Yüreğime Göre Sen..

1.7K 142 56
                                    

Selam tatlı okuyucularım. Öncelikle bu bölüm sizi beklettiğim için diğerlerine göre daha uzun oldu. Özür amaçlı jssjsjsj umarım beğenirsiniz bölümü yorum ve votelerinizi bekliyorum iyi okumalar
Bölüm değişti umarım beğenirsiniz.
Multi: HanSel

Duyduğumuz çığlık sesiyle ikimizde birbirimize baktık. "Selim" dedim endişeli ses tonumla. Üstümden kalktı ve çığlık sesinin geldiği yöne ilerlemeye başladı. "Elimi tut" dedim korkarak. Hava çok kararmıştı ve ormandaydık. Korkmam gayet doğal değil mi ? Elini uzattığında tuttum ve bir kaç adım arkasından yürüdüm. "Umarım iyidir" dedi selim. Daha çok kendi kendine konuşuyormuş gibi duruyordu. "Umarım" dediğimde elimi tutan eli sıkılaştı. "Melissa!" Diye bağırdığında etrafa bakındım. Gözüken tek şey ağaç gövdeleriydi. Bir kaç dalın kırılma sesini duyduğumda telaşla arkama döndüm. "Duydun mu ?" Dedim selime bakarak. Onuda göremiyordum ya neyse...."Neyi ?" Aynı sesi tekrar duyduğumda "bunu" dedim. "Rüzgardandır" dediğinde normalde buna gözlerimi devirirdim ama öyle olmasını uyuyordum. Yada işime geliyordu. "Yardım edin !" Melissanın sesini duyduğumuzda hemen sesin geldiği yöne koşmaya başladık. Bir süre sonra melissayı yerde bacağını tutarken gördüğümde telaşla "melissa!" Diye bağırdım. "H-hande yardım et lütfen canım çok acıyor" dediğinde yere çöküp bacağına baktım. Kanlar içindeydi. "N-neyle kesildi bu böyle" derken selime yanıma oturdu. "Ağaç dalı" dediğinde bacağına bakmaya başladım. Acil durum  hakkında pek bildiğim bişey yoktu ama ne kadar derin olduğunu anlayabilirdim. "Nasıl becerdin Allah aşkına bana bi anlatsana....yani bir insanın bacağına ağaç dalı nasıl girer" selim hayretle melissaya baktığında melissa "ne bileyim ya sanki ben dedim gel gir diye" dediğinde selimi dürttüm. "Kızın bacağı kanlar içinde biraz alttan al istersen" sanki melissa duymuyormuş gibi konuşmuştum selime bakarak. Oda aynen melissa yokmuş gibi "ya sen ne kadar temiz kalpli bir kızsın ya....daha dün ayrılmamız için beni zorla öpen bu kız değil miydi ?" Dediğinde aklıma gelen görüntüyle dişlerimi sıktım. Melissa selime kaşları çatık "ne yani burda ölsem hala bu kızla ilişkini mi düşüneceksin" dediğinde şaşkınca ona baktım. Ona iyi davranmama rağmen bana hala bu kız diyordu. Tabi suç bende. Melissanın bir kaltak olduğunu unutan benim. "Tabiki hayır....cesedini nereye götürmem gerektiğinide düşünürüm" selime hayretle baktığında dudağının sağ tarafı yukarıya kıvrıldı ve göz kırptı. "Ahh" melissa bacağına bakarak yüzünü buruşturduğunda selim "sakin ol mertler az sonra eve dönmediğimizi anladığında tekrar gelirler" dediğinde benimde içimi rahatlatmıştı.

********

Son bir kaç saat aynen selimin söylediği gibi oldu. Ben tam uyuklayacakken mertler gelmişti ve melissa rüzgoşun boynuna yapışıp "kurtar beni" diyerek ağlamıştı. Kolpacı seni. Şimdi ise evdeyim. Bir kaç saat önce mertlerdeydim. Saat sabahın bilmem kaçı olduğu için babama gidemezdim. Zaten anneme hiç gidemezdim kim bilir kaç saat soru sorardı. Mertlerde kalmıştım bir kaç saat. Melissayı acile götürmüştü rüzgoş. Ne kadar istemesede. "Baba kız olarak evdeki son günlerimiz" babama gülümsedikten sonra önündeki acılı şalgam suyunu içtim. Ne kadar sevsemde yüzüm ister istemez buruşuyordu şalgam içince. "Melis ablayla evlendiğinde beni dışlarsan valla kıyamet kopar...hele o eymene oğlum dersen valla çikolatayla intihar ederim" güldü ve yanağımdan makas aldı. Melis ablada ne şanslı karı ya. Buldu babam gibi karizmayı ohhh. Para desen var tip desen var. Valla başkası olsam kesin babamı alırdım. Düşüncelerimin saçmalığını ölçtükten sonra babamı kesmeyi bıraktım. "Merak etme kimse senin yerini alamaz. Kimse bir Hande Koper olamaz biliyorsun" dediğinde göğüsünü kabarttım ve havalı havalı "biliyorum biliyorum" dediğimde güldü ve telefonunu eline aldı. "Şşt..." Dedim babamı omuzundan dürterken. "Günaydın mesajı mı ?" Dediğimde başını salladı. "Hadi yine isin ha" dedikten sonra bir an duraksadım. Melis abla bile babama günaydın mesajı atıyordu ama selim.... Hışımla olduğum yerden kalkıp odama gitmek için merdivenleri çıktım. Telefonu elime alır almaz selimi aradım. Çalıyor....Çalıyor....Meşgul... Sakin kalmaya çalışarak derin derin nefesler almaya başladım ama sakin olamıyordum. Telefonun ekranında ukala öküz'üm Arıyor.... Yazısını görünce gülümsemeden edemedim. "Günaydın" dediğinde arama sebebim aklıma geldi ve gülümsemeyi sildim suratımdan. "Hiçte gün aymadım. Çünkü günün ayabilmesi için günaydın mesajının gelmesi gerekiyor....Ama bana gelen mesaj...ımm....yok !" Dedikten sonra nefes nefese kalmıştım. Selimden tepki gelmeyince konuşmaya devam ettim. "Hayır insan bir günaydın sebebim... Ne bileyim hiç değilse sadece günaydın yazar. Ben aramasam aramıyorsun bile !" Diye çemkirdiğimde ofladığını duydum. "Haa birde ofluyorsun öyle mi ? İyi tamam" dedikten sonra telefonu suratına kapattım. Oh iyi oldu. Sinirle telefonu yatağa fırlattığımda yanıp sönmesiyle aynı anda aldım elime. Ben söyledikten sonrada olsa mesaj atmıştı. Gülerek, mesajı okumak için mesajlara girdim.

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin