Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...
Resmen feminist duygularımın kabardığı bir bölüm olmuş :) Sizleri biraz beklettiğim doğrudur onun için kusura bakmayın Aslıcım dan aldığım tehditler de fena geldi... E bölüm paylaşmak da farz oldu... Hepinizi çok seviyorum...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Gidiyor muyuz?' Arya'nın sesi ile salonda oturanlar ayaklansa da Aren'in sesi hepsinin donup kalmasını sağlamıştı.
'Hiç bir yere gitmiyoruz.'
'Ne diyorsun oğlum sen?' Haluk beyin tepkisi babasına dönmesini sağladığında sinirden alevlenmiş gözleri de adamı hedef almıştı.
'Bu elbise böyle değildi! Ben bu elbiseyi aldığımda dekoltesi yoktu!'
'Aren saçmalama oğlum, Madam Elena yanlış bir elbise göndermez. Bu konuda titizdir.'
'Anne elbisenin üstü aynı, problem elbisenin altında. Karımın böyle bir bacağı olduğunu şuan fark ediyorum!' adamın daha da şiddetlenmesi ile Hera'ın kaşları çatıldıkca çatılmış en sonunda bir iki adım atarak Aren'in gözlerine bakmıştı.
'Ciddi misin sen?'
'Çok ciddiyim, bırak o kokteyle, bahçeye bile bu elbise ile çıkamazsın'
'Aren, zaten yeterince geç kaldık oğlum. Hem sen yanındasın sonuçta.' Serra hanım olaya el attığında Haluk bey ve Liam geri çekilmişti. Sonuç olarak adamı haklı buluyorlardı ve adama destek verirlerse sevdikleri kadının üstlerine atlayacaklarını da biliyorlardı.
'Ben yanında olsam bile bilmiyormusun o züppeleri. Hayır, mümkün değil. Siz çıkın Hera üzerini değişince biz de yetişiriz.'
'Üzerimi değişmiyorum.' Hera'nın burnunu havaya dikip kollarını önüne bağlamasıyla Aren bu defa ailesinden gözlerini çekip sevdiği kadına dönmüştü.
'Değişiyorsun.' bu sakin ses tonu hayra alamet değildi de Hera'nın bakışları da vazgeçmeyeceğini gösterir nitelikdeydi, özellikle kaşlarını kaldırıp indirdikden sonra bir de başını sağa sola sallaması kıyamet habercisi gibi olmuştu.
'Değişmiyorum.'
'Güzelim, katil olmamı mı istiyorsun?'
'Hayır, sadece oraya gidip saçma sapan bir kaç muhabbetten sonra evimize dönmek istiyorum. En kısa sürede.' Hera'nın cevabı ile Aren bakışlarını onları izleyen aileye çevirmişti usulca.
'Siz yola çıkın biz bu meseleyi halledip geleceğiz.' hepsi tedirgin olsa da yavaş yavaş voltayı almış evden çıkmışlardı. Aren ise dakika geçirmeden Hera'nın bileğinden tutarak yemek masasının arkasındaki duvar boyu aynanın önüne götürmüştü kadını. Arkasından belini tutup yansımaya gözlerini diktiğinde Hera'da adamın konuşmasını beklemeye başladı.
