Multi: Selim Ekici
Yorum ve votelerinizi bekliyorum :) iyi okumalar
Üstümde bir ağırlık hissettiğimde yavaş yavaş gözlerimi açmıştım. Zar zor uyandığımda karşımda dişlerini göstererek güldüğünü gördüm. Üstüme çıkmıştı. Ellerini kafamın üstünde olduğu yastığın iki yanından koymuş bacaklarımın üstüne oturmuştu.
"İn üstümden" titrek ve güçsüz çıkan sesim onu daha çok güldürmüştü. Ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovaladığımda
"Hadi kalk bu gün bana hizmet edeceksin o yüzden seni erkenden kaldırıyorum bu günün uzun sürmesi için" dediğinde aklıma gelmişti dün yaşananlar. Ahh hiç halim yok. Şimdi o ukalayı nasıl çekeceğim ben.
"Üzerimden kalkarsan kalkacağım" dediğimde o üstümdeyken kalkmaya çalıştım. Zorlandığımı görünce bacaklarımın üstünden kalkıp karşımda dikildi.
"Elini yüzünü yıkadıktan sonra bana kahvaltı hazırla böyle güzel bir kahvaltı" dediğinde dişlerimi sıktım. Bu çocuk ciddimiydi böyle. Ne yani ona hizmet mi edecektim.
"Yaaa" diye mızmızlanacakken işaret parmağını dudaklarımın üstüne koyup beni susturdu.
"Şitt itiraz yok bu gün benimsin" dediğinde tatlı ve kurnaz bir gülüşü vardı. İkisi aynı anda nasıl oluyor anlamıyordum ama bu çocuk bunu çok iyi başarıyordu.
"Ben senin falan değilim" dediğimde elini dudağımdan indirdim. odasındaki banyoya girdiğimde aynaya baktım. Cadı. Şu anki görünüşüm tam olarak buydu. Saçlarım kabarık olduğu için havalanmıştı. Gözlerim şişmiş ve dünden kalma makyajımın yarısı silinmiş bir halde oldukça komik gözüküyordum. Yüzümü yıkadıktan sonra bir peçeteyle yarım kalan makyajımı silerken birden titredim. Ellerini belime sarıp arkamdan yaslanıyordu.
"Bugün için aklımda çok güzel şeyler var" aptal. Bana ne yaptırabileceğini düşünüyordu ki bu. Ona doğru döndüğümde burnum burnuna değmişti. Ellerini belimden çekip banyodan çıktığımda.
"Bu bahis işini fazla abartıyorsun" dediğimde gülümsedi. Kapıyı açıp merdivenleri inmeye başladığımda oda arkamdan geliyordu. Mutfağa girdiğimde arkamdan gelip açık kahverengi sandalyeye oturdu.
"Ee ne hazırlayayım" dediğimde omuzlarını silkti.
"Bilmem ama güzel birşeyler olsun birde çabuk olursa sevinirim" dediğinde gözlerimi devirdim. Kendini beğenmiş ukala birde sırıtıyordu. Yaklaşık yarım saat kadar süren mutfak serüvenim bitmişti. Hazırladığım şeyleri masaya servis yaptıktan sonra selimin karşısına oturdum.
"Çayımı doldurur musun" elimde havada kalan çatalımla ona bakarken bana sırıtıyordu. Hiç birşey söylemeden dişlerimi sıkarak kalkıp çayını doldurduğumda kendiminkinide doldurup oturdum. Genelde hazır şeyler vardı masada. Ben mutfakta pek iyi değilimdir.
"Az sonra dışarıya çıkacağız" dediğinde ağızımdaki salatalıkla ona bakıyordum. Kocaman bir dilim ağızıma attığım için yanağım şişmişti. Ağızımdakini zar zor yuttuktan sonra dudaklarımı yaladım. selime baktığımda dudaklarıma hayran gözlerle bakıyordu. Sonra bana bakıp güldüğünde bende ona anlamayan gözlerle bakıyordum.
"Öp beni" dediğinde birden öksürmeye başlamıştım. Ne neden böyle birşey istiyor ki şuan. Onun hizmetindeyim diye onu öpmeyecektim. Kaşlarımı çatıp ona baktığımda bana piçce sırıtıyordu.
"Hayır" masadan kalktığımda hemen oda kalktı ve belimden tutup beni sert bir şekilde arkamdaki duvara yasladı. Burunlarımız birbirine değiyordu ve gözlerimin içine baktığı için nefes almam zorlaşıyordu. Ellerimi nereye koyacağımı bilmediğim için beni tutan kolları tutuyordum.
"Sana beni öp dedim" hayır kesinlikle inat etmiştim ve onu öpmeyecektim. Kimse bana emir veremez. Hele o ukala asla.
"Seni öpmeyeceğim" dediğimde kollarının arasından kurtulmaya çalıştım ama beni daha sıkı tutup ellerini belimden bacaklarıma doğru indirdiğinde vücutlarımızı tamamen birleştirip kulağıma yöneldi.
"Ya beni öpersin yada ben sana daha kötüsünü yaparım" gözlerim büyümüştü resmen. Daha kötüsü derken aklıma saçma saçma şeyler geliyor. Ne yapabilirdi ki. Ah hayır düşünmemem gerek. Dudaklarını kulaklarımdan çekip boynuma getirdiğinde kendimden geçtim. Bunu yapması içimi gıdıklıyordu. Tekrar başını kaldırıp gözlerimin içine baktığında
"Islak ve sert bir şekilde" güldüğünde kaşlarımı daha fazla çatmıştım. Pis ukala. Gözlerimi devirdikten sonra yavaşça dudağına doğru inerken elleri belimde dans ediyordu. Bir yukarı bir aşağı. Dudaklarına yapıştığımda ıslak bir şekilde dudaklarımın arasına almıştım dudaklarını. O alt dudağımı emdiğinde bende üst dudağını emiyordum. Bir kaç saniye daha öpüştükten sonra nefes almak için başımı geriye attım.
"Oldu mu" isteksiz gözükmeye çalışıyordum. Onu öpmek ne kadar muhteşem olsada bunu bilmesine gerek yoktu.
"Hayır ıslak ve sert dedim" dediğinde elimle omuzuna vurdum.
" bu yeterince sert mi" güldükten sonra belimden tutup beni kendine iyice yasladığında göğüsüm şişmişti resmen.
"Hayır" dedikten sonra uzanıp dudağımı fazla ıslak bir şekilde öpmeye başlamıştı. Dudakları dudaklarımın arasındayken
"Seni tahrik edeceğim" dediğinde içim titredi. Elleri kalçama doğru indiğinde vücut ısım bir anda artıyor gibiydi. Dilini değdirerek yavaş ve ıslak bir şekilde öptüğünde bütün hücrelerim birbiriyle halay çekiyor gibi hissetmiştim. Dilini dudaklarımda gezdirirken elleri tekrar belime doğru çıktı. Dilini dudaklarımdan çektiğinde eğilip boynuma indi. Boynumu yalıyordu. Evet resmen yalıyordu. Dokunduğu hiçbir yeri artık hissetmiyordum. ve evet galiba tahrik olmuştum. Karnımın dans ettiğini hissedebiliyordum. Derin derin nefes alıp verirken birden inlediğimde gülerek dudaklarını vücudumdan ayırdı. Bana baktığında utanmıştım. Hemde çok utanmıştım. Başımı önüme eğdiğimde alınımı öptü şaşırarak başımı kaldırırken hemen dudaklarım tekrar öptü.
"Hadi üstünü giyin çıkacağız" dediğinde kurcalamadan başımı salladım. Sonradan aklıma dank etmişti. Eteğim vardı ama Tişörtüm kirliydi.
"Tişörtüm kirli ben nasıl çıkacağım öyle dışarıya" dediğimde bayağı güldü. Ona kızarak baktığımda gülmemek için yanaklarını sıktı.
"Merak etme ben senin için birşeyler düşündüm" dediğinde gözlerim büyümüştü. Bana pis pis sırıtırken elimden tutup odasına çıkarttı. Kapıyı açtı. Gardrobundan iğrenç kıyafetler çıkarttığında elimi elinden çektim.
"Düşünme bile" diye bağırdığımda kıyafetleri yatağın üstüne koyup bana bakarak elini önünde bağladı.
"Bunları giyeceksin" bana ciddi bakışlar attığında bir ona birde yatağın üstündeki iğrenç kıyafetlere baktım. Arkamı dönüp hızlıca kapıyı açmaya çalıştığım zaman kolumdan tutup beni kendine çekerek kapıdan uzaklaştırdı.
"Ya bırak diyorum öküz" diye çırpınırken hem gülüyordu hemde beni içeri sokmaya çalışıyordu. Beni hızlıca içeri çekip yatağa fırlatırken kapıyı kilitledi ve kilidi bana sırıtarak bakarken elinde salladı. Yatakta ona saçım başım dağılmış bir şekilde bakarken ellerini önünde bağlayıp kapının önünde durdu.
"Ya sen giyersin yada ben giydiririm" sesli bir şekilde inlediğimde duruşunu bozmadı.
"Giymeyeceğim" diye kalkarken bağırdığımda bana doğru yaklaşıp omuzlarımdan tuttu. Sarsıldığım için ona boş bakışlar atarken kulağıma yaklaşıp
"Demek sende ikinci seçeneği daha çok beğendin" onu kendimden uzaklaştırmak için ittiğimde yatağın üzerinden iğrenç tişörtü aldı. Bacaklarının arasına koyup üzerimdekini çıkartmaya çalıştığı zaman onu ittirip ondan uzaklaştım.
"Pis sapık iğrençsin" diye bağırdığımda tişörtü bacaklarının arasından alıp sıratıma doğru fırlattı. Havada yakaladığım tişörtü ona kızgın bakışlar atarak yakaladığımda kapının kilidini açıp
"Aşağıda bekliyorum çabuk ol" diye bağırdığında
"Defol" diye bağırdım. Güldüğünü duymuştum ve bu beni daha çok sinir etmişti. Olduğum yerde ayaklarımı yere vurarak inlediğimde kapının ardından güldüğünü duydum. Aynanın karşısına geçip bir dağılmış saçlarıma ve kızgın yüzüme birde elimdeki benim giydiklerimin iki üç katı büyük açık kahverengi tişörte baktım. Üzerimdekini çıkartıp iğrenç tişörtü giydiğimde o tişörte benden 5 tane daha sığacağına emin olmuştum. Üzerimdekiyle aynı renk olan bol paça pantolonuda kısa şortu çıkartıp giydiğimde kendimden tiksindim. O kadar bol paçalı bir pantolondu ki başkasında görsem kesin gülerdim. Kahverengi ve kahverengi harika bir uyum. Kapıyı açıp merdivenleri inerken bana bakarak kahkaha attığında
"Kapa çeneni" diye bağırdım. Karşısına geçtiğimde sırıtarak
"Çok güzelsin seni öpmek istiyorum" dediğinde karnına vurup kapıyı açtım. Nereye gideceğimizi bilmediğim için herşeye hazırlıklı olmalıydım. Arabaya bindiğimizde gülümsemesini duymamak için hemen şarkı açtım. Oturduğum yere yayılarak başımı cama yasladım ve onunla konuşmak yerine şarkının harika sözlerini dinledim.
"Geldik hadi in" neredeyse uykuya dalacaktım tabi şu sinirin sesini duyana kadar başımı kaldırıp ona doğru baktığımda o çoktan inmişti. Kapımı açıp kolumdan hızlıca çektiğinde
"Yavaş" diye bağırdım. Beni arabaya yasladığında gözlerimin içine bakarak
"Sana itraz etmeni yasaklıyorum" dediğinde alaycı bir gülüş takındım.
"Yok artık" dediğimde "şştt" diyerek beni engelledi. Elimden tutup beni kendine yaklaştırdı. Kalabalık bir yerdeydik. Beni soytarı gibi giydirip insanlara rezil ediyordu ama ben bunun intikamını ondan alırdım. Yolda 6 kişiden 5 i bana bakıyordu. Gülerek ve parmakla göstererek.
"Seni öldüreceğim herkes bana bakıyor" yolda olduğumuz için sessizce söylediğim şeye oda sessizce kahkaha attığında tuttuğum elini sıktım. Tabi ne kadar canı acıdı bilemem. Bir süre yürüdükten sonra bir kafeye gelmiştik. Güzel bir kafeydi. İçi karanlıktı ve renkli ışıklarla aydınlanıyordu. Daha çok eğlenmek için gelinen yerlere benziyordu. Sigara dumanı oldukça yoğundu ama sigaradan o kadar nefret etmediğim için bu beni rahatsız etmiyordu. Sigara bağımlısı değilim ama canım istediği zaman içiyordum. Boş bir yere oturduğumuzda karşıdaki masada erkekler vardı. İçimdeki şeytan kavga çıkartıp bu ukalayı dövdürmem gerektiğini söylüyordu ama o harika suratının dağılmasını istemiyorum. Aslında oldukça harika bir fiziği vardı ve güçlüydü. En azından bana göre.
"Eee ne söyleyelim" dediğinde gözlerimi etrafa bakmaktan alıp ona çevirdim.
"Bilmem sen ne alırsan" dediğimde başıyla onayladı. Canım sigara çekmişti. Hemde çok. Şimdi içsem ne güzel olurdu ama selimin nasıl bir tepki vereceğinden korkuyordum. Bunu düşünürken ona baktığımı farketmemiştim.
"Ne düşündüğünü merak ediyorum" dediğinde düşüncelerimden ayrılıp dikkatimi ona verdim.
"Şşey aa sen sigara içermisin" dediğimde hafif sırıttı. Onun sigara içtiğini biliyordum. Mirayla onu ne zaman görsek elinde hep sigarası olurdu ama benim içmeme ne tepki verirdi bilmiyorum. Cevap vermeden cebinden sigarasını çıkartıp çakmağı üzerine koydu ve paketi bana doğru itti. Ona şaşkın gözlerle bakarken bana gözleriyle sigarayı işaret etti.
"Hadi yak bir tane ne bekliyorsun" dediğinde gülümsedim. Paketi açıp içinden bir tane aldığımda dudağıma götürdüm. Tam Çakmağa uzanacaktım çakmağı alıp oturduğu yerden kalktı. Yanıma oturduğunda sigarayı ağızımdan alıp parmaklarımın arasına koymuştum.
"Napıyorsun" dediğimde elimdeki sigarayı benim ağızıma yerleştirip beni susturdu. Sigarayı yaktığında içime dumanı çektim. Rahatlamıştım. Çünkü bir şeyi canım istediğinde onu yapmak zorundayım. Çikolata krizim tuttuğundada böyleyim. O çikolatayı yemezsem ölürüm. Dumanı dışarı üflerken başımı onun olduğu yerin tam tersine çevirmiştim. Tam üflerken çenemden tutup beni kendine çevirdiğinde dudaklarıma yaklaşıp dumanı içine çekti. Dudaklarımı kuru bir şekilde öptüğü için dudaklarımız birbirine yapışacak gibi oluyordu. Elimi yanağına koyduğumda oda aynısını yaptı. Elimdeki sigarayı unuttuğum için külü selimin üstüne düştüğünde birden dudaklarını benden ayırdı.
"Seni sakar" diye çıkıştığında sigarayı masanın üstündeki kül tablasına koydum. Bana gülerek bakarken alt dudağını ısırdı.
"Özür dilerim" telaş yapmıştım. Acaba yanmış mıydı. Elimle üzerindeki külü almaya çalışırken pantolonunun heryerine bulaştırmıştım külü.
"Tamam sakin ol" dediğinde elimi tutmuştu. Güldüğünde bende zorla gülümsemiştim. Birden elini omuzuma atmıştı. Başımdan tutup omuzuna yasladığında başımı kaldırıp yanağından öptüm. Romantik sevgililer gibiydik ve bu çok güzeldi. Bu kıyafetlerle bile bana iyi hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı İhanet (Düzenlenecek)
Teen FictionHayatımda yaptığım en büyük yanlışın Hayatımdaki en güzel şey olabileceğini kim bilirdi ki ?