Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...
Selam millet... Bu haftaki bölümle karşınızdayım... Yorgunluğum yoğun ama hali hazırda bölüm olunca durmayım dedim...
Daha önce söylediğim gibi Whatsapp grubu kuracağız eğer ki numara göndermeyen, katılmak isteyen var ise bana özelden veya biceruvar isimli Instagram hesabımdan ulaşarak katılım sağlayabilirsiniz... Hepinizi çok seviyorum...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Ne isteyeceğimi sormayacak mısın?' Aren parmakları arasındaki klipsi takıp kadının omuzuna dudaklarını bastığında Hera'da usulca başını sağa sola salladı.
'İste bakalım.'
'Beni nasıl affedeceğin hakkında kopya verir misin? Elimin altındaki banka hesapları, bildiğim tüm mağazalar ve satış ofisleri senin üzerinde etki etmiyorda.'
'Ben seni affettim.'
'Öyle değil, gerçekten, kalbinin kırıklıklarını tamir edebilecek bir affediş.' Aren'in bakışlarının süt dökmüş kediye dönmesiyle Hera kırıkça gülümseyip derin bir nefes almıştı.
'Bu alemi bırak desem bırakamazsın biliyorum, o yüzden karşına kim gelip ne derse desin ilk önce fevrileşmeden düşün ve bana bundan sonra yalan söyleme olur mu? Kalbimdeki kırıklıklar ancak böyle tamir olur.'
'Ufacık bile yalan yok mu?'
'Aren.'
'İyi de ben kızımla bir olup sen kızdığın halde çikolata yiyemeyecek miyim? Haksızlık bu.'
'Eğer sadece kızımız içinse olabilir. Ama fazla abartmadan. Anlaştık mı?' Aren ilk önce kadının gözlerine bakmış ardından uzattığı eli parmakları arasına alarak sıkmıştı.
'Anlaştık patron.'
Sabahın ilk ışıkları eve vurur vurmaz Aren şirkete yol almıştı. Ondan on dakika sonra Arya, Ceren ve Serra hanım gelmişler, onlardan yarım saat sonra da Haliç eve girmişti. Sonunda hazırlardı ama sağ olsun Hera onuncu kez söylediği şeyleri tekrar ediyor abisini de üç kadını da kapıda ağaç ediyordu.
'Anne sütler dolapda, onları dışarı mı çıkarsam ya. Evet evet dur bir dakika.' içeri adım attığında Serra hanım kollarından yakalayıp geri geri yürümesini sağlamış arabanın yanına kadar getirmişti.
'Hera'cım üç tane çocuk büyüttüm ayrıca ev baya kalabalık. Gidin ve eğlenin hallederiz' sıkıntı ile gülümsese de daha fazla uzatmamış binmişti arabaya kadın, Haliç ise olduğu yerde dikilip şok içinde bakmaya devam etmişti ki Arya'nın dürtüklemesiyle kendine geldi.
'Aklına bir şey gelmeden sende bin' hızlı adımlarla kapıyı açıp koltuğuna yerleştiğinde hızlı bir manevrayla park halindeki aracı çıkarıp yola koyuldu Haliç. Hera'yı evden ayıramayışına mı şaşırsın yoksa hanım hanımcık olması dumur mu etsin bilememişti adam.
