Hayır, hayır, hayır. Siktir!
Gözlerinden öfke fışkırıyordu.
Köşeye iyice sindim arabanın kapısına dayanıyordu sırtım. Yolun sonuna geldim. Ellerini omuzlarıma yerleştirince tepinmeye başladım, hayır dokunma bana. Lanet gecemin içine ettin! Dudaklarını dudaklarıma yakınlaştırıp agzıma doğru fısıldadı. Sesi ölümcüldü. Azrail meleği gibi bir sıkımlık canıma göz mü dikmişti ?
" Çok yaramazlık yaptın."
Elimi tutup yüzündeki tükürüğe götürdü. Elime diğer eliyle cebinden çıkardığı mendilini tutuşturdu. Öfkelenmiştim. Hayır yüzünü temizlemeyeceğim mağara kaçkını. Mendili tutan elimi yavaşça yüzünün pürüzsüz, traş edilmiş yanakları ve elmacık kemiklerine sürttü.
Birşeyler demeliydim. Konuşma yeteneğim belleğimden uçup gitmis olmalı, dudaklarımı birşeyler söylemek için açtım, o an gözbebekleri büyüdü, nazik ellerimi tutan elleri okşadı. " Hastalık bu... Sen. Ah- Ne istiyorsun benden ?" Bir kelime etmedi.
" Lütfen ? Cevap verir misin. Ben özgürüm. Ben- ah- sen ? Sen ne hakla beni zorla alıkoyuyorsun. Ve-"
Sustum. Yararsızdı. Dinlemiyordu daha konuşurken dudaklarımdan gözleri ayrılmıyordu. Dayanamadım sözcük patlaması olacaktı. En sonunda döküldü.
" Canın cehenneme! Beni kücük düşürdun hem de! Ahh Tanrım! Flört ettiğim adamın önünde. Lanet olasa koca barda .
Mağara adamı gibi davranıyorsun. Benim seni tahrik edebiliyor olmam sana böyle davranma hakkını veremez! 18 yaşındayım. Sen de kim oluyorsun ? Sana mı aitim. Lütfen. Bu saçmalığa son ver. Canımı yaktın. Bu aşagılıkça. Orospu çocuğunun tekisin. Paran var diye senin üzerine..."
Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Başını sallıyordu. Araba hızla otoyolda kayıp gidiyordu. Nereye gidiyorduk. Bu adam şizofren olabilirdi. Bir pisliğe bulaştığıma inanamıyorum.
"Atlamadin. Ben istediğim her şeyi. Alırim" Sözcüklerin üstüne basa basa o mükemmel agzından sözcükler fırladı. " "Reddedilemem. İstediğin kadar konuş. Bu beni etkilemez. Seni takip etmedim. Lanet apartmanına sahibim. Ve gecenin bir yarısı. Beni reddettiğin gibi bir de bara gidip adama kendini becerttirmeye çalışman çok çekici.Asi. Bana ait olman daha makul olacaktır."
" Sen! Sen aklını kaçırmışsın ben kimsenin değilim!" Ciyaklıyordum.
Ah, delilik bu alıkoyuluyorum,çantam yok, param yok,- mağara adamı saçımdan çekercesine bardan cıkardigında orada bıraktım- ultra lüks bir arabanın içerisinde, bilmediğim bir yere , pek de hoş olmayacak bir amaç için götürülüyordum.
Arkasına yaslandi, sigarasını asil hareketlerle yakıp, mavi gözlerini ellerime dikti. " Moraracaklar"
Sırıtarak dumanı burnundan soludu. Lanet piç. Seksiydi. Seksin ta kendisi! O dumanı içmek istedim. Gözyaşlarimı müstehcen düşüncelerimi daha da erotikleşmesini onlemek için sildim, onun parfümü kokan mendiliyle. Yoldan sola sapınca araba, şoför içerideki paravan cam uzaktan kumanda ile açtı. Sarı kısa saçlı, 40 yaşlarında, gri takım elbisesinin ceketi, kemikli burnu, sarı kirpikleri,pembe teni görüş alanıma girdi.
"Efendim ?" diyerek sert sesiyle irkiltti Henry'yi.
Düşünürken parmakları üst dudağının çizgisinde yavaş yavaş geziniyordu. Aniden öne atılıp " Bay Roxroach'un apartm-"
" Benim suitime, Logan. Onun dediklerini dinleme." derken sesi buzullar kadar soğuktu. Logan itaat edip sürüşüne odaklandığında, cam yavaşça kapandi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)
RomantikSevgi. Değerli oldugunu hissetmektir ,her varlığın hakettiğidir. Bağımlılıktı, o uyuşturucuydu. Gözlerim yanıyordu, akan gözyaşları,görüş alanımın içine ediyor. Aynadaki görüntüm.. Büsbütün yabacı. Bedenimden tiksinircesine aynadaki aksimi izledim...