Bölüm 64 - Kabarık Dosya

72.5K 2.5K 220
                                    

Merhaba arkadaşlar... Bildiğiniz gibi bu yıl bizim ailenin üzerindeki kara blutlar azalmak yerine yoğunlaşıyor. Ölümdü, trafik kazasıydı derken başka bir bela ile yüz yüze kaldık. Ne kadar espirili bir konuşma gibi olsa da inanın psikolojim ne durumda ben bile çözemiyorum.  

Şafak Sökerken'de çok net belirttim aile bağlılığımı, bir ihtimal burada da hissettirmiş olduğumu umuyorum. Ben yine ve yeniden anladım ki bu hayatta kaybettim diye üzülebileceğim ailem ile aile gibi gördüklerim. Size bunu neden anlatıyorum, neden saçma sapan cümleler kuruyorum benimde bir bilgim yok ama her zaman dediğim gibi ne olursa olsun ailenizden vazgeçmeyin. Anlık bir durum sizden çok şey alıp götürüyor. Çok uzun zamandır görmediğiniz bir akrabanızın haberi beyninizin çalkalanmasını sağlıyor. Geç olmadan yanlarında olun, üzülmeden önce kopardığınız bağlarınız var ise tekrar bir araya getirin. Çünkü bana dünden beri göze küçük gibi görünen 72 saat ömür oldu. Tavsiyemi dikkate alıp almamak size kalmış ama geç kalmayın bazı şeylere...

Bir kaç gün olmayacağım buralarda, şehir dışına çıkmam, bu kafa ile araç kullanmam, hatta benim psikolojimden önce psikolojilerine destek olmam gereken insanlar var, yorumlarınıza dahi cevap veremeyebilirim ama çabalayacağım.  Affınıza sığınarak size bu bölümü atıp bir özür niteliğinde görmenizi istiyorum. Benim için gerçekten değerlisiniz. Hepinizi seviyorum...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'A manyağa bak be. Buz göz. Sen hangisisin, dur bakıyım, hah Samet'sin sen. Ya ne öküz adamsın, söylesen gelirdim. Ayrıca neden normal eve götürmedin beni, niye buradayız? Birde ya mekanı dehşet yapmışsınız, çok gizemli yani. Hani yapanın da fikri yürüteninde çabasına sağlık. Ayrıca niye bana öyle bakıyorsun sen?'

'Sus, yalvarırım beş dakika sus ya!' Samet'in son raddesine dayandığı belli olan siniri sonunda kendini gösterdiğinde karşısındaki kız ellerini beline yaslamış tek kaşını kaldırmıştı.

'Ne bağırıyorsun sen bana! Kim veriyor acaba bu hakkı sana ya! Hem öküzsün hem açıklama yapmıyorsun hem bağırıyorsun! Niye buradayım ben niye? Ayrıca sorumun cevabını ver, neden gırtlaklayacakmış gibi bakıyorsun bana?'

'Eğer abim çağırmamış olsa gırtlaklardım da o yüzden.'

'Ah paşamıza bak sen, gırtlaklarmışmış. Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Mor kuşağım var benim karetede!'

'Karetede mor kuşak olduğunu duymam da ayrı bir ironi.'

'Bir kere siyah ama sen kadından ne anlarsın. İnsan irisi. Ben moru sevdiğim için mor kuşak oldu ismi. Sen gel iki üç büyük boya şu güzelim sıfatı kaldırttır sonra karşımda benimle dalga geç. Oldu canım... Kahkahamı ne tarafa atayım!'

'Abi ben dayanamıyorum.' Samet'in Aren'e bakarak konuşması ile Helen hala arkasını dönme zahmetinde bulunmamıştı bile.

'Ay sen benim eniştemin casusu musun bir de! Vah vah... Dur elinden bir kurtuluyum ben ilk önce şu abini-' işaret ettiği tarafdaki ona gülerek bakan aile ile donup kalmıştı Helen. Yavaş modda Samet'e baktığında onun başını sağa sola sallamasına kaşlarını derince çattı.

Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin