İkisine de yaklaşamayacaklar Sencar.'
'Her türlü güvenlik önlemini aldık. Jasmin güvenlik odasında.' Aren sakince başını salladığında kıpırdanmaya başlayan ufaklıkla nefesi gırtlağında takılı kalmıştı. Nasıl bir histi bu böyle? Niye kalbi tek hareketi ile onlarca kilometre koşmuş gibi hissediyordu ki, doğru olan bu muydu acaba, yoksa korkusu mu adamı böyle çarpıntılara sürüklemişti.
'İyi mi o? Kim ilgileniyor?'
'Vuslat abiyle konuştum, kardeşini gönderdi Vedat'ı. O da alanında iyi bi prematüre doktorunu getirdi. Çok erken olmasına rağmen dirençliymiş.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)
RomanceKılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...