Gözyaşı

2.8K 383 19
                                    

Multi: Hande&Mira

Yorumlarınız çok önemli :)

Okula gitmek şu anda ölüm gibi geliyordu. Selimle ayrılmıştık ve Onu çok üzdüğümü biliyordum. Bütün gece ağlamaktan gözlerim şişmişti. Ona o kadar bağlanmıştım ki. Sonumuzun olmayacağını bildiğim halde. Bugün ölü gibi hissediyorum kendimi. Aynanın karşısına geçip saçıma dağınık bir topuz yaptığımda çok az rimel sürmüştüm. Gözlerim şişikti ve bugün çok çirkin gözüküyordum.  Okul kıyafetlerimi giyip evden çıktım. Yürüyerek gitmeyi tercih etmiştim yürümeyi severim. Okula geldiğimde selim yoktu. Miranın arkasına oturduğumda hemen yanıma gelmişti.
"Neyin var" o beni bu hayatta en iyi tanıyan kişidir annemden bile. Annem beni benim istediğim kadar tanır sadece. Haraketlerimden nasıl olduğumu anlayan tek kişi miradır.  Gözyaşlarım beni dinlemeden akmaya başlamıştı. O bana endişeli gözlerle bakıyordu ve ben artık ona öyle bakamıyordum. Ona bakamıyordum. Başımı omuzuna yasladığımda sarılıp üstündeki gömleği ıslattım.
"Konuş artık aptal merak etmeye başladım" ahh onun hala bana böyle bakması beni düşünüyor olması beni daha çok mahvediyordu. Ama artık selimle görüşmeyecektim ve bu konu kapanacaktı. Başımı kaldırıp ona kızarmış gözlerle ve ıslak yanaklarla baktığımda tebessüm etti. Eliyle gözyaşlarımı silerken bende tebessüm ettim.
"Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi" birden alaycı bir bakış atıp
"Beni herkes sever" ahh ukala. Hayır ukala falan değil. Ukala değince aklıma yeniden o geliyordu. Ah herşey bana onu hatırlatıyordu. Burnumu silerek ona baktığımda sırıtıyordu. Sesli güldüğümde yanağımı sıkıp
"Sana gülmek daha çok yakışıyor sümüklü şey" gülerek gözlerimi devirdiğimde oda güldü.
"Cidden birşey mi oldu" ne kadar anlatmak istesemde anlatamazdım. Bende her zamankini yapıp yalandan gülümsedim.
"Sadece anılar aklıma geldi" ona daha ne kadar yalan söyleyebilirdim acaba. Birbirimize samimi bir şekilde bakarak güldüğümüzde birden gülümsemem durmuştu. Kapıdan girdiğinde bana sert bir şekilde bakıyordu. Eli sargıdaydı Acaba ne olmuştu. Merak bedenimi ele geçirirken o Sıraya doğru yaklaştığında Mira tam kalkacaktı
"Sen arkadaşının yanında otur sana ihtiyacı var gibi gözüküyor"  ne yani şimdide bana küçük çocuklar gibi laf mı sokacaktı. Tamam kızabilir hatta bağırıp çağırabilir ama laf sokmak çok saçmaydı. Mira gülümsediğinde yüzüme bakmadan önümdeki sıraya oturmuştu. Gözyaşlarım bana meydan okuyordu resmen. Şuan ona sarılıp onu üzmek istemediğimi söylemek ve onu öpmek istiyordum ama oysa benim yüzüme bile bakmıyordu. Nefes alamıyordum resmen. Terlemiştim  yine. Sınıfa hoca girmeden birden ayaklandığımda Mira'da  telaşla ayağı kalktı.
"Hey birşey mi oldu" başım dönüyordu. Psikolojik olarak çöküntüde olduğum için yalandan da olsa gülemiyordum. Ben üzgünken gülemem. Arkasını bile dönmemişti. Beni umursamıyordu ve bu canımı yakıyordu. Canımı çok yakıyordu. Elimi alınıma koyup çantamı aldığımda
"İyi değilim eve gideceğim" birden ilerlediğimde Mira kolumdan tutup beni ona çevirdiğinde selimi görmüştüm. Sert bir şekilde bana bakıyordu ve oldukça meraklı gözüküyordu. Acaba umursuyor muydu. Gözlerimiz birleştiğinde hemen başka tarafa bakmak yerine daha derin baktı. Gözlerini kısarak sert bir bakış attı. Uzaktan siyah olan gözlerindeki karanlıkta boğuluyor gibi hissediyordum.
"Benimde gelmemi ister misin" Mira'ya sarıldığımda selime bakmamaya çalıştım. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde hemen kapatmıştım gözlerimi.
"Gerek yok dinlenmem gerek sadece" sınıftan çıktığımda koridorda yürürken herkesin bana baktığını farkettim. Bazıları aşalayıcı bakarken bazıları meraklı bakıyordu. Gözlerimden bir yaş aktığında elimi kaldırıp sildim. Başımı kaldırmadan okuldan çıktığımda bir taksiye binip yaşananları unutmaya çalıştım. Başımı cama  yaslayıp gözyaşlarımı serbest bıraktığımda hıçkırmamak için kendimi tutuyordum. O kadar yorgun bitkin ve berbat hissediyordum ki. Birde eve gidip anneme bir sürü yalan anlatacaktım. Keşke bunların hiçbiri yaşanmamış olsaydı. Eve girdiğimde annemin mutfakta olduğunu yemek kokusundan anlamıştım. Genelde yemek yapmazdı.o sayılı günlerden birindeydik. Mutfağa girdiğimde masaya servis yapıldığını gördüm. Gülümsemeye çalışarak
"Benim unuttuğum özel bir gündemiyiz" gülümseyerek sorduğumda birden arkasına dönmüştü Belindeki açık pemde önlüğü çözüp bana gülerek baktığında bende sırıttım.
"Bir arkadaşım gelecek" oldukça mutlu gözüküyordu. Onu böyle görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Masanın üzerindeki börekten bir tane aldığımda homurdandı. Sanki her gün börek yapıyor gibi.
"Özel biri mi" annemi babamdan başka biriyle hayal edemiyordum. Bu çok garipti. Boşanmalarına yeni alışmaya başlamışken birde üvey bir baba ahh kesinlikle iyi olmazdı.
"Evet yani benim için öyle en azından" hayır hayır hayır istemiyordum. Annemin aptal bir adama aşık olma fikri bile beni tiksindiriyordu. Elimdeki yarısı yenmiş böreği masanın üzerine bırakıp
"İyi sen keyfine bak ben Mira'ya gideceğim" çantamı yerden alıp odama çıkmak için merdivenlere doğru yöneldiğimde
"Sadece arkadaş yapma ama" ben anlamam. Arkadaş yada sevgili sonuçta o kişi babam değilse kim olursa olsun.
"Herneyse" merdivenleri hızlıca çıkıp odama girdiğimde kapıya yaslanıp nefesimi dışarı üfledim. Hayatımın en berbat dönemini yaşıyordum resmen. Yatağıma oturup telefonu aldım. Bana ne kadar kızacağı umrumda bile değildi. Onunlayken mutluydum ve onu istiyordum. Selimi aradığımda bir kaç kez çaldıktan sonra açmıştı telefonu. Ses gelmeyince konuşmayı ben başlatmıştım.
"Özür dilerim" cidden mi. Özür dilerimlemi başlamıştım cümleye ahh. Bir süre cevap gelmeyince
"Ordamısın" diye ekledim.
"Üzgün olman beni ilgilendirmiyor" cidden bu kadar üzülmüş müydü. Ahh tabiki üzülmüştür onu yarı yolda bıraktım.
"Biliyorum beni asla affetmeyeceksin ama bilmeni istiyorum o günden sonra nefes almam zorlaştı. Yanımda sen olmayınca gülmem zor oluyor. Sebebini bilmiyorum ama her dakika seni düşünmekten yoruldum. Kendi kendimi yemektense bunları sana söylemeyi seçtim neyse aa iyi akşamlar" onun vereceği cevaptan korktuğum için dinlemeden telefonu kapatmıştım. Ohh artık rahatlamıştım. Acaba sevinmiş midir. hiç sanmıyorum çünkü çok umursamaz gözüküyordu. Umursamasını ve beni düşünmesini dilemekten başka çarem yoktu.

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin