Yorum ve voteleri bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkürler....
Multi: HANdeSELim
İsteksiz aldığım elbiseyi yine isteksiz bi şekilde deniyordum aynanın karşısında. Hayır. Sorun elbisede değil. Sorun bu elbiseyi o adamın yani selimin babasının düğününde giyecek olmamdı. Elbise zevkim ve istediğimin aksine siyah değil beyazdı. Bir hafta önce selim bu elbiseyi zorla aldırmıştı. Siyah dar bi elbise giydiğimde bu elbisenin dekoltesinin yapıldığı tülü satanın dükkanında çalışan elamanını sikeyim diyerek elbiseyi satın aldıktan sonra bana işkence ederek gözlerimin önünde makasla doğramıştı.
Evet. Çok normal bir sevgilim var.
Şimdiye o elbisenin aksine beyaz göğüs kısmı sütyen model pileli ve dizlerimden bir karış yukarıda olan bir elbise almıştık. Elbisenin bel bölgesinde hafif taşlar olduğu için ne çok sade nede çok abartı duruyordu. Yani tam bana göre. Elbiseyi poşete tıkıştırdıktan sonra poşetide alıp salona geçtim. İki haftadır mertlerde kalıyordum ve çocuğun evi tanınmaz haldeydi. Bi ara(!) temizlesem iyi olur.
"Ya abi ben yakışıklı değil miyim ya hepinizin sevgilisi var ben hala muş"
Özkanın söylediğiyle kıkırdayarak poşeti koltuğun kenarına bıraktıktan sonra serenayın yanına oturacakken belimde hissettiğim ellerle kıkırdadım. Karnımdan huyum vardı ama öyle bişey ki arada sırada gıdıklanıyordum. Arada sıradaysa hiç etkili olmuyordu.
Selimin kucağına düştüğümde kaşlarım çatık kalkmaya çalıştım ama izin vermedi. Sırtımı göğüsüne yaslayıp çenesini omuzuma dayadı. "Ben burdayken sen hayırdır serenayın yanına gitmek falan ?" Omuz silkip yutkundum.
"Sen ? Yakışıklı ? Oğlum sen kelimeyi kullanınca kelime anlamını kaybetti lan. ünlü kayması oldu. Aha bak kayıyo" mertin söylediğine özkan hariç hepimiz güldük.
İlerleyen saatlerde selim uykusu olduğunu ve benimde onun sevgilisi olduğum için onunla uyumam gerektiğini, bunun 17292629. Sevgililik kuralı olduğunu söylemişti. Uykum olmadığı için o uyurken fırsattan istifade onu izleyip dudaklarıyla oynamıştım. Alt ve üst dudağını birbirine vurarak uyumak çok hojdir gibi saçma şeyler söyletmiştim ona.
Şimdiyse yarın düğün olduğu için kişisel bakımımı yapmak amaçlı hem kuaför hemde eve uğramam gerekiyordu. Hazırlanıp çıkacaktım. "Benim gelmemi istemediğine emin misin?" Selime göz devirdim. Kesinlikle kuaförde bana ağda yapılırken yanımda olmasını istemiyordum. Henüz o kadar salaklaşmadım.
"Eminim. Hem başım ağrıyo diyodun ev boş uyu işte" diye geçiştirerek poşetide alıp kapıyı açtım. "Tamam bana bak başın eğik yürüyosun yolda şeyleri say...neydi ha kaldırım çizgilerini say kuaförden çıktıktan sonra ara beni" gözlerimi devirdim. Ağda yapıldıktan sonra en az bir saat geçmesi gerekiyordu benim selimi aramam için. Çünkü beyaz tenliydim ve o beyaz tenim ağdadan sonra beyaz kalmıyordu. "Ararım ararım" tam çıkacakken bileğimden tutup durdurdu. Belimdeki eliyle beni kendine yasladıktan sonra kaşlarını çattı. "Beni geçiştiriyo musun sen ?" Dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı iki yana salladım. "Yoooooo nerden çıkardın" sırıttı. "Bidaha yoo de bakayım" tek kaşım havalandı. "Niye?" Dudaklarını yalayıp sırıttı. "De sen"
"Yoooo"
Yooo derken dudaklarımı öne doğru uzatmam onun gülmesini sağlamıştı. Onun gülümsemesi benim gülümsememi sağlamıştı. Uzanıp dudaklarına küçük bi buse kondurdum diyemeyeceğim çünkü bayağı öpüştük. Böyle giderse gidemeyecektim evden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı İhanet (Düzenlenecek)
Novela JuvenilHayatımda yaptığım en büyük yanlışın Hayatımdaki en güzel şey olabileceğini kim bilirdi ki ?