Geç geldim yine gecelerin kızı kıvamında. Uyku düzenim bile amuda kalkıp bana sırıtıyor o dereceyim millet. Bir yorgunluk bir yorgunluk. Hayır annem yakında kapıyı açmayacak o olacak. Artık Küçük Emrah modunda boyun büker kapıya otururum... Bu arada o özlediğiniz Aren'in manyak tavırlarını da ağırdan ağırdan getiriyorum size. :D Bir bölüm daha yayınlayacağım ama onun için zaman gerekiyor. Fotoğraf hazırlığı malum :D
Bu arada Beyaz Show sayesinde aşağıdaki şarkıyı dinleyip takık kaldığımda doğrudur. Çenem düşmeden bölümle baş başa bırakayım sizi. Seviliyorsunuz canlar...
'Kaçıralım. Kaybol ortadan.'
'Bulur Sencar. Onun basit bir adam olmadığını ikimizde biliyoruz. Henüz kırmızı alarm değil ama yakın olduğunu söyledi.'
'Zaman kazanmak iyidir abi, buluruz bir yol.' Aren usulca başını sallayıp elindeki telefonu Sencar'ın avcuna bıraktığında içindeki sıkıntıyı atamadan inmişti salona. Gözlerindeki durgunluğu, omuzlarına binmiş stresi göstermemek amaçlı hafifce gülümsediğinde az önce kalktığı yere tekrar bıraktı bedenini.
'Sorun mu var?' Hera'nın mırıldanmasıyla gülümseyip anında şakağına dudakların bastırıp kadının sırtını göğsüne çekmişti.
'İşle ilgili güzelim. Büyük bir şey yok.'
'Peki o zaman. E senin aklında isim var mı?' Hera'nın gülümseyen yüzüne bakarak bakışlarını ondan cevap bekleyen ailesine dönderdiğinde başını sağa sola sallamıştı.
'Yok. Yüzüne baktığında aklına yani aklımıza ilk gelen ismi koysak?'
'O anın telaşı ile ikinizinde aklına isim gelebilir mi emin değilim.' Arya'nın sırıtan suratından sonra Aren sertçe yutkunup omuz silkmişti.
'Gelir, ben inanıyorum.' içindeki o deprem şimdi evini yuvasını yıkmaya başlamıştı. Asıl mesele o evdeki kaç hayatı çıkarabilirdi bilmiyordu adam. O yıkıntıların, çökmüş duvarların, moloz yığınlarının arasından kaç bedeni çıkarabilecekti? Dahası bu defa olacak savaş için yeterli cephaneliği var mıydı onu bile kafasında tartamıyordu adam.
-------
İki hafta. Koskoca iki hafta Aren'in donup kalan bakışları ile sürdü. Hera ne olduğunu defalarca sorsa da adam iş ile ilgili diyip geçiştiriyordu ama beş dakika sonra o buzlarla kaplı ruha geri dönüyordu. Hera'yı tanımadan önce nasıl bir buz soğukluğu varsa üzerinde yine aynıydı adam. Kimse ile fazla muhabbet kurmadan, gözünü işlerden çekmeden, gecelere kadar çalışan bir adam oluvermişti yeniden. Kollarını yaslayıp önündeki beyaz sayfaya boş bakışlar atmaya devam ederken acınası olduğunun bile farkında değildi aslında. Kapı sesini duyduğunda ise elinde çevirdiği kalemi masaya bırakıp deri koltuğa yasladı bedenini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)
RomanceKılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...