Multi: SERENAY
SELİM'den
Bütün kalabalık dağıldıktan sonra bizim tayfayla birlikte handelerin evine girmiştik. Elini sımsıkı tutuyordum. Bugün bana seni çok özleyeceğim dediğinde onu kaybettiğimi düşündüm. Tekrar bir boşluğa düşmüş gibi bir hiç gibi hissetmiştim. Beni seven sayılı hatta tek insanı kendi aptallığım yüzünden kaybetseydim asla toparlayamazdım. Bu kadar romantiklik bana göre değil hatta daha önce hiç kimsenin yanında gitar bile çalmazken az önce yaptığım şeye ben bile inanamıyorum. Bir anlık cesaret nerden geldiyse yaptım işte. Ama o yüzündeki gülümsemeyi görmek için herşeyi yapardım. Bu elleri birdaha tutmak için herşeyi yaparım. "Elimi alabilir miyim artık şebeğim" düşüncelerimden ayrılıp handeye baktım. Ne güzel gülüyor öyle. Bense bu gülüşü soldurmuştum. Salonda bütün tayfa bizi izlerkende konuşamıyorum ki. Hadi cesaret gel yavrum. "Hande b-beni affettin mi" ellerini tuttum ve korkak bakışlarımı yolladım ona. Ya affetmediyse ya hala kızgınsa bana. Ona iğrenç şeyler söyledim. "S-selim ben" kalbim neden yerini kaybetti. Neden sadece o ve ben varız şuan ve neden onuda kaybedecekmişim gibi hissediyorum. "Affettim ama bir şartım var" derin bir iç çektim ve başını göğüsüme yasladım. Mertin güldüğünü görsemde serenay ve diğerleri mertin aksine bize sevimli bakışlar atıyorlardı. "Selim nefes alamıyorum" boğuk sesin geldiği yöne baktım. Hande kırmızılaşmıştı. Hemen uzlaştırdım kendimden. "Neymiş o şart" merakımdan her an ölebilirdim. "Telefonunu alayım" elini kaldırıp bana piç gibi baktığında bunların acısını çıkartacağım bakışlarını çok iyi anladım ama itiraz etmek gibi bir şansım yoktu. Telefonu cebimden çıkarttım ve bana uzattığı elini tutup önce avuç içini öptüm daha sonra telefonu koydum. Sabah onu ittiğim için yere düşmüştü ve avuç içleri kanamıştı. Tekrar o anı hatırladığımda kanım dondu. Onun canını acıtmak en son isteyeceğin iş. Herkes bana şaşkın gözlerle baksada ben kalbime göre haraket ettiğim için gayet rahattım. Tam koltuğa ilerliyordu tekrar arkasına dönüp boynuma sarıldığında bende kokusunu içime çekip sarhoş olmayı planlıyordum ki bir piçin sesini duyana kadar "yeter lan sizimi izlicez akşama kadar" bu mert ne kadar gereksiz bir insan böyle ya. Handeyle aynı anda "sen kes be" diye bağırdığımızda ikimizde birbirimize bakıp güldük. "Al işte şimdide birbirlerinin sözlerini tamamlıyorlar aşk kusacam he" istemeyerek handenin yanından ayrılıp mertin yanına oturdum ve saçlarını karıştırdım. "Bana söylenceğine yanındaki kızla ilgilensene" serenaya göz kırptığımda hemen mertin yanından kalktı. "Sen ne odunsun ya bak millet neler yapıyor hatta millet değil kardeşin. Sende böyle mal gibi başkalarını izlet bana" mert bana küfür mırıldanıp kapıyı açıp çıkan serenayın peşinden giderken bizde gülüyorduk.
MERT'den
"Yav aşkım dur bitanem hayatımın anlamı" bu kızların tribini çekeceğime boksa gider kendimi bilerek dövdürürüm daha az ac verir vallaha bu nedir ya. Bir insan birine aşkım demediği için küsermi. Hem oda bana aşkım demiyor ben küsüyor muyum. Hala hande ve selimin fotoğraflarının olduğu mahalleden sonunda çıktığımızda-iyiki çıktık çünkü onları görmekten sıkılmıştım-caddeye çıktık. En sonunda hızımı arttırıp serenayımın kolundan tuttum ve konuşmasına izin vermeden dudaklarına yapıştım. Kadınlara ne yaparsan yap seveceği bir şey yaptığın zaman hemen unutuyorlar neden küstüklerini. Hala aşkımın dudakalarını kemirirken koluma aldığım darbeyle ayrıldım çilek tadındaki dudaklardan. "Püüüüh utanmıyorlar sizin eviniz yok mu çocuğum haa bu gençlik nereye gidiyor beyy" serenaya baktığımda dudağını ısırarak yere bakıyordu. Utangaç aşw benim. yaşlı teyze ve dede hala bize nefretle bakarken serenaya bakıyordum. Gerçekten utanmıştı o zaman duruma el atmak lazım. Ben kimseye mertin yavuklusu sokakta öpüşüyo dedirtmem öpüştüğü kişi ben olsam bile. İçimden kendime random attıktan sonra sustum. "Yok nene siz yanlış anladınız" kadın koluma yine vurdu çantayla. Sanki onun vurmasıyla birşey olacaktı. Bu kaslar plastik değil herhalde yani. "Nesi yanlış be yiyiyordun kızı resmen" serenaya göz ucuyla baktığımda başını bile kaldıramıyordu. Oy yerim ben onu şuan çok tatlıydı acaba bir daha mı öpsem diye düşünürken karşımdaki buruşmuş kadına baktım. "Yav yok o benim kardeşim nene" kadının gözleri büyüdüğünde serenay bana malmısın der gibi baktı. Kadın kocasına döndüğünde adam bana tiksindirici bir bakış attı "kardeşinle sen" derken kıskanç aşw sözünü kesti dedenin. "Yok kardeş falan değiliz dedeciğim" hala dedenin yüzüne bakamıyordu ama konuşmaya çalışıyordu. En sonunda bu işten çıkmak için serenayın omuzuna elimi attım ve kendime yapıştırdım. Birazcık durumdan faydalanıyordum o ayrı. "Yav yok ne kardeşi karım o benim ya sen hiç neneyi öpmedin sanki dede" serenay bana bir cimdik attığında gülmeyi bıraktım. "Siz evli olamazsınız daha yaşınız kaç bu devirde bu yaşta kim evleniyormuş" serenay bana acıklı bakışlar attığında gözlerinden öpmek istedim. "Yav evliyiz gelin sizi evimize götürelim bir yemek yiyelim hem bizim keratalar sizin elinizi öper tam dört çocuğumuz var haa" nene ve teyze ağızı açık bana bakarken serenayda onlara katılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı İhanet (Düzenlenecek)
Teen FictionHayatımda yaptığım en büyük yanlışın Hayatımdaki en güzel şey olabileceğini kim bilirdi ki ?