Bölüm 68 - Amine

59.6K 2.5K 145
                                    

Selam millet... İlk önce Ramazanımız hepimize hayırlı ve mübarek olsun. İkinci olarak yolculuğun dibine vurup da fazla sarsıldığım için belim sağ olsun beni ayağa kaldırmıyor. Sizleri çok seviyorum diyip bölüme geçeyim ben. Kendinize dikkat edin. Rabbim tuttuğunuz oruçları kabul eylesin. Rahatsızlıkları yüzünden oruç tutamayanlarında şifasını versin inşallah...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Sencar canım acıyor.' kızın zor aki konuşması ile adamın gözleri bastığı omuzları bulduğunda gömleğinde sağlam kalan bir kaç düğmeyi ilikleyerek geri çekilmişti.

'Özür dilerim ama sende bir daha böyle bir şeye kalkışma. İyi geceler.'

İnsan bazen yaralarını aldığı anda kanamazdı. O yaraların izini gördüğünde seneler sonra da kanayabilirdi. Ufacık bir çizik bile çok gelirken Sencar bütün hayatını her gün öldürenlerle yaşıyordu. Ufacık çocukluğuna o izleri çıkaran piçlerin hesabını kesmişti ama kanayan içine hala laf söz dinletemiyordu adam. Her aynaya bakışında omuzlarında dahi belli olan mühürler bu yaşında adamın vicdansızlığını daha da yükseltiyordu. Eğer Aren'le karşılaşmasa şuan yaşamıyor bile olabilirdi, bunu bilerek kinini gözlerinden yansıtıyordu. Kırılmış her kanadı içinse kimsenin tarif dahi edemeyeceği küfürleri sayıyordu geçmişine. Onu yanlız bırakanlara, zarar verenlere ama Sencar bu değildi. Sencar sırtındaki izlerle yaşayan bir çocuk değildi, o sırtındaki izleri başkasından almışcasına, hiç kırılmamış gibi dimdik durabilen adamdı. Ufak ve korkak bir çocukdan miras kalan izleri de sadece Aren görebilmişti. Öyle ki kanayan yarasını güçsüz bedenine rağmen koruduğu ikizine dahi yansıtmamıştı adam. Bu yüzdendir ki esir düştüğü her yaradan aldığı cesaretle ayakda kalıyordu insanoğlu.

İki gün sessiz sedasız geçip gittiğinde Aren hem kardeşinin sessizliğe bürünmüş haline bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyor hem de kardeşi gibi gördüğü adamın donuklaşmış suratındaki öfkeyi bulmaca misali çözmeye çalışıyordu. Sencar'ın tavrının bütün bu savaş sirenlerinden dolayı olduğunu düşünse de Arya'nın sessizliğine anlam veremiyordu. Bakışları elindeki viski kadehine dönmeden önce Sencar'ın yine ayaklanıp sert yüz hatlarıyla dibine gelerek telefonu uzatması sonucu kaşlarını çatıp aldığı gibi yine bahçeye girmişti. Kapıyı kapattığında ise derin bir nefes alıp yanıtladı.

'Rollas.'

'Bekle Rollas, çok yakında benim olup da kaçırdığını alacağım senden.'

'Vermeyeceğim.'

'Kendine güzel bir hükümdarlık kurmuşsun, şeytan dahi böyle bir yer planlayamazdı ama ben cellatım unuttun mu?'

'Buldun demek.'

'Bulmakla kalmadım.' telefon sesi bir anda kesildiğinde Aren kaşlarını çatıp hızlıca kapıyı açmıştı.

'Sencar! Samet! Tuzakları çalıştırın!' elindeki telefonu cebine attığında koşarak poligon odasına girmişti. Bir anda koskoca yeraltında dahi zor duyulan ince ve tiz ses esir aldığında koşuşturmalarla Hera kolunu tutan adama baktı.

Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin