Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...
İlk başta sesi kulak tırmalıyıcı gelen ama sonradan müptelası olduğum bir sesi sizinle paylaşmak istedim. Dönüp dönüp yine Feride Hilal Akın'a geliyorum :D Neyse bu bölüm uzun uzadıya konuşmayacağım... Hepinizi seviyorum iyi okumalar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkesin bir umudu vardır.
Bir savaşı, bir kaybedişi,
Bir acısı, bir yalnızlığı, Bir hüznü...
Çünkü herkesin bir gideni vardır,
İçinden bir türlü uğurlayamadığı...
- Turgut Uyar
----------------------------------------
'...Ben bir ya-lan uy-dur-dum. Duma-duma- dum, kırmızı mum. Sanırım oradasınız.' gözüne kestirdiği dolaba ilerleyip açtığında tabaklarla yüzyüze kalarak kaşlarını çatmıştı anında. Bir cezve ve kahve bulmak bu kadar zor olabilir miydi? Şeker meselesi çözülürdüde asıl mevzu kahvesiz nasıl kahve yapacağıydı.
'Tencerede kahve yapabilir miyim acaba? Neden olmasın, öğrenciler hayatta kalabiliyor değişik yöntemlerle.' kız bu defa Sencar'ın tencere çıkardığı dolaba yönlendiğinde dibine kadar gelen bedene bakmıştı. İki kaşını da havalandırıp gülümsemesini genişlettiğinde ise Sencar'ın bir dolaba bir kendine bakışını izlemişti.
'Gel bakalım güzelik.' mırıldanarak belini sarıp en baştaki dolabın önüne gittiğinde kapağı açıp Arya'nın omuzuna çenesini yaslamıştı bu kez.
'Burada kadehler var.' onu kapatıp diğerini açtığında ise
'Burada tek kullanımlık çaylar, altında su ısıtıcısı olduğu için.' o dolabı kapatıp diğerini açtığında hafifce yana kaymışlardı.
'Burada gördüğün üzere salata tabakları' bir diğerini açtı bu defa.
' Burada da tencereler. Bunun yerini zaten biliyorsun.' Aspiratörün üzerindeki dolaba geldiğinde mecburetle kızın omuzundan çekilmişti başı.
'Burada baharatlar var ama yemek yapmaya karar vermeden önce söylersen daha aşağıda bir yere alırım.' oradan da geçip yandaki dolabı açtığında kahvelere baktı.
'Kahveler burada, aklında kalsın diye ekliyorum eğer ki kahve makinesini başka yere almışsam kahveler onun üzerindeki dolapdadır.' Arya usulca başını salladığında bedenlerini yana kaydırıp lavabonun üzerindeki dolabın camlı kapaklarıyla karşı karşıya kalmışlardı.
