Ben geldim... Şimdi ben neden geldim onu anlatayım canlar... Hafta sonuna kadar malesef bölüm paylaşamayacağım... Normalde bu gün ara verecek yarın atacaktım ama yarın işim olur mu olmaz mı bilmediğimden size bu gün bölüm paylaşayım dedim. Anlayacağınız hafta sonuna kadar tadını çıkara çıkara okuyun canlar... Hepiniz seviliyorsunuz... :* :* :*
'Cevap bile veremiyorsun demi? Olsun be dostum, olsun. Ona zarar gelmesin de kırsınlar tüm kemiklerimi. O sağ salim olsun da benim bütün organlarım iflas etsin. Olsun. Bu sevdanın bedeli de bu olsun.' adam sakince ayaklanıp mezardan uzaklaşmaya başladığında avuç içi ile gözlerinin altını tekrar temizleyip binmişti arabaya. Melodi ile yan koltukdaki telefonunu alıp cevaplamıştı.
'Abi'
'Sana ben aramadan arama demedim mi Sencar?'
'Abi çok önemli.'
'Sikerim konunun önemini!' Aren'in kükreyişi ile Sencar'ın derin soluğu duyulmuştu hattın diğer ucundan.
'Yengenin durumu iç açıcı değil abi.' Aren duyduğu cümle ile anında dikleştiğinde korkak bir nefes aldı.
'İ-yi mi?'
'Hastanede seni sordu, Ceren hanımda dediğini aynen iletti. Eve geldik, odanıza girdi. Ne ses var ne seda abi. Ceren hanım defalarca nasıl olduğunu sordu konuşmadı. Yemek götürüyorlar istemiyor. Bir de ben şansımı deneyim dedim içecek bir şeyler götürdüm Aren gelmeden bir daha kapıyı çalarsanız kaçar giderim dedi.'
'Sencar'
'Buyur abi'
'Ben bitirmeyi düşünüyorum.'
'Abi ne diyorsun sen, aklın başında mı?'
'Değil Sencar. Yarım saate kapının oraya gelirim. Aradığımda dışarı çık'
'Peki abi.' adam telefonu kapatıp arabayı çalıştırarak yola koyulmuştu. Geldiği demir kapının önü ile Sencar'ı aradığında o da hızlıca çıkıp yerleşti arabaya.
'Beni senin kalemin olan bi mekana götürsene Sencar'
'Tamam abi, ben geçeyim-'
'Yok tarif et.' adam usulca başını salladığında Aren tekrar arabayı hareket ettirmişti. Tarif ede ede sonunda kendilerini meyhane önünde bulduklarında adam sesliğine sessizlik katıp içeri girdiğinde Sencar'da onu takip ederek oturduğu masaya yerleşmişti.
'Bize bi ufak abi'
'Büyük' Aren'in sesi ile Sencar adama bakışlarını çevirip başı ile onay vermişti.
'Büyük olsun.' tekrar seslenip masaya döndüğü zaman açılan servislerle beraber kadehler dolmuştu. Çıt çıkmadan iki kadeh devirdiklerinde Aren derin bir nefes aldı.
'Benim yüzümden yaralandı Sencar. Ben onun saçının teline zarar gelse dünyayı yakardım ama benim yüzümden damarındaki kan aktı. Zaten üç tane canım dediğimi verdim toprağa. Bir de sevdiğim kadını mı gömeyim?'
'Abi-'
'Sus dinle. Sonra yaparsın yorumunu, tesellini' Sencar usulca başını sallayıp kadehleri tazelediğinde Aren parmakları arasına alıp bir kaç yudum daha almıştı.
'Daha onu koruyamıyorum ben. Sevdiğim kadın kurşun yarası aldı, hem de benim yüzümden. Göz göre göre nasıl ateşe atayım ki onu. Bitireceğim. Tamam yine üzülecek, ben de üzüleceğim, belki çok ağır olacak ama yaşayacak. Nefes alacak. Hayatta kalacak. Hem unutur, ben unutamam da o bir süre sonra unutur. Belki doğru düzgün biri ile hayat kurar. Mutlu olur. Olsun da zaten. Ben yanarım dert değil ama o iyi olsun Sencar. Unutur demi?' Aren dolan gözlerini Sencar'ın bakışlarını çevirdiğinde adam derin bir nefes almıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)
RomanceKılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...