Hop... Ben geldim... Şimdiden iyi okumalar arkadaşlar, seviliyorsunuz...
Hera usulca başını salaldığında çalan kapı ile Aren çantanın ağzındaki silahı alıp usulca yaklaşmıştı.
'Kimsiniz?'
'Biziz abi.' Arya'nın sesi ile adam kapıyı açtığında başı ile içeriyi işaret etti. Hepsi sırası üzerine geçmiş adamın söyleyeceklerini beklemeye koyulmuşlardı, sadece Arya ve Ceren ne olduğunu merak etmiyor gibiydi anlaşılan.
'Çocuklar olmadığı için güvenliğimiz yok. Benim ülke dışında olduğumu kimse bilmiyordu ama gazeteler...'
'Bir dakika' Hera'nın çatılan kaşları ile Aren'de kıza dönüp bakmıştı.
'Gazete dedin. Tanıdığın var mı?'
'Var tabiki ama fotoğraflardan sonra yalanlayamazlar.'
'Tamam o zaman. Bizde sosyal medyayı kullanırız. Aranızda takipcisi çok olan var mı?'
'Ben' Arya'nın elindeki telefonu sallamasıyla Hera gülümsemesini büyütmüştü.
'Selfie çek'
'Hatun, şuan fotoğraf-'
'Dur bi nefesim, hadi Arya' kız Hera'nın ne yaptığını anlamasa da başını salalyarak fotoğrafı çekip Hera'nın söyleyeceklerini beklemişti.
'Şimdi dns değiştiren bir program var. Onu indirip konumu dubaide göstererek fotoğrafı paylaşıyorsun. Nefesim sen de o tanıdığını arayıp madem haber yapıyorsunuz arayıp doğrulayın der misin? Sen de ona Dubaide olduğumuzu söyleyip aynı fotoğrafı atacaksın. Sonra da biz sakin bir şekilde yönlerini değiştirip yine sakin sakin döneceğiz.' Arya fotoğrafı yükledikten sonra başını yavaşca telefonundan kaldırıp tek kaşını kaldırarak bir Hera'ya bir de abisine bakmıştı.
'Şimdi bu kıza neden tutulduğunu anlıyorum abicim' diyerek elini uzattığında Aren şaşkında olsa sıkmıştı.
'Zehir gibi aklı var hatununun, tebrikler.' Aren'in ise gözleri anında Hera'ya dönmüştü. Şu panik halinde ki üzgünken bile nasıl olmuştu da bu aklına gelmişti.
'Sen bütün bunları nasıl planladın?' kısık gözleri ile sorduğu sorudan sonra Hera derin bir nefes alıp gülümsedi.
'İzler olmadan önce çok kaçtım nefesim ve bundan bir kaç ay önce beni korurken ölen Fırat abi babamların ölümü ile bazı şeyleri öğrenmem gerektiğini düşündü.' Aren seslice sıkıntılı bir soluk aldığında Hera'yı daha çok sarıp başının üzerine dudaklarını bastırmıştı.
'Özür dilerim, hatırlatmak istemezdim.'
'Özür dileyecek bir şey yok, hadi gidelim.' kızın tekrar kendine gelişi hızlı olurken odadakiler tekrar toparlanıp otoparkdaki arabalara yerleşerek soluğu havaalanında almışlardı. Uçakdaki koltuklarına yerleştiklerinde ise Hera derin bir nefes alıp bakışlarını pencereden dışarı çevirdi. Yanındaki adamın işinden çekiniyordu ama kendi ailesinin geçmişini neden düşünmemişti ki daha önce? Evet, çoğu insanın ki hepsi sevdikleri iken ellerinin arasından kayıp gidişini izlemişti ama zaten bu olanlar onun hayatındaydı. Bir fırtına misali hiç durulmamıştı ki onun hayatı. Şimdi normal bir adamla aile kurmaya kalksa yine o sert ve acımasız rüzgarlar kesilmeyecekti. Peki ya bütün bunları bilip sorumluluğunu almış Aren Rollas? Onunla olduğunda hayatı normal aksiyonunun dışına çıkmamıştı ama kalbi hareketlenmişti. Kendi yaşadıklarından daha çok olay görmüş bir adamdı sonuçta ve gayet sağlamdı bu konuda. Hala yaşayabildiğine göre sağlam sayılırdı öyle değil mi? Peki Hera'nın uçsuz bucaksız zaten tehlikeli olan hayatına sakin bir adam mı yakışırdı yoksa Aren gibi işinin ehli bir gözü kara mı? Uçağın basıncıyla boş boş baktığı pencereden havalandıklarını görünce gözlerini yanındaki adama çevirdi. Dümdüz bakışlarından bile sürekli düşündüğünü anlayabiliyordu Hera. Belki farklı yollardan düşünüyorlardı ama aynı kapıya çıkacaktı. Hera geleceğini tartıp biçerken Aren Hera'nyı korumanın planları içinde boğuluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)
RomanceKılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...