Sana ihtiyacım var

2.5K 323 11
                                    

M: Selim Ekici

Umarım beğenirsiniz bu bölümü :)))

Evin önüne geldiğimizde kapıya tıkladıktan sonra selime bakmıştım. Burnu ve yanakları kızarmıştı. Ellerimi yanaklarına koyduğumda resmen elim donmuştu.
"Benim sevgilim üşümüş mü" tatlı bir şekilde söylediğimde yanaklarını sıktığım için dudakları şişmişti ve lanet olası bir tatlılığı vardı. Uzanıp burnunu öptüğümde birden kapı açılmıştı. Babam yalandan öksürdüğünde  hemen ayrılmıştım selimin kollarından.
"Hande sen buraya gelir miydin" dediğinde gözlerimi devirdim. İçeriye doğru bir adım attığımda selimin hala dışarıda beklediğini gördüm.
"Neyi bekliyorsun hadi gel" dediğimde başını hayır anlamında salladı.
"Mira içerde onunla küsmüşsünüz" dediğinde gözlerim büyümüştü. Ah bu günlerde ne kadar da yakalanma tehlikesi yaşıyorduk böyle. Birden kapıyı araladığımda babam ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Selime üzgün gözlerle baktığımda
"Önemli değil zaten gidecektim hem beni burda görürse hiç iyi olmaz seni ararım" dediğinde yanağımı sıkıp hızlıca uzaklaşmıştı. Kapıyı kapattığımda babam tek kaşı havada bakmıştı.
"Mira neden delikanlıyı görmeyecekmiş" dediğinde yutkundum.
"Şimdi sırası değil baba sonra konuşuruz bu konuyu" dediğimde başıyla onayladı. Televizyon odasına doğru gittiğimde mira ayakta beni bekliyordu.
"Hande" dediğinde dudağını ısırıyordu. Hala kızgın olmamdan korkuyordu herhalde. Üstümdekileri çıkartıp ona sarıldığımda rahatladığını görmüştüm. Bir süre sarıldıktan sonra odama çıkıp karşılıklı oturmuştuk. Bir sürü abur cubur almıştı. Onun yüzünden kilo alacaktım resmen. Önümdeki üç farklı cipsten birini alıp ağızıma attığımda tekrar ve tekrar özür diledi. Ah artık sıkılmıştım bu konudan. Sürekli bana yaptığım şeyi hatırlatıp duruyor.
"Şu konuyu kapatalım artık ee nasıl gidiyor" konuyu değiştirmeye çalışmıştım. Başarılı olmuştum ama daha berbat bir konu açmıştı zeki arkadaşım.
"Aynı hala selime aşığım ve o hala beni görmüyor" dediğinde gözlerimi devirdim. Tamam selimi seviyordum ama bu kadar sık adını duymak artık sıkmıştı.
"Seninle ilgilenmiyorsa neden başka birilerine şans vermiyorsun" diye sorduğumda alaycı bir bakış atıp
"Sence ben bunu düşünmedim mi" dediğinde anlamayan gözlerle baktım. Bu ne demek ti ki şimdi.
"O çocuğu aklımdan çıkartamıyorum tamam mı. Onu üç yıldan fazla platonik olarak sevdiğim için artık karşılıksız olmasına alıştım ve ne yaparsa yapsın ona hep aşık kalacağım" bu kız ne kadar da mal. Ben olsam beni istemeyen birisinin peşinden koşmak gibi bir saçmalık asla yapmam. Yani galiba. Bilmiyorum öyle birşey yaşamadım ama yapacağımı hiç sanmıyorum.
"Neyse bu konuyuda kapatalım" dedikten sonra önümdeki koladan bir yudum almıştım.
"Mira sana birşey soracağım" dediğimde kaşlarını çatarak bakmıştı. Derin nefes alıp verdiğimde başladım konuşmaya.
"En sevdiğin kişi sana istemeden bir kötülük yapsa onu affeder misin ?" Dediğimde tek kaşı havada bana bakmıştı. Acaba çok mu belli etmiştim. Ah hayır anlamazdı çünkü biraz saf bir kızdı mira.
"Aaa bilmiyorum herhalde yaptığı kötülüğe göre değişir mesela benim çok üzüleceğimi bile bile o şeyi yapıyorsa asla affetmem" dediğinde donakaldım. Tabikide affetmezdi. Ne demesini bekliyordum ki. Olsun herkes ikinci bir şansı hak eder mi ah çok saçma.
"Ama ya yapmayı istemiyorsa" dediğinde alaycı bir bakış atıp
"O zaman yapmaz neden saçma sapan sorular soruyorsun" dediğinde yalandan öksürdüm.
"Ne bileyim öyle geldi aklıma" diye geçiştirdiğimde birden telefonu çaldığı için dua ettim.
"Lanet olsun babam arıyor" yataktan fırlayarak merdivenleri indiğinde bende peşinden gittim. Babası sert bir insan olduğu için korkutucuydu. Miranın evde olmadığını fark ettiği an miranın ölümüdür. Öpücük atarak çıktığında kapıyı kapatıp sırtımı duvara yaslamıştım. Beni asla affetmeyecek daha da kötüsü benden nefret edecek. Gözlerim dolduğunda babam karşıma geçip
"Anlatmak ister misin" dediğinde başımı salladım. Belki birisine anlatınca rahatlardım. Babama herşeyi kendimi daha az suçlu gösterecek bir şekilde anlattığımda tek söylediği
"Kalbini dinle" olmuştu. Bu muydu yani. Kalbim selim diye bağırıyor ama Mira'yı kaybetmektende korkuyor. Ne kaltak bir kalbim var benim böyle. Odama çıkıp yatağıma yatınca derin ama depderin bir nefes içime çekmiştim. Telefonum çaldığında hemen açmıştım çünkü selim arıyordu. Onun konuşmasına izin vermeden direk konuşmuştum.
Sana ihtiyacım var
Sesim o kadar kötü çıkmıştı ki ben bile kendime acırdım.
Bir şey mi oldu
Hayır sadece fazla aşığım. Vazgeçemeyecek kadar.
Aptal sana ihtiyacım var diyorum sen hala ordasın
Dediğimde telefonu yüzüme kapatmıştı. Bu geliyorum demek miydi neydi. Boynumdaki kalbe bakarak ağladığımda hıçkırıklarımı babamın duymaması için kendimi sıkıyordum. Yastığa yüzümü yaslayıp bağırarak ağlamıştım. Hayır bağırmamıştım resmen anırmıştım. İçimde tuttuğum şeyleri bağırmak istiyordum. Avazım çıktığı kadar bağırmak. Yüzüm gözüm su olduğunda ve burnum dolduğunda banyoya doğru ilerleyip duş almak için üstümü çıkarmaya başlamıştım bile. Üstümü çıkarttığımda sadece iç çamaşırlarım vardı üzerimde. Banyodan çıktıktan sonra giyeceğim pijamalarımı hazırlarken birden kapı açıldığında olduğum yerde sıçramıştım. Neden öküz gibi dalmıştı ki içeriye. İnsan kapıya tıklar. Kapı birden açıldığı ve çıplak olduğum için titremişti vücudum.
"Hande" dediğinde vücudumu baştan aşağı süzmüştü.
"Ne var" diye çıkıştığımda güldüğünde anlamayan bakışlar atmıştım.
"Bana ne için ihtiyacın vardı" dediğinde ağızım açık ona bakmıştım. Pislik. Pis sapık. Ah neden hep beni utandırıp rezil etmek zorunda ki. Elimdeki kilodu istemsiz olarak ona fırlattığımda kendime küfrettim. Kilot fırlatmıştım resmen çocuğa. Elindeki kilodu bana göstererek kahkaha attığında ona doğru yürüyüp elinden almaya çalıştım.
"Ver şunu sapık" dediğimde beni şaşırtıp hemen pes etmişti. Kilodu birden bıraktığı için yere düşmüştü. Çenemden tutup başımı dikleştirdiğinde gözlerimin içine bakmıştı.
"Ağladın mı sen" dediğinde yutkundum. Cevap vermemi beklemeden sarıldığında titredim. Ben çıplağım farkındamısın selim bey.
"İyi misin" dediğinde nefesimi dışarıya üfleyerek başımı iki yana salladım.
"Şuan sadece duş almak istiyorum" dediğimde yanağımdan öpüp
"Ben aşağıdayım" diyerek kapıyı açıp çıkmıştı. Bu çocuğu bir türlü çözemiyordum. Hem sapık hem odun hem sinirli hem böyle tatlı olmayı nasıl beceriyordu. Bu düşünceler arasında duş almak için suyu açtım ve hafif soğuk suyun altında duş almaya başladım.

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin