Kuzucuklarım ben geldim... Yarına yetiştirmem gereken bir proje olduğu için bir bölüm daha yayınlar mıyım bilmiyorum. İlk olarak bunu söyleyeyim. İkinci olarak da çok çok çok seviliyorsunuz. Beni şöyle moda sokacak canlı bir şarkı ismi fırlatabilir misiniz oradan? :*
--------------------------------------------------------------------
'Sana ettiğim onca lafı bir özür karşılamaz biliyorum ama nereden başlarsam o kadar kardayım demektir. Özür dilerim.'
'Özür dilemenizi gerektire-'
'Annem özür mü diledi?' Arya'nın sesi ile Serra hanım onu şaşkınca izleyen insanlara dönmüştü.
'Evet kızım annen ilk defa özür diledi. Ve eğer bu kadar acele olacaksa herşeyin tam olması için şu düğün hazırlıklarına başlamalıyız.' kadının cümlesi tekrar aileyi bozguna uğrattığında Haluk beyde oturduğu koltukdan ayaklanmıştı. Karısının bu yenilmiş halini ilk kez görüyordu ama bilmiyordu ki aslında Serra hanım bu hayatta en büyük zaferi biraz önce kazanmış bir insandı.
'Sen karşı çıkmayacak mısın yani?' Aren'in sorusu ile başını sağa sola salladı bu defa kadın.
'Çıkmayacağım ama birbirinizi üzdüğünüzde ikinizin de beyninin etini yerim haberiniz olsun.'
Serra hanımın son cümlesi olaya büyük bir nokta koyduğunda Aren ayaklandığı için gitmek istemiş bütün itiraz nidalarına da aldırış etmeden evinin yolunu tutmuştu. Kızları, erkekleri de zorla peşinden sürüklemişti üstelik. Eve girdikleri gibi Ceren ve Liam bir koltuğa oturmuş, Arya ve Tuna'da karşılarındaki koltuğa oturarak derin bir sohbete dalmışlardı ki Aren Hera'nın elini tuttuğu gibi merdivenlere ilerlerken konuştu.
'Hera'nın odasında kalın birinizde' adamın cümlesine kimse aldırış etmese de hepsi duymuşlardı. Adam ise elinden tutup peşinden sürüklediği kızla odaya girdiği gibi kapıyı kapatıp Hera'nın sırtının duvarla buluşmasını sağladı. Nefes alacak bile zaman bırakmadan kızın dudaklarına yapıştığında her ne kadar şaşkın olsa bile Hera'da karşılık vermişti. Aren kızın üzerinde bedeni ile baskı kurarken sonunda dudaklarını ayırmışlardı. Adam başını kızın boynuna gömüp dudaklarını köprücük kemiğine bastırdı bu kez.
'Kalbimi çaldın, hayatımda hiç bir zaman benden bir şey alınmasına izin vermedim, hep almaya çalışanları öldürdüm ama sen benim bütün kurallarımı bozguna uğrattın. Sana bu gün bir kez daha yandım. Tam da kolumu tutup beni engellediğin anda.' Hera adamın öpüşü ile şarhoş gibi hisseden bedenini toparlayıp derin bir nefes almıştı ki Aren'in sesi tekrar sessiz odada ses buldu.
'Aileme saygı duyuşunda bana bir kez daha iyi ki dedirttin. Beni keşkelere uğratmayacak bir kadın olduğunu yeniden kanıtladın. Sana bir kez daha kavruldum. Yüreğime tüy hafifliğinde düşerek gittikce ağırlaşıyorsun. Tutuluyorum. Yanıyorum. Yıkılıyorum. Bütün tabularımı seninle yıkıyorum.' adam usulca başını kaldırıp kızın heycandan nefeslerini sıklaştırışına bakmıştı. Hera ise ne olduğunu anlamadan dudaklarının üzerindeki yumuşaklıkla yeniden kapattı gözlerini ki Aren'in kızın kalçalarını kavrayarak yerle bağlantısını bozması bir olmuştu. İlk başlarda tüy hafifliği olan öpüşleri gittikçe sertleşirken Hera dudaklarının acısı ile adamın alt dudağını ıssırıp boğuk şekilde inlemesini sağladı. Buna rağmen bile durmamıştı Aren. Tek eli ile kızın bacağını beline dolamasını sağladığında duvarla da olan ilişiğini keserek soğuk yatakla buluşturdu bedeni. Adam istemeyerek de olsa kızın dudaklarından boynuna yol çizdiğinde Hera'nın iç çekişi ile kendine gelebilmişti. Son kez dudaklarını bastırıp kendi bedenini de kızın üzerinden çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)
RomansaKılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...