M: Hande Koper
Okula girdiğimizde selim furkanlara bakacağını söyleyip bahçede onları aramıştı. Bende o lanet merdivenleri çıkmak için koridorda yürüyordum. Bir kız önüme geçti ve ağızındaki sakızı yayarak çiğnemeye başladı. "Sen hande misin" gözlerimi devirdim. Bunların başka işi yok muydu yahu. "Evet ne olmuş" sıkılgan bakışlarımı attım. "Mira seni aşağıda konferans salonunda bekliyor" mira ne alaka şimdi ya üstelik niye bu kızla haber yolluyorsa neyin havası bu yani. Cevap vermeden miranın yanına inmeye başladım. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde kimse yoktu etrafta. Mira diye seslendiğimde bir kaç kıkırdama sesi duydum. Kapı birden kapanınca aptal gibi kaldım öylece. Fazla karanlıklı ama fazla. Kapıya vurmaya başladım. "Mira aç şu kapıyı" diye kapıyı yumruklamaya başladım ama ses falan yoktu. İyimi şimdi biri buraya gelene kadar burda mı duracaktım ya heryer karanlık. Şimdi ağlayacağım sinirden.
İçerden "sakin ol" diye bir ses geldiğinde altıma yapacaktım. "Ya sen kimsin be" sesim titriyordu ve gözlerim dolmuştu. Karanlıktan nefret ediyorum. Işıklar açıldığında gözlerimi kırpıştırdım. Geçen gün ağlarken çarptığım ve döveceğimi idda ettiğim çocuk bana doğru elinde kamerayla gelirken kendime küfür ettim. Işıkları açmak benim aklıma gelmemişti ve bu kadar salak olduğum için kendime küfür ettim. "Hey sen şu atarlı kız değil misin" gözlerimi devirdim. "Uzak dur benden yoksa yumruklarımı geçiririm bak suratına" güldü. Çok tatlıydı şerefsiz. "He he tabi" gözlerimi devirdim. "Kilitli kaldık burda sen gülüyorsun salak salak" gözlerini devirdi. "Ee yani az sonra farkedip açarlar ayrıca ders saati niye burdasın" alaycı bakışlarımı attım. "Dedi derste olması gereken çocuk" diyerek alay ettiğimde güldü. Karşımdaki koltuğa yayılıp fotoğrafımı çektiğinde şapşal gibi bakmıştım şaşkınlıktan.
Güldü. "Tam bir salak gibi çıktın" elindeki kamerayı alıp yere fırlattığımda mal gibi baktı suratıma. "Şimdide sen salak gibi bakıyorsun zeki çocuk ne oldu beklemiyor muydun" dalga geçtiğimde kollarımdan tutup arkamdaki duvara yasladı beni sertçe. "Uzak dur bak döverim seni" hala sert bakışlar atmaya devam etmişti. "O kamerada benim bütün bir yıl çektiğim fotoğraflar vardı salak" aha şimdi sıçtım işte. Bu çocuk öldürür beni ya kaslı maslı birşey. Yutkundum. "Sorry" dedim tatlı bir şekilde. Tabiki etkilenmemişti. Kollarımı daha sıkı tuttuğunda kurtulmaya çalıştım. "Ya bırak canım acıyor" umursamadı ve elini yanağıma koydu. "Sana bunu ödeteceğim tamam mı atarlı kız" ellerimi kurtarıp bir yumruk attığımda sadece sarsıldı haraket bile etmedi kas yığını. Güldü. Gülmesini beklemiyordum ama güldü. Bu çocuğun psikolojik sorunları var. "Sen böyle yumruk atmayı nerden öğrendin" yutkundum. Bir an vuracak falan zannettim öyle bi tip var bu namussuzda. "Karşında boksör var" kaşları havalandı. Güldü ve eliyle dudağının kenarını kaşıdı. "O zaman bunu yapmamı engellersin" ne dediğini anlamaya çalışırken birden çelme takıp üzerime çıktığında afallamıştım. Başımı yere çarpmamam için elini koymuştu aman ne kadarda düşünceli bir boy. "Salak mısın nesin ya kalk üstümden" güldü. "Düşündüğüm kadar iyi değilsin" dediğinde alaycı bir bakış attım. Birden gücümü toplayıp ben onun üstüne çıktığımda tabiki kafasını vurmasını sağlamıştım. "Bir daha düşün" güldü. Güldüm. İki elini yandan tutmuştum ve ona doğru eğiliyordum. Tamam bu hiç iyi bir görüntü değildi. Hemen üstünden kalktığımda üstümü başımı düzelttim. Birden kapı açıldığında hemen oraya baktım. Bu neydi şimdi. Hemen kapının ardına geçip etrafa baktım ama kimse yoktu. Bunu yapan kişiyi bulursam-ki kim olduğunu biliyorum-o o zaman görecekti.
Yerde yatan çocuğa aldırmadan merdivenleri çıkmaya başladım. Sınıfa girdiğimde selim bana kaşlarını çatarak baksada onun yanına değil miranın önüne oturdum. Bana gıcık gözlerle bakıyordu iç sesim kız haklı diye bağırsada umrumda değil. Beni bir yere kilitlemekte neyin nesiydi. Ya o aptal çocuk orda olmasaydı ben ne bok yiyecektim. Korkudan ışıkları açmak bile aklıma gelmemişti. "Benimle oyun oynamak istiyorsan karşıma çık aksi taktirde bu oyunu bitiririm mira" yüzüme sinir bir gülümseme yerleştirip kalktığımda selim olanları anlamaya çalışıyordu. Sırama oturduğumda selim anlatmamı gerektiren bakışlar attı.
"Seni nasıl kilitlerler ya bu çok çocukça" selime olanları anlattığımda tepkisi bu oldu. Odadaki çocuktan bahsetmedim o nur yüzünü düşürmesin diye. "Hadi çıkar defteri sana matematik anlatacağım yoksa kalacaksın" gözlerimi devirdim. "İnsanın sıkıcı bir sevgilisi olması kadar berbat bir şey yyoook" kaşları çatıldı hemen yine o tatlı halini aldı dudakları. "Tamam tamam bişey demedim anlat hadi ama söyleyeyim ben hiç bir şey anlamam" ukala gülüşünü sergiledi "ben anlatırsam anlarsın" gözlerimi devirdim hemen "ne kadan da ukala bir bey" sesimi incelttiğimde güldü ve burnumu sıktı. Ona olan ilgim sınıftaki sesler yüzünden kesildi. Mira melissayla gülerek bize bakıyorlardı. Melissa ve mira ne alaka ki şimdi. Bütün düşmanlarım bir olup beni öldürmeyemi kalkacaklar acaba. Tamam bu çok saçmaydı. "Selim melissa neden bana öyle bakıyor" güldü. "Ne güzel bakıyor işte nesi var" koluna vurdum. "Neresi güzel be beni yiyecek gibi bakıyor" dediğimde ona vurduğum elimi tuttu. "Yoksa sen melissayımı kıskanıyorsun aa hiç yakıştıramadım" gözlerimi devirdim. Ne alaka yani niye kıskanayım ki ben onu. O uyuz kızı. "Ne kıskanıcam be ben onu kafir bikere o melissa diye isim mi olurmuş Ayşe fatmaya ne oldu" birden kahkaha attığında elimle ağızını kapattım. "Şiştt sus bize bakıyorlar" avuç içimi öptü "bakan baksın" güldüm. Telefonuna mesaj geldiğinde gözlerini benden ayırdı.
Sinirle telefonu bana gösterdiğinde 7.5 şiddetince sallandım. Bu neydi böyle kendimi bilmesem ben bile şüphe ederdim benden. Kameralı aptal çocuk üstüme çıktığında bizi kim neden çekip selime atsınki demeyeceğim bunun cevabını biliyordum zaten. "Sakin olda anlatayım" sinirle ayağı kalktı. Kırmızı olmuştu damarları sanki ona meydan okuyor gibiydi. Bu çocuk sinirliyken beni bile görmüyor o yüzden alttan alttan tırsmaya başlamıştım. "Anlat" diye bağırdığında titredim. Bunu neden miranın ve o aptal melissanın önünde yapmıştı ki beni rezil edince eline ne geçecek. "Sakin ol diyorum sen bağırıyorsun bana güvenmiyormusun sen ya" üste çıkmaya çalıştım çünkü suçsuzdum bana bağırmasına izin veremezdim. "Hande bak konuş diyorum hadi" diye bağırdığında gözlerim doldu. Bana güvenmiyordu. Gözüm kapalı güveneceğim çocuk bana güvenmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı İhanet (Düzenlenecek)
Teen FictionHayatımda yaptığım en büyük yanlışın Hayatımdaki en güzel şey olabileceğini kim bilirdi ki ?